Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1481-1490 )

1481 - Nubeyse (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biz sizleri, kurbanlarin etinden uc gunden fazla yemenizi, bircogunuza kurban eti ulassin diye yasaklamistik. Simdi, Allah Teala bolluk verdi. Artik yiyin, biriktirin ve ucret isteyin. Haberiniz olsun, bu bayram gunleri yemek, icmek ve zikir gunleridir."
Ebu Davud, Edahi 10, (2813); Ibnu Mace, Edahi 16 (3160).

HELAK OLAN KURBANLIK HAKKINDA

1482 - Naciye el-Huzai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hedy'ini Medine'den benimle gonderdi. Ben:
"Bunlardan yolda helak olan cikarsa ben ne yapacagim?" diye sordum.
"Hemen kesersin, nalinini kanina batirirsin, sonra onunla insanlar arasindan cekilirsin, yerler" dedi."
Muvatta, Hacc 148, (1, 380); Tirmizi, Hacc 72, (910); Ebu Davud, Menasik 19, (1762); Ibnu Mace, Menasik 101, (3105).

1483 - Ibnu'l-Museyyeb der ki: "Nafile olarak sevkedilen bir deve yolda helak olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanin sahibine bir sey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borclanir."
Muvatta, Hacc 149, (1, 381).

1484 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki. "Kim Kabe'ye bir deve ihda eder, sonra (daha mahalline ulasip; kesilmeden) kaybederse veya hayvan olerse, sayet bu bir nezir idiyse, yerine yenisini alir. Nezir degil de tetavvu idiyse, dilerse yeniler, dilerse terkeder."
Muvatta, Hacc 150, (1,138).

KURBANLIK DEVEYE BINMEK

1485 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir deve sevkeden birisini gormustu ki:
"Binsene ona!" dedi. Adam: "O kurbanliktir!" dediyse de Resulullah (aleyhissalatu vesselam) emrini tekrarladi:
"Bin ona!" Adam tekrar: "O kurbanliktir" diye haykirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bin ona" diye tekrarladi ve ikinci veya ucuncu seferde:
"Yaziklar olsun sana!" diye ilavede bulundu.
Buhari, Hacc 103, 112, Vesaya 12, Edeb 95, Muslim, Hacc 371, (1322); Muvatta, Hacc 139, (1, 337); Ebu Davud, Menasik 18, (1760); Nesai, Hacc 74, (5,176); Ibnu Mace, Menasik 100, (3103).
Buhari'nin bir rivayetinde, Ebu Hureyre'den naklen su ziyade vardi: "(Ravi) der ki: "Ben o adami, deveye binmis Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber yururken gordum, devenin boynunda nalin takili idi."

1486 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'e; kurbanliga binme hususunda sorulmustu, su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle demisti: "Kurbanliga, mecbur kaldiysan ma'ruf uzere bin. Bir baska sirt (binek) bulunca da in."
Muslim, Hacc 375, (1324); Ebu Davud, Menasik 18, (1761); Nesai, Hacc 76, (5,177).

KABE'YE KURBAN HEDIYE EDEN MUKIM IHRAM GIYER MI?

1487 - Hz. Ais (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbaninin boynuna takilacak nisanlarini hazirlardim. Bu sirada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlilarin sakindigi yasaklardan sakinmazdi."
Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Muslim 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5,171,178); Ibnu Mace, Menasik 94, (3094).

1488 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore: "Ashab'tan Medine'de Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ile kalanlardan bir kismi Kabe'ye kurbanliklar gondermis, bunlardan dileyen ihrama girmis, dileyen de girmemistir."
Nesai, Hacc 71, (5,174).

1489 - Rebia Ibnu Abdillah Ibni'l-Hudeyrin anlattigina gore: "Irak'ta elbiseden soyunmus bir adam gorur ve sebebini sorar. Kendisine, bu adamin Kabe'ye kurbanlik gonderdigi, bu sebeple elbiseleri attigi belirtilir.
Rebia der ki: "Sonra ben Abdullah Ibnu Zubeyr'le karsilastim ve bu durumu ona anlattim. Bana:
"Kabe'nin Rabbine kasem olsun bu bid'attir" dedi."
Muvatta, Hacc 53, (1, 341).

MUTEFERRIK HADISLER

1490 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bedene (yolda) doguracak olursa, yavrusu da goturulup annesiyle birlikte kesilir. Yavruyu tasiyacak bir mahmel (tasiyici) bulunmazsa annesine yukletilir."

Muvatta, Hacc 143, (1, 378).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1481-1490 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.