Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 251-260 )
251 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Cahiliye insanlari, devenin etini,
karnindakinin hamileligi vaktine satarlardi. "Karnindakinin
hamileligi" devenin karnindakini dogurmasi, doganin da buyuyup hamile
kalmasidir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu alis-verisi yasakladi."
Buhari'nin bir rivayetinde "...sonra karnindaki de dogar" denir.
Buhari, Buyu 61,
Menakibu'l-Ensar 26, Selem 8; Muslim, Buyu 5-6, (1514); Tirmizi, Buyu 16,
(1229); Ebu Davud, Buyu 24, (3370); Nesai, Buyu' 67, 68 (7, 293-294); Ibnu
Mace, Ticarat 24, (2197); Muvatta, Buyu 62, (2, 653-654).
252 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anh)'in naklettigine gore Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
soyle buyurmustur: "Odemenin, karnindakinin dogumuna tehiri riba
(faiz)dir."
Nesai, Buyu 67, (7, 293).
253 - Hz. Cabir
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) erkek
deveye (parayla) cekmeyi yasakladi."
Muslim, Musakat 35, (1565);
Nesai, Buyu 94, (7, 310).
254 - Hz. Enes (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Hassan (radiyallahu anh), Ebu Talha (radiyallahu anh)'nin
tasadduk ettigi Beyruha adli bahceden hissesine dusen kismi (Hz. Muaviye'ye
yuzbin dirheme) satmisti. Kendisine: "Ebu Talha'nin sadakasini satiyor
musun?" dediler. Su cevabi verdi: "Yani bir sa' hurmayi, bir sa' para
mukabilinde satmayayim mi?"
Buhari, Vesaya 17.
255 - Ibnu'l-Museyyeb
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanin et mukabilinde
satilmasini yasakladi."
Muvatta, Buyu 64, 66.
ALDATMAYA DAIR
256 - Ibnu Omer
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a gelerek alis-veriste aldatildigini soyledi. Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) kendisine: "Alis-veris yaptigin kimseye:
Aldatmaca yok! de" buyurdu.
Buhari, Buyu 48, Istikraz
19, Husumat 3, Hiyel 7; Muslim, Buyu 48, (1533); Ebu Davud, Buyu 68, (3500);
Tirmizi, Buyu 28 (1250); Nesai, Buyu 51; Muvatta, Buyu 98.
257 - Abdulmecid Ibnu Vehb
anlatiyor: "Bana, el-Adda' Ibnu Halid (radiyallahu anh): "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in bana yazdigi bir mektubu sana okuyayim mi?"
dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup cikardi. Mektupta
sunlar yazili idi: "Bu, el-Adda Ibnu Halid Ibni Zehve'nin Muhammed
(aleyhissalatu vesselam)'den satin aldigi seyi tevsik eder. el-Adda ondan bir
kole veya cariye satin aldi. Kolede, ne herhangi bir hastalik, ne (zina,
hirsizlik, kacma gibi) bir duskunluk ne de (satisini gayr-i mesru kilan hurr
asilli bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmis olmak gibi) haramlik yoktur.
Bu Muslumanin Muslumana satisidir."
Tirmizi, Buyu 8, (1216);
Buhari, senetsiz olarak kaydetmistir. (Buyu, 19); Ibnu Mace, Ticarat 47,
(2251).
258 - Ibnu Ebi Evfa
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam carsiya satmak uzere mal koydu.
Muslumanlardan biri alici cikinca, onu ikna icin, "senin vermedigin parayi
odedim" diye Allah'a kasem etmisti. Bunun uzerine su ayet nazil oldu:
"Allah'in ahdini ve yeminlerini az bir degere degisenler var ya, iste
onlarin ahirette bir paylari yoktur. Allah, kiyamet gunu, onlara hitab etmeyecek,
onlara bakmayacak, onlari temize cikarmayacaktir. Elem verici azab onlar
icindir" (Al-i Imran, 77),
Buhari, Buyu 27, Tefsir 33.
259 - Amr Ibnu Dinar
anlatiyor: "Nevvas adinda biri vardi. Yaninda su icme hastasi bir deve
vardi. Ibnu Omer (radiyallahu anh) bu deveyi ortagindan satin aldi. Ortagi
kendisine ugrayinca: "Su devemiz var ya onu sattik" dedi: Ortagi
"kime" deyince "su su evsafta bir yasliya" diye tarif etti.
Ortagi: "Oylemi, amma da yaptin, vallahi o zat Ibnu Omer'dir" dedi:
"Sonra Ibnu Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ortagim sana su icme
hastasi bir deve satmis, durumunu da sana soylememis" dedi. Ibnu Omer:
"Oyleyse gotur onu" dedi. Adam goturmek uzere tutunca: "Birak
deveyi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmune raziyiz, sirayet
yoktur" buyurdu."
Buhari, Buyu 36.
260 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) carsida
bir yiyecek yiginina rastlayinca elini yigina daldirip cikardi. Parmaklarina
rutubet bulasti. Adama: "Ey satici nedir bu?" diye cikisti. Adam:
"Ey Allah'in Resulu, yagmur islatti, deyince: "Bu yasligi uste
getirip, herkesin gormesini sagliyamaz miydin? Kim bizi aldatirsa o bizden
degildir" buyurdu.
Muslim, Iman 164, (102);
Tirmizi, Buyu 74, (1315); Ebu Davud, Buyu, 52, (3452); Ibnu Mace, Ticarat, 36,
(2224). Metin, Muslim'inkidir.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 251-260 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.