Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2711-2720 )
2711 - Ebu Davud'un bir
rivayetinde soyle denmistir: "Kim, kiblesi ile kendi arasina bir bskasinin
girmemesine muktedir olursa, bunu saglasin."
2712 - Buhari ' nin bir
rivayetinde soyle gelmistir : "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Sizden biri, halka karsi sutre olacak bir seyin gerisinde
namaz kilarken, biri onunden gecmeye kalkarsa ona mani olsun, (beriki haddini
bilmeyip) israr ederse onunla mucadele etsin. Zira o, (bu haliyle)
seytandir."
Buhari, Salat 100,
Bed'ul-Halk 11; Muslim, Salat 259, (505);Muvatta, Kasru's-Salat 33, (1,154) ;
Ebu Davud, Salat 108, (697, 698, 699,700) ; N esai, Kible 8, (2, 66) ; Kasame
45, (8, 6162).
2713 - Bisr Ibnu
Sa'id(radiyallahu anh)'in anlattigina gore, kendisiniZeyd Ibnu Halid Ebu
Cuheym' in yanina goderip: "Musallinin onunden gecen hakkinda Resulullah
(aeyhissalatu vesselam) 'dan ne isittigini sordurmustur. Ebu Cuheym (radiyallhu
anh) demistir ki:
"Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Eger musallinin onundengecen
kimse, bu gecisi sebebiyle kendisine gelen gunahi bilseydi orada kirk. . .
kalmasi onun icin, musallinin onunden gecmesinden daha hayirli olurdu."
Ebu 'n-Nadr der ki:
"Bilemiyorum ! Efendimiz "kirk gun mu'' dedi, kirk ay mi dedi, kirk
sene mi dedi?"
Buhari, Salat,101; Muslim,
Salat26l, (507); Muvatta, Kasru's-Salat 34, (1,154,155); Ebu Davud, Salat 109,
(701); Tirmizi, Salat 251, (336); Nesai, Kible 8, (2, 66).
2714 - Yezid Ibnu Nimran
(rahimehullah) anlatiyor: "Tebuk'de yatalak bir adam gordum. Dedi ki:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kilarken, ben esegin uzerinde
oldugum halde onunden gectim. Bana: "Allah'im, izini kes!" diye
bedduada bulundu. Artik ondan sonra esek uzerinde (bile) yol alamadim."
Bir rivayette soyle
gelmistir: "(Resulullah aleyhissalatu vessalam soyle dedi:) "0 bizim
namazimizikesti, Allah da onun izini kessin."
Ebu Davud, Salat 110, (705,
706).
2715 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Uyuyaningerisinde
namaz kilmayin,konusanin gerisinde de!, buyurdular.''
Ebu Davud, Salat 106,
(694).
2716 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Biriniz namaz kilinca,yuzunun karsisina bir
sey koysun. Bulamazsa bir degnek koysun. Beraberinde bir degnek de yoksa bir
cizgi cizsin. Boyle yaparsa onunden gecen kendisine zarar vermez."
Ebu Davud der ki: "Alimlerden
bazisi, cizginin uzunlamasina olacagini, bazisi da hilal gibi enlemesine
olacagini soylemistir.''
Ebu Dvud, Salat 103, (689).
2717 - Tallha Ibnu
Ubeydillah (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: "Biriniz namaz kilarken, onune semerin arka kasi
boyunda bir sey koydu mu, namazini rahat kilsin, bunun gerisinden gecene
aldirmasin.''
Muslim, Salat 241, (499) ;
Ebu Davud, Salat 102,Tirmizi, Salat, 250, (335).
2718 - Hz. Ebu Zerr
(radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki:
"Kisi, onune semer
kasi kadar bir sey birakmadan namaz kilarsa; (onunden gectigi takdirde) siyah
kopek, kadin, esek namazini bozar. . . ''
Ebu Zerr 'e dendi ki :
"Siyahin kirmizidan, beyazdan farki nedir? '' Su cevabi verdi:
"Ey kardesimin oglu!
Sen bana, benim Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sordugum seyi sordun.
Efendimiz:
" Siyah kopek
seytandir'' buyurmustu. ''
Muslim, Salat 265, (510) ;
Ebu Davud, Salat 110, (702) ; Tirmizi, Salat 253, (338) ; Nesai, Kible 7,
(2,63) ;Ibnu Mace, Ikametu's-Salt 38, (952).
2719 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam),
bayram gunu (namaz) icin cikinca bir harbe alinmasini emrederdi. Harbe, (namaz
sirasinda) aleyhissalatu vesselam 'in onune konur, O da halk arkasinda oldugu
halde harbeye dogru namaz kilardi. Efendimiz sefer sirasinda da boyle yapardi.
Bu sunnete ittibaen umerada harbe kullanir oldu."
Buhari, Sa1at 92, 90;
Muslim, Salat 245 (501); Ebu Davud, Salat 102, (687) ; Nesai, Kible 4, (2, 62);
Ibnu Mace, Ikametu's-Salat 164, (1304, 1305).
2720 - Yine Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (bazan) binegini (sutre
olarak) one koyar, ona dogru namaz kilardi."
Bir diger rivayette:
"Aleyhissalatu vesselam devesine dogru namaz kilardi'' denmistir.
Buhari, Salat 98, 50;
Muslim, Salat 247, (502); Muvatta, Kasru's-Salat 41, ( 1, 157) ; Ebu Davud,
Salat 104, (692) ; Tirmizi, Salat 261, (352).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2711-2720 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.