Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5661-5670 )

NIKAHl FESHEDEN SEYLER, FESHETMEYEN SEYLER

5661 - Ibnu'l-Museyyeb rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh dedi ki: "Kim, kendisinde delilik veya cuzzam veya baras (alaten) bulunan biriyle evlenir ve temasta da bulunursa, mehir tamamiyle kadinin olur. Ancak bu, kadinin velisi uzerinde erkege bir borc olur."
Muvatta, Nikah 9, (2, 526).

5662 - Yine Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh buyurdular ki: "Bir kadin kocasini kaybeder, nerede oldugunu da, bilemezse dort yil bekler, sonra dort ay on gun oturur, sonra nikahi (baskasina) helal olur."
Muvatta, Talak 52, (2, 575).

5663 - Yine Ibnu'l-Museyyeb, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan, Nadre Ibnu'l-Ektem denen ensardan bir zattan naklen kaydettigine gore, demistir ki:
"Ben bakire bildigim bir kadinla evlendim, gerdege girince hamile oldugunu gordum. (Durumu Resulullah'a arzettigim vakit) Aleyhissalatu vesselam:
"Fercinden istifaden sebebiyle mehir onundur, cocuk da sana koledir" buyurdu ve aramizi ayirdi. Ilaveten: "Cocugu dogurunca had uygulayin!" emretti."
Ebu Davud, Nikah 38, (2131, 2132).

5664 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir hiristiyan kadin, bir zimminin nikahi altinda iken, kocasindan bir muddet once musluman olsa, artik kocasina haram olur."
Buhari, Talak 20.

5665 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhumanlatiyor: "Bir adam once kendisi musluman olup geldi; sonra da hanimi musluman olup geldi. Kocasi:
"Ey Allah 'in Resulu! Hanimim da benimle birlikte musluman olmustu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam, hanimini kendisine iade etti."
Ebu Davud, Talak 23, (2238); Tirmizi, Nikah 43, (1144).

5666 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir kadin musluman oldu ve (yeni bir erkekle) evlendi. Bunun uzerine (eski) kocasi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Ben de musluman olmustum. Hanimim musluman oldugumu da biliyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam, kadini ikinci kocasindan ayirip eski kocasina iade etti."
Ebu Davud, Talak 23, (2239); Ibnu Mace, Nikah 60 (2008).

5667 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kizi Zeyneb'i, Ebu'l-As Ibnu'r-Rebi'e, alti yil sonra eski nikahi ile geri verdi, (ne nikah, ne mehir) hicbir seyi yenilemedi."
Ebu Davud, Talak 24, (2240); Tirmizi, Nikah 43, (1143).

5668 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (kizi) Zeyneb radiyallahu anha'yi kocasi (Ebu'l-As'a) yeni bir nikah, yeni bir mehirle iade etti."
Tirmizi, Nikah 43, (1142); Ibnu Mace, Nikah 60, (2010).

5669 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda, birkisim kadinlar, kendi yurtlarinda musluman oldular. Bunlar hicret de etmediler. Bunlar Islam'a girdikleri zaman kocalari kafir idiler. Bunlardan biri Velid Ibnu'I-Mugire'nin kiziydi. Bu kadin Safvan Ibnu Umeyye'nin nikahi altinda idi. Bu hanim Fetih gunu musluman olmus, kocasi Safvan da Islam'dan kacmisti. Aleyhissalatu vesselam pesinden amcasinin oglu Vehb Ibnu Umeyr'i, kendisine bir eman alameti olarak sahsi ridasiyla birlikte gonderdi. (Resulullah onu Islam'a cagiriyor ve yanina gelmeye davet ediyordu; (gelince bakacak), Islam hosuna giderse kabul edecekti, gitmezse kendisine iki ay musaade edecekti.
Safvan, Aleyhissalatu vesselam'in yanina ridasiyla birlikte gelince, yuksek sesle (halkin arasinda) bagirarak:
"Ey Muhammed! Iste Vehb Ibnu Umeyr! Senin ridani bana getirdi vesenin beni yanina davet ettigini, Islam hosuma giderse kabul edecegimi, gitmezse bana iki ay muhlet taniyacagini soyledi" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam kalkip: "Ey Ebu Vehb (devenden) in!" buyurdu. Fakat o:
"Hayir, vallahi, meseleyi benim icin acikliga kavusturmadikca inmem!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sana, daha fazla, dort ay muhlet taniyorum" buyurdular.
Sonra Resulullah Havazin tarafina Huneyn seferine cikti. (Sefer hazirligi sirasinda) Safvan'a adam gondererek cagirtip, emaneten silah ve baska harp malzemesi vermesini talep etti. Safvan:
"Zorla mi, gonul rizasiyla mi istiyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Gonul rizasiyla!" buyurdu. Safvan (yaninda bulunan) silah vs.yi iane olarak verdi. Sonra Safvan kafir oldugu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte dondu. Huneyn gazvesine, Taif'in fethine katildi. Bu esnada henuz kafirdi. Ama hanimi musluman olmustu. Aleyhissalatu vesselam aralarini ayirmadi. Bu hal Safvan radiyallahu anh'in musluman olusuna kadar devam etti. Musluman olduktan sonra hanimi eski nikahiyla onun yaninda kaldi. Safvan ile haniminin musluman olusu arasinda iki ay kadar bir zaman mevcuttur."
Muvatta, Nikah 44, (2, 543, 544).

5670 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma, bir kolenin nikahi altinda bulunan bir cariye, hurriyetine kavusacak olursa, (bu azadliktan sonra) kendisine kocasi temas etmedikce (bu evlilige devam edip etmemede) muhayyer oldugunu soylerdi."

Muvatta, Talak 26, (2, 562).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5661-5670 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.