Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2731-2740 )

2731 - Ebu Sa'idi 'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz namazinda, iki mi kildim, uc'mu kildim diye sekke duserse, sekki atsin, yakin kesbettigi hususu esas alsin,sonra da selam vermezden once iki secdede bulunsun. Eger (bu kildigi ile) bes rekat kilmissa namazini onunla (sehiv secdesiyle) cift yapmis olur. Dordu tam kilmis idiyse, o iki secdesi, seytanin burnunu surtme olur."
Muslim,Mesacid 88, (571);Muvatta, Salat 62,(1, 95); Ebu Davud, Salat 197, (1024,1026, l027, l029); Tirmizi, Salat 291., (396); Nesai, Sehv 24, (3, 27); Ibnu Mace, Ikamet 132, (1210); 133, (1212).

2732 - Abdurrahman Ibnu Avf (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz namazida yanilir da bir mi iki mi kildigini bilemezse, namazini bir uzerine bina etsin; iki mi uc mu kildigini bilmezse iki uzerine bina etsin; uc mu dort mu kildigini bilmezse uc uzerine bina etsin, sonra da selam vermezden once iki (ziyade) secde yapsin..''
Tirmizi, Salat 291, (398).

2733 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazin ikinci rekatinda selam verip bitirdi. Zulyedeyn (radiyallahu anh) kendisine:
"Ey Allah'in Resulu, namaz kisaldimi yoksa unuttunuz mu? '' diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Zulyedeyn dogru mu soyluyor? '' diye sordu. Herkes:
"Evet!'' diye cevap verdi. Resul-i Ekrem (aleyhissaltu vesselam) de ikirek 'at daha kildi, sonra selam verdi, sonra tekbir getrip iki secde daha yapti Bu iki secde diger secdelerinin uzunlugunda idi veya biraz daha uzundu. Sonra namazdan kalkati. "
Buhari, Sehv, 3,4,5, Mesacid 88, Cema'at 69, Edeb 45, Haberu'l-Vahid 1; Muslim, Mesacid 97, (573); Muvatta, Salat 58, (1, 93); Ebu Davud,Salat 195, (1008, 1009, 1010, 1011, 1012); Tirmizi, Salat 289, (394), 292, (399); Nesai, Sehv 22-23, . (3, 20, 26).

2734 - Bir rivayette soyle gelmistir: "(Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogle ve ikindi namazlarindan birini iki rek'at kilmisti. -Muhammed Ibnu Sirin der ki: "Zann-i galibime gore bu, ikindi namazi idi. Sonra selam verdi.Sonra mescidin on kismindaki kutuge gitti. Elini uzerine koydu, (yuzunde ofke okunuyordu). Cemaatte Hz. Ebu Bekr ve Hz. Omer de vardi. Bunlar, (namazda yapilan eksiklikten) Efendimize soz etmekten (hicab edip) korktular. Cemaatin cabuk cikanlari:
"(Ey Allah'in Resulu!) namaz kisaldimi?'' diye sordular. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in Zulyedeyn dedigi bir zat da:
"Ey Allah 'in Resulu! Namazmi kisaldi, siz mi unuttunuz? '' dedi.
"Ne ben unuttum, ne de namaz kisaldi" cevabini verdi. Ama Zulyedeyn tekrar:
"Hayir (farkinda degilsiniz), unuttunuz!'' (dedi). Bunun uzerine aleyhissalatu vesselam kalkti iki rek'at daha kildi, sonra selam verdi. Sonra tekbir getirdi, tipki diger secdeleri gibi -veya biraz daha uzun olmak uzere- (sehiv icin) secde yapti, sonra basini kaldirdi tekbir getirdi, sonra basini koydu tekbir getirdi, pesinden onceki secdesi gibi veya daha uzun- (sehiv icin ikinci defa) secde etti, sonra basini kaldirdi ve tekbir getirdi, (oturup tesehhud okudu ve selam vererek namazi tamamladi). ''
Ebu Davud, Salat 195, (1008).

2735 - Ibnu Mes 'ud (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kilmisti. Namazda (unutarak) ziyade veya noksanda bulundu. Kendisine:
" Ey Allah 'in Resulu! Namazda (yeni bir durum mu) hasil oldu) ? '' diye soruldu.
"Bunu niye sordunuz? '' diye O da merak etti.
"Soyle soyle kildiniz '' dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hemen dizlerni bukerek kibleye yoneldi ve iki adet sehiv secdesinde bulundu, sonra selam verdi ve yuzunu bize cevirerek:
"Sayet namazda yeni bir sey hasil olsaydi ben size haber verirdim. Ancak ben bir beserim, sizin unuttugunuz gibi ben de unuturum. Oyleyse bir sey unutursam bana haber verin. Biriniz namazinda sekke dusecek olursa dogruyu arastirsin ve onun uzerine, kalani bina etsin, sonra da iki (sehiv) secdesi yapsin '' dedi. ''
Buhari, Sehiv 2, Salat 31, 32, Eyman 15, Haberu'l-Vahid 1; Muslim, Mesacid 89, (572); Ebu Davud, Salat 196, (1019,1020,1021 1022); Nesai, Sehv 26, (3, 31-36); Tirmizi, Salat 289, (392, 393).

2736 - Mugire Ibnu Su 'be (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdularki: "Imam, (yanilarak ikinci rek'atte oturacagi yerde muteakip) rek'ate kalkmaya tesebbus eder ve tam dogrulmadan hatirlarsa, hemen otursun. Tam kalkip dogrulmussa artik (geri donup) oturmasin, namazin sonunda sehiv secdesi yapsin:"
Ebu Davud, Salat 2Ol, (1036);Tirmizi, Salat 269, (365).

2737 - Imam Malik (rahimehullah)'a ulastigina gore, Resulullalh (aleyhissalatu vesselam):
"Ben de unuturum veya sunnet koymak icin unutturulurum" buyurmustur. ''
Muvatta, Sehv 2, (1, 100).

TILAVET SECDESI

2738 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), icerisinde secde ayeti olan sureyi okur, (ayetler geldikce) secde ederdi, biz de secde ederdik. Oyle ki (izdiham sebebiyle) namaz disi vakitlerde alnimizi koyacak secde yeri bulamadigimiz olurdu."
Buhari. Sucudu'l-Kur'an 9, 8, I2; Muslim, Mesacid 103, (575); Ebu Davud, Salat 333, (1411, 1412, 1413).

2739 - Rebi'a Ibnu Abdillah (rahimehullah) 'in anlattigina gore:"Hz. Omer (radiyallahu anh) cuma gunu, minber uzerinde (hutbe verirken) Nahl suresini okumus, secde ayetine gelince, minberden inip secde yapmis, halk da onunla birlikte secdeye kapanmistir. Muteakip cum'ada da (ayni sekilde) ayni sureyi okumus, secde ayetine gelince:
"Ey insanlar, biz secde ayetlerine uymuyoruz. (Bunlar okununca) kim secde ederse isabet eder, kim de secde etmezse uzerine gunah yoktur'' der ve Hz.Omer (radiyallahu anh) secde etmez. "
Buhari, Sucudu'l-Kur'an 10, Muvatta, Kur 'an 16, ( 1, 206).
Buhari 'nin bir rivayetinde soyle denmistir: "Allah, secdeyi dilemezsek farz etmemistir. ''

2740 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ademoglu secde ayeti okur ve secde ederse seytan aglayarak ayrilir ve:
"Yazik bana, insanoglu secdeyle emredildi ve secde etti, mukabilinde ona cennet var. Ben de secdeyle emrolundum ama ben itiraz ettim, benim icin de ates var '' der. ''

Muslim, Iman 133, ( 81 ).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2731-2740 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.