Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2351-2360 )
2351 - Ibnu Mes'ud
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogle
namazi kildigi zaman (golgenin) miktari, yazda uc ayaktan bes ayaga kadar idi.
Kista da bes ayaktan yedi ayaga kadardi."
Ebu Davud, Salat 4, (400);
Nesai, Mevakit 6, (1, 251).
2352 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Mu'min kadinlar Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'la birlikte sabah namazlarini, burgulerine sarilmis olarak
kilarlardi. Sonra, namazlarini kilinca evlerine donerlerdi de bu esnada
karanliktan dolayi kimse de onlari taniyamazdi."
Buhari, Mevakit 13, 27,
Ezan 162,165; Muslim, Mesacid 231, (645); Muvatta, Vukut 4, (1, 5); Ebu Davud,
Salat 8, (423); Tirmizi, Salat 116, (153); Nesai, Mevakit 25, (1, 271).
2353 - Yine Hz. Aise
anlatiyor: "Ben ogle namazini, ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
kadar, ne de Ebu Bekr ve Omer kadar tacil edip geciktirmeyen bir baska insan
tanimiyorum."
Tirmizi, Salat, 118.
2354 - Yine Tirmizi'de Ummu
Seleme (radiyallahu anha)'den kaydedilen bir hadiste denmistir ki: "Ogleyi
tacilde Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sizden daha titizdi. Siz de
ikindiyi tacilde ondan daha titizsiniz."
2355 - Habbab (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (secde edilen)
yerin sicakligindan sikayet ettik, ancak sikayetimizi dinlemedi.
Zuheyr, Ebu Ishak'a:
"Sikayetiniz ogle vaktinden miydi?" diye sordu. Oburu:
"Evet!" dedi.
Ben:
"Vakit girer girmez,
(yani ortalik cok sicakken) kilinmasindan mi?" diye sordum. O yine:
"Evet!"
dedi."
Muslim, Mesacid 189, (619);
Nesai, Mevakit 2, (1, 247).
2356 - Hz. Enes
(radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (yolculuk
sirasinda) bir yere inecek olsa, ogleyi kilmadan orayi terketmezdi"
demisti. Bir adam sordu:
"Yani gun ortasinda
olsa da mi?"
"Evet, dedi, Enes, gun
ortasinda olsa da!"
Ebu Davud, Salat 273,
(1205); Nesai, Mevakit 3, (1, 248).
2357 - Hz. Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes
odama vurdugu sirada ikindiyi kilardi."
Ebu Davud'un rivayetinde su
ziyade var: "... (gunes) odamdan yukselmezden once..."
Buhari, Mevakit 13, Humus
4; Muslim, Mesacid 169, (611); Ebu Davud, Salat 5, (407); Tirmizi, Salat 120,
(159); Nesai, Mevakit 8, (1, 252).
2358 - Hz. Enes
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes
yuksekte ve canli iken ikindiyi kilardi. Bu esnada kisi avali'ye (dis semtlere)
gider, oraya varirdi ve hala gunes yuksekligini muhafaza ederdi. Gidilen bu
avali'den bazilari Medine'ye dort mil uzaklikta idi."
Buhari, Mevakit 13, I'tisam
16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud,
Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254).
2359 - Bir diger rivayette
soyle gelmistir: "Es'ad Ibnu Sehl Ibnu Huneyf der ki: "Biz Omer Ibnu
Abdilaziz (rahimehullah) ile ogleyi kildik. Sonra cikip Hz. Enes Ibnu Malik
(radiyallahu anh)'in yanina gittik. Varinca onu ikindiyi kiliyor bulduk. Ben
kendisine:-
"Ey amcacigim!
Kildigin bu namaz da ne?" diye sordum. Bana:
"Bu, ikindi namazidir.
Ve bu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia beraber kildigimiz namazdir"
dedi.
Buhari, Mevakit 13, I'tisam
16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud,
Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254).
2360 - Bir diger rivayette
de soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ikindiyi
kildirdi. Namazdan cikinca Efendimizin yanina Beni Seleme'den birisi geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu! dedi.
Biz, bir deve kesmek istiyor ve sizin de kesimde hazir bulunmanizi arzu
ediyoruz."
Efendimiz
"Pekala!" deyip gitti. Biz de onunla gittik. Varinca, devenin henuz
kesilmedigini gorduk. Kestiler, parcaladirlar. Bir miktarini pisirdiler. Gunes
batmadan o eti yedik."
Buhari, Mevakit 13, I'tisam
16; Muslim, Mesacid 192-197, (621-624); Muvatta, Vukut 11, (1, 8-9); Ebu Davud,
Salat 5, (404-405); Nesai, Mevakit 8, (1, 252-254).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2351-2360 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.