Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1421-1430 )

1421 - Ebu'l-Beddah Asim Ibnu Adiyy, babasi Adiyy (radiyallahu anh)'den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerin cobanina, yevm-i nahrde tas atmislarsa, ertesi gun tas atmayip develerle kalmaya, sonra da iki gunluk tas atmaya ve yevm-i nefrde atmaya ruhsat tanidi. "
Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle derdi: "Eyyam-i tesrikin ortasi gunu, gunes batmazdan once Mina'dan ayrilmayan kimse ertesi gunu taslari atmadan ayrilmasin."
Muvatta, Hacc 214, (1, 407).

BINEREK VE YURUYEREK TASLAMA

1422 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) taslari atacagi zaman yaya gider, yaya donerdi."
Ebu Davud, Menasik 78, (1969); Tirmizi, Hacc 63, (900).

1423 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Insanlar (yani sahabeler) taslamaya yayan gider, yayan donerdi. (Bu safhada) ilk binen Hz.Muaviye (radiyallahu anh) oldu."
Muvatta, Hacc 215, (1, 40?).

1424 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yevm-i nahrde (kurban gununde) Resulullah (aleyhissalàtu vesselam)'i, taslamayi binerek yaparken gordum. Taslarini devesinin uzerinde iken atmis ve soyle demisti:
"Menasikinizi benden alin. Bilemiyorum, belki de bu haccdan sonra hatcc yapamam:"
Muslim; Hacc 310, (2197); Ebu Davud; 78 (1970); Neaai,Hacc 2220, (5, 270).

MUTEFERRIK HADISLER

1425 - Hz. Cabir anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Taharet maksadiyla) tas kullanmak tektir. Seytana atilan tas tektir. Safa ile Merve arasinda sa'y tektir, tavaf da tektir. Oyle ise sizden biri (taharet icin) tas kullanacaksa bunu da tek kilsin."
Muslim, Hacc 315, (1300).

1426 - Ibnu Abbs (radiyallahu anhuma)'in (anlattigina gore)Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Atilan taslardan kabul edilenler kaldirilmasaydi, Sebir dagindan daha buyuk bir yigin ortaya cikardi."
Rezin'in ilavesidir. Hadis Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir (2,131).

HALK VE TAKSIR HAKKINDA

1427 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cemretu'1-Akabe'ye geldi, taslarini atti, sonra Mina'daki menziline (konakladigi yere) geldi ve kurbanini kesti. Sonra berbere: "Al!" dedi ve sag yanini isaret etti. Sonra sol tarafini isaret etti, sonra (kesilen saclari) halka vermeye basladi."Bir rivayette soyle denir: "Sag yandan kesileni sagindakilere, solyandan kesileni de Ummu Suleym'e verdi."
Buhari, Vudu 33; Muislim, Hacc 323, (1305); Tircnizi, Hacc 73, (912); Ebu Davud, Menasik 79, (1981).

1428 - Bir rivayette soyle denmistir: "Sol taraftan kesilenleri Ebu Talha'ya verdi ve ona: "Bunu halka dagit" diye emretti."

1429 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinin sacini tras etmesini yasakladi."
Tirmizi, Hacc 75,(914).
Rezin'in ilavesinde: "...Haccda da, umrede de" ziyadesi vardir. Buziyadeden sonra (Rezin ilaveten sunu) der: "Onlara sadece teksir (kisaltma) gereklidir."

1430 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim, tras olanlara rahmet et" diye dua etmisti. Yanindakiler:
"Kisaltanlara da ey Allahin Resulu!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz: "Ey Allahim tras olanlara rahmet et!"diye duasini tekrar etti. Yanindakiler tekrar:
"Kisaltanlara da Ey Allah'in Resulu!" dediler, bu sefer:
"Kisaltanlara dal"buyurdu."

Buhari, Hacc 127; Muslim, Hacc 316, (1301);Muvatta, Hacc 184, (1, 395); Tirmizi, Hacc 74, (913); Ebu Davud, Menasik 79, (1979).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1421-1430 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.