Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1021-1030 )
1021 - Abdullah Ibnu Avn anlatiyor:
"Nafi'ye yazarak savastan once (musrikleri Islam'a) davet etme hususunda
sordum. Su cevabi verdi: "Bu Islam'in basinda idi. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) Beni Mustalik'e ani baskin yapti. Adamlari gafildi,
hayvanlari su kenarinda sulanmakta idi. Savasabilecekleri oldurdu, kadin ve
cocuklarini da esir etti. O gun Cuveyriye (radiyallahu anha) validemizi esir
almisti.
Bunu bana Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu
anhuma) rivayet etti. Abdullah bu orduya asker olarak katilmisti."
Buhari, Itk 13; Muslim, Cihad 1, (1730); Ebu
Davud, Cihad 100, (2633).
1022 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor:
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabindan birini herhangi bir is icin
gonderince su tenbihte bulunurdu; "Mujdeleyin, nefret ettirmeyin;
kolaylastirin zorlastirmayin."
Muslim, Cihad, (1732).
1023 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Musriklerin yaslilarini oldurun, fakat tifillarina (serh) yani henuz tuyu
cikmayanlara dokunmayin."
Ebu Davud, Cihad 121, (2670); Tirmizi, Siyer
28, ( 1583).
1024 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in katildigi gazvelerden
birinde oldurulmus bir kadin bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun
uzerine kadinlari ve cocuklari oldurmeyi yasakladi."
Buhari, Cihad 147,148; Muslim, Gihad 24,
(1744); Muvatta 3, (2, 447); Tirmizi, Gihad 19, (1569); Ebu Davud, Gihad 34,
(1667); Ibnu Mace, 30, (2841).
1025 - Nu'man Ibnu Mukarrin. (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile bircok gazvelere
katildim. (Sunu gordum): Resulullah (aleyhissalatu vesselam), safak sokunce,
gunes doguncaya kadar mukateleyi durdururdu. Gunes dogunca ogle vaktine kadar
tekrar mukateleye gecerdi. Tam ogle vaktinde mukateleyi durdurur, gunes batiya
meyledinceye kadar ara verirdi. Meyledince, ikindi vaktine kadar mukatele eder,
ikindi vaktinde ikindi namazini kilincaya kadar ara verir, sonra tekrar
mukateleye gecerdi. (Ashab) derdi ki: "Bu vakitte (yani gunesin zevali
vaktinde) yardim ruzgarlari eser, mu'minler namazlarinda ordulari icin dua
ederler."
Tirmizi, Siyer 46, (1612); Ebu Davud, Cihad
111, (2655); Buhari, Cizye 1.
1026 - Hz. Enes (radiyallahu anh):
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sabah vakti baskin yapardi.
(Yaklastigi yerlesim bolgesine) kulak kabartir, (ezan okunup okunmadigini
kontrol eder) ezan sesi isitecek olursa durur, isitmezse saldiriya gecerdi."
Muslim, Salat 9, (382). Tirmizi, (Siyer 48,
(1618); Ebu Davud, Cihad 100, (2634).
1027 - Isam el-Muzeni (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ordu veya seriyye yola
cikardigi zaman, askerlere sunu tenbihlerdi: "Bir mecsid gorur veya
muezzini isitirseniz, orada kimseyi oldurmeyin."
Ebu Davud, Cihad 100, (2635); Tirmizi, Siyer
2, (1549).
1028 - El-Hariss Ibnu Muslim Ibni'l-.Haris
babasindan Muslim Ibnu'l-Haris (radiyallahu anh)]'den naklediyor: Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bizi bir seriyye ile gazveye gonderdi. Baskin
mahalline vardigimiz zaman, atini hizlandirdim ve arkadaslarimi gectim. Koy
halki beni imdat cigliklariyla karsiladi. Ben onlara: Lailahe illallah deyip
kendinizi koruyun dedim. Oyle yaptilar. Arkadaslarim beni bu davranisim
sebebiyle "Ganimeti bize haram ettin" diyerek ayipladilar. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in yanina donunce, yaptigimi ona haber verdiler.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni cagirtti. Yanina varinca davranisimdan
dolayi takdir etti ve: "Bilesin, Allah (celle celaluhu) senin icin, o
kurtardigin insanlardan her birisi sebebiyle su kadar sevab yazmistir"
buyurdu. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vessselam) bana: "Sana kendimden
sonra bir tavsiye yazacagim"dedi ve yazip, uzerini muhurleyip bana
verdi."
Ebu Davud Edeb 110, (5080).
1029 - Cundeb Ibnu Mekis (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) benim de katildigim bir
seriyye gonderdi. Orduya Benu'l-Mulevvah kabilesine baskin yapilmasi talimatini
verdi. Yola ciktik. Kedid nam mevkiye geldigimiz zaman el-Haris Ibnu'l-Bersa
el-Leysi ile karsilastik. Onu yakaladik. Bize:
"- Ben Musluman olmak arzusuyla
geliyordum. Memleketten de Resulullah ( aleyhissalatu vesselam)'a gitmek
dusuncesiyle ayrilmistim" dedi. Kendisine:
"- Eger Muslumansan bizim sana bir gun
bir gecelik bagimiz zarar vermez, dedigin gibi degilsen sana karsi tedbirimizi
tam yapmis oluruz" dedik ve baglarini daha bir sikiladik."
Ebu Davud, Imaret 137, (1896).
1030 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beni Lihyan kabilesine bir askeri
birlik gondermeye karar vermisti: "Her iki kisiden biri atilsin, sevapta
ortak olacaklar" buyurdu.
Muslim, Imaret,1896.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1021-1030 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.