Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 261-270 )
261 - Ebu Davud ve
Tirmizi'nin rivayetlerinde (yukaridaki hadiste) su ziyade mevcuttur: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a "elini yigina daldir" diye vahyedildi, o
da elini daldirdi. Yigin islakti. "Aldatan bizden degildir"
buyurdu."
262 - Ukbe Ibnu Amir
(radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musluman bir kimsenin, bir malda kusur
oldugunu bildigi halde, musteriye haber vermeden satmasi haramdir."
Buhari, bunu bir babin
basliginda kaydetmistir. (Buyu19).
SUTU HAYVANIN MEMESINDE
BEKLETMEYE DAIR
263 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle
buyurdular: "Deve ve koyunun memelerinde sut bekletmeyin. Kim boyle sutu
bekletilmis bir sagmal hayvan satin almissa sagdiktan sonra muhayyerdir,
dilerse kabul eder, dilerse bir sa' miktarinda kuru hurma da vererek iade
eder."
Buhari, Buyu 64; Muslim,
Buyu 11, (1524); Ebu Davud, Buyu 48, (3443, 3444, 3446); Nesai, Buyu 14, (7,
253-254); Muvatta, Buyu 96, (2, 683); Tirmizi, 29, (1251-1252).
264 - Buhari'nin bir baska
rivayetinde "...Memun kalirsa hayvani tutar, memnun kalazsa iade eder.
Iade ettigi takdirde sagdigi sut icin bir sa' kuru hurma verir"
denmektedir.
Buyu 69.
265 - Muslim'in bir
rivayetinde "Musteri satin aldigi sutu bekletilmis sagmal hayvan hakkinda
uc gun muhayyerdir. Iade edecek olursa beraberinde bir sa' miktarinda yiyecek
verir, bugday degil" denmektedir.
Buyu, 25.
Muslim'in bir baska
rivayetinde: "...bir sa' kuru hurma verir, bugday degil" denir.
Buhari ve Muslim'in
rivayetlerinde: "Deve ve koyunun sutu (satis sirasinda) memede
bekletilmez" buyurulur.
266 - Nesai'nin bir
rivayetinde: "Kim sutu bekletilmis bir deve veya davar satin
alirsa..." denir.
267 - Ibnu Omer
(radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular
ki: "Kim sutu memesinde bekletilmis bir deve satin alirsa o uc gun
muhayyerdir. Sayed iade edecek olursa, hayvanla birlikte, sutu mislince veya
sutunun iki mislince bugday da verir."
Ebu Davud 48, (3446); Ibnu
Mace, 42, (2240).
FIYAT KIZISTIRMAYA DAIR
268 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
efendimiz buyurdular ki: "(Alici olmadiginiz halde, fiyatlari kizistirmak
icin) musteri ile saticinin aralarina girmeyin."
Buhari, Buyu 58; Muslim,
Buyu 11, (1515), Nikah 52 (1413); Ebu Davud, Buyu 46, (3438); Tirmizi, Buyu 65,
(1304); Nesai, Buyu 21 (7, 1259); Ibnu Mace, Ticarat 14, (2174).
269 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) diyor ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
musteri kizistirmayi yasakladi".
Buhari, Buyu 60; Muslim,
Buyu 13, (1216); Muvatta, Buyu 97, (2, 684); Ibnu Mace, Ticarat 14 (2173);
Nesai, Buyu 16, 17, 21. (7, 258).
Imam Malik su ilavede
bulunur: "Kizistirma (necs): Aslinda alici olmadigin halde, (araya
girerek) mala degerinden fazla fiyat vermendir. Boylece (gercekten almak
isteyen) bir baskasi, seni takiben mala daha fazla fiyat vererek aldanir."
270 - Ibnu Ebi Evfa
(radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Musteri kizistiran, riba yemis haindir.
Bu is, batil bir aldatmadir, helal degildir."
Buhari bunu senetsiz olarak
ve sahabe sozu seklinde rivayet etmistir. Buyu 60.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 261-270 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.