Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2361-2370 )
2361 - Seleme Ibnu'l-Ekva
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aksami,
gunes batip perdeye burununce kiliyordu."
Buhari, Mevakit 18; Muslim,
Mesacid 216, (636); Ebu Davud, Salat 6, (417); Tirmizi, Salat 122, (164).
Ebu Davud'un bir
rivayetinde soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aksami,
gunesin battigi vakitte, gunes (kursunun son) izi de ufukta kaybolunca
kiliyordu."
2362 - Rafi Ibnu Hadic
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz aksami, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) ile birlikte kilinca, cemaatten ayrilip (ok atisi yapanimiz olurdu
da) attigi okun dustugu yerleri rahat gorebilirdi."
Buhari, Mevakit 18; Muslim,
Mesacid 217, (637).
2363 - Nesai nin bu hususta
Eslem kabilesine mensup ashabtan bir kimseden kaydettigi beyan soyledir:
"Onlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte aksami kilarlar,
sonra da Medine'nin (Mescid'e) en uzak yerinde olan ailelerine donup ok atisi
yaparlar ve de oklarinin dustugu yerleri gorurlerdi."
Nesai, Mevakit 13, (1,
259).
2364 - Mersed Ibnu Abdillah
el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Eyyub, gazi (mucahid) olarak
yanimiza geldi. Bu sirada Ukbe Ibnu Amir de Misir'da vali idi. Ukbe, aksam
namazini tehir etti. Ebu Eyyub ona yonelerek:
"Ey Ukbe! dedi. Bu
kildirdigin namaz ne namazidir?"
Ukbe, hatasini anlayarak:
"Mesguliyetimiz
vardi" diye ozur beyan etti. Ebu Eyyub:
"Sen Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu isitmedin mi? Buyurmustu ki:
"Ummetim, aksam
namazini, yildizlar civildayana kadar geciktirmedikce hayir uzere -veya fitrat
uzere demisti- olmaktan geri kalmaz. "
2365 - Hz. Ali Ibnu Ebi
Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
bana su tembihte bulundu:
"Ey Ali, uc sey
vardir, sakin onlari geciktirme:
Vakti girince namaz, (hemen
kil!)
Hazir olunca cenaze, (hemen
defnet!)
Kendisine denk birini
buldugun bekar kadin, (hemen evlendir!)"
Tirmizi, Salat 127, (171).
2366 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Kim sabah namazindan bir rek'ati gunes dogmazdan once
kilabilirse, sabah namazina yetismis demektir. Kim ikindi namazindan bir
rek'ati gunes batmadan once kilabiIirse ikindi namazina yetismis
demektir."
2367 - Buhari ve Nesai'de
gelen bir diger rivayette soyle denmistir: "Sizden kim, ikindi namazinin
bir secdesini gunes batmazdan once kilabilirse, namazini tamamlasin, sabah
namazinin da bir secdesini gunes dogmazdan once kilabilen, namazini
tamamlasin."
Ancak Nesai (bir
rivayetinde de) soyle der: ". . iIk rekatinde kilarsa. . . "
Buhari, Mevakit 28,17;
Muslim, Mesacid 163, (608); Muvatta, Vukut 5, (1, 6); Tirmizi,
Salat 137, (186); Ebu
Davud, Salat 5, (412); Nesai, Mevakit 11, (1, 257, 258), 28, (1, 273).
2368 - Yine Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Hararet siddetlenince namazi (vakit) biraz serinleyince
kilin. Cunku, siddetli hararet cehennemden bir kabarmadir.
Buhari, Mevakit 9,
Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 180, (615); Muvatta, Vukut 28, (1,16); Ebu
Davud, Salat 4, (402); Tirmizi, Salat 7, (157); Ibnu Mace Salat 4, (677);
Nesai, Mevakit 5 (1, 248-249).
2369 - Imam Malik in bir
rivayetinde (Resulullah'in soyle buyurdugu rivayet edilmistir): "Cehennem,
Rabbine (ey Rabbim! bir kismim, diger bir kismimi yiyor diye) sikayet etti.
Bunun uzerine Rab Teala ona yilda iki kere teneffus etmesine izin verdi: Kista
bir nefes, yazda bir nefes.
(Iste, hararetten en
siddetli hissedilen ve soguktan en siddetli hissedilen sey bu
soluklardir)."
Buhari, Mevakit 8; Muvatta,
Vukut 27, (1,15).
2370 - Ebu Zerr
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz bir sefer sirasinda Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik. Muezzinimiz ogle namazi icin ezan
okumak istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona:
"Serinlemeyi
bekle!" dedi. Bir muddet gecince muezzin ezan okumak istemisti, yine
ikinci ve hatta ucuncu defa:
"Serinlemeyi
bekle!" dedi. (Bekledik), hatta tumseklerin (dogu cihetindeki) golgelerini
gorduk. O zaman aleyhissalatu vesselam:
"Siddetli hararet
cehennemin bir kabarmasidir. Oyleyse, hararet siddetlenince ogle namazini
(vakit) serinleyince kilin" dedi.
Buhari, Mevakit 9,10, Ezan
18; Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 184, (616); Ebu Davud, Salat 4, (401);
Tirmizi, Salat 119, (1, 58).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2361-2370 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.