Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1591-1600 )
1591 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Allahu Teala hazretleri, erkege temas edenveya kadinlara
arka uzvundan temas eden erkege (kiyamet gunu rahmet nazariyla) bakmaz."
Tirmizi Rada 12, (1165).
1592 - Yine Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kim bir hayvana temas ederse onu oldurun, hayvani da beraber
oldurun"buyurdu.
Ibnu Abbas'a:
"Hayvanin gunahi ne (o nicin oldurulsun?)" diye soruldu. Su cevabi verdi:
"(Bu hususta Resulullah'tan bir sey isitmedim). Tahminimce eti yenmesin
veya ondan istifade edilmesin diyedir. Zira ona, bu muamele yapilmistir."
Ebu Davud, Hudud 30,
(4464); Tirmizi, Hudud 23, (1454).
Ebu Davud ve Tirmizi'de su
rivayet de gelmistir: "Hayvana temas edene bir hadd takdir
edilmemistir."
KAZF (IFTIRA) HADDI
1593 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Maruz kaldigim iftiradan beni temize
cikaran vahiy indigi zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) minbere cikip,
durumu hatirlatti ve ilgili ayeti (Nur 11-23) tilavet buyurdu. Minberden inince
iki erkek ve bir kadina kazf haddi vurulmasini emretti. Ve derhal icra edildi.
Burada hadd icra edilen sahislar Hassan Ibnu Sabit, Mistah Ibnu Usase ve Hamna
Bintu Cahs (radiyallahu anhum) idi."
Ebu Davud, Hudud 35, (4474,
4475).
1594 - Ebu'z-Zinad
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Omer Ibnu Abdilaziz (radiyallahu anh) iftira
sebebiyle bir koleye seksen sopa vurdu. Ebu'z-Zinad der ki: "Bu hukum
hakkinda, Abdullah Ibnu Amir Ibni Rebia'ya sordum. Bana su cevabi verdi:
"- Ben, Osman Ibnu
Affan ve arkadan gelen diger halifelerin zamanlarina yetistim, hic birisinin
iftira sebebiyle koleye kirktan fazla vurdugunu gormedim."
Muvatta, Hudud 17, (2,
828).
1595 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Bir insan diger bir insana: "Ey Yahudi" diye
hitab edecek olursa ona yirmi sopa vurun. "Ey muhannes (kadinlasmis)"
diyecek olursa yine o kadar ceza verin. Nikahi haram olan birine, bunu bilerek
muvakaa (ask-i memnu) yaparsa oldurun."
Tirmizi, Hudud 28, (1462).
HADD-I SIRKAT (HIRSIZLIK
HADDI)
1596 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
zamaninda, hirsizin eli, bir deri kalkanin degerinden daha dusuk bir esya icin
kesilmezdi. Kalkan, turs veya hacefe diye iki cesitti, ikisinin de belli bir
degeri vardi."
Buhari, Hudud 13; Muslim,
Hudud 5, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu
Davud, Hudud 11, (4383); Nesai, Sarik 9, (8, 77-81).
1597 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc
dirhem kiymetindeki bir kalkani calan hirsizin elini kesti."
Buhari, Hudud 13, Muslim,
Hudud 6, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu Davud,
Hudud 11, (4484); Nesai, Sarik 9, (8,77-82).
1598 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle
buyurdular: "Allah, bir yumurta calip da eli kesilen, bir ip calip da eli
kesilen hirsiza lanet etsin."
A'mes der ki:
"Buradaki yumurtadan maksadin demir topagi oldugu, bazi iplerin de uc ve
daha fazla dirhem ettigi kanaatinde idiler."
Buhari, Hudud 13, 7;
Muslim, Hudud ?, (1687); Nesai, Sarik 1, (7, 65).
1599 - Umeyye el-Mahzumi
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir
hirsiz getirildi. Sucunu itiraf etmisti. Ancak caldigi esya beraberinde
bulunmadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (hadden kurtarmak maksadiyla): "Senin
caldigini zannetmiyorum"dedi. Hirsiz: "Hayir caldim" diye te'yid
etti. (Resulullah) sozlerini ayni sekilde iki veya uc kere tekrar etti.
Sonunda, elinin kesilmesini
emretti ve kesildi. Sonra hirsiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a
getirildi. Efendimiz:
" Allah tevbe ve
istigfarda bulun!" diye nasihat etti. Adamcagiz:
"- Allah'a tevbe
ediyor, O'ndan magfiret diliyorum" dedi. Bunun uzerine Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) da:
" Allahim, onu
magfiret et!"diyerek uc kere duada bulundu."
Ebu Davud, Hudud 8, (4380);
Nesai, Sarik 3, (8, 67).
1600 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Hirsizlik yapan Mahzumlu kadinin durumu
Kureyslileri fazlasiyla uzdu.
"- Bu kadin hakkinda
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) nezdinde kim muessir bir sefaatte bulunabilir?"
diye adam aradilar.
"- Bu ise, sadece
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in cok sevdigi Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu
anhuma) cur'et edebilir" dediler. Usame (huzura cikarak), Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a sefaat talebinde bulundu. Efendimiz:
"Allah'in hududundan
bir hadd hususunda sefaat mi taleb ediyorsun?" diye cikisti. Sonra kalkip
cemaate su hitabede bulundu:
" Sizden oncekileri
helak eden sey sudur: Iclerinden serefli birisi hirsizlik yapti mi onu terkedip
(ceza vermezlerdi). Aralarinda kimsesiz zayif birisi hirsizlik yapinca derhal
ona hadd tatbik ederlerdi. Allah'a yemin olsun! Muhammed'in kizi Fatima
hirsizlik yapmis olsa mutlaka onun da elini keserdim."
Buhari, Hudud 11, 12, 14,
Sehadat 8, Enbiya 50, Fedailu'1-Ashab 18, Megazi 52; Muslim, Hudud 8, 1688;
Tirmizi, Hudud 9, (1430); Ebu Davud, Hudud 4, (4373, 4374); Nesai, Sarik 5, (8,
74, 75).
Ebu Davud ve Nesai'nin,
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den kaydettikleri bir rivayette soyle denmistir:
"Mahzum kabilesinden bir kadin, mal istiare ederdi."
Nesai'de su ziyade
mevcuttur: "Mahzumlu kadin (taninmis komsularinin) diliyle bazi mallari
ariyet olarak almisti."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1591-1600 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.