Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2751-2760 )

SUKUR SECDESI

2751 - Hz. Ebu Bekre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) surulu bir hadiseyle veya surur veren bir hadiseyle karsilasinca Allah'a sukretmek uzere secde ederdi."
Ebu Davud, Cihad 174, (2774); Tirmizi, Siyer 25, (1578); Ibnu Mace, Ikamet 192, (1394).

2752 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah(aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Mekke 'den ciktik, Medine 'ye gitmeyi arzu ediyorduk. Yolun bir yerine (Azvera 'ya) ulasinca, aleyhissalatu vesselam ellerini kaldirip Allah 'a dua etti ve secdeye kapandi. Uzun muddet oyle kaldi. Sonra kalkip yeniden ellerini kaldirdi, bir muddet (oyle kaldi). Sonra tekrar secdeye kapandi. Bu sekilde uc kere secde yapti. Sonra dedi ki: " Ben Rabbimden taleptebulundum ve ummetime safaat ettim.Rabbim, ummetimin ucte birini bana verdi. Ben de Rabbim icin sukur secdesine kapandim. Sonra basimi yerden kaldirip, ummetim lehinde tekrar (magrifet icin) talepte bulundum, bana ummetimin ucte birini daha verdi, ben de Rabbime sukur secdesinde bulundum. Sonra basimi kaldirdim ummetim icin tekrar talepte bulundum, bana ummetimin son ucte birini de verdi, ben de Rabbime sukur secdesine kapandim."
Ebu Davud, Cihad 174, (2775).

CEMAAT NAMAZININ FAZILETI

2753 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kisinin cemaatle kildigi namazin sevabi evinde ve carsida (is yerinde) kildigi namazindan yirmibes kat fazladir. Soyle ki, abdest alinca guzel bir abdest alir, sonra mescide gider, evinden cikarken sadece mescid gayesiyle cikmistir. Bu sirada attigi her adim sebebiyle bir derece yukseltilir, bir gunahi affedilir. Namazi kildi mi, namazgahinda oldugu muddetce melekler ona rahmet okumaya devam ederler ve soyle derler:
"Ey Rabbimiz buna rahmet et, merhamet buyur."
"Sizden herkes, namaz bekledigi muddetce namaz kiliyor gibidir."
Buhari, Ezan 30, Cum'a 2; Muslim, Salat 272 (649); Ebu Davud, Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 245, (330); Ibnu Mace, Mesacid 16, (788).

2754 - Sahiheyn 'in Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den kaydettigi bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Cemaatle kilinan namaz, ayri kilinan namazdan yirmiyedi derece ustundur."
Buhari, Ezan 30, Muslim, Salat 272.

2755 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: " Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazda en cok sevap alan kimse, en uzak olanlaridir, yurume yonuyle en uzaktan gelenler, imamla kilincaya kadar namazi bekleyen kimse, hemen kilip sonra da uyuyandan daha cok sevaba mazhardir."
Rezin ilavesidir. Derim ki bu rivayet Buhari'ninSahih'indemevcuttur. (Buhari, Ezan 31).

2756 - Hz. Osman (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan isittim soyle diyordu:
"Kim yatsiyi bir cemaat icinde kilarsa sanki gecenin yarisini ihya etmis gibi olur, kim de sabah namazini bir cemaat icinde kilarsa sanki gecenin tamamini namazla gecirmis gibi olur."
Muslim, Mesacid 260, (656); Muvatta, Salatu'1-Cema'a 7, (1, 132); Ebu Dvud, Salat 48, (555); Tirmizi, Salat 165, (221).

2757 - Ubey Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam vardi. Mescide ondan daha uzakta oturan birini bilmiyordum. Namazlari da hic kacirmiyordu. Kendisine:
"Bir esek alsan da karanlik veya sicak zamanlar'da binsen! '' denilmisti, su cevapta bulundu:
"Evimin mescide yakin olmasi beni memnun etmez. Ben mescide kadar yurumelerimin, sonra da aileme donuslerimin sevab olarak yazilmasini diliyoum. ''
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (adamin bu sozunu isitince): "Allah Teala hazretleri bu isteklerinin hepsini yerine getirdi '' buyurdu.''
Muslim, Mesacid 278, (663) ; Ebu Davud, Salat 49, (586).

CEMAATIN VUCUBU VE CEMAATE DEVAM

2758 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ama bir zat gelerek:
"Ey Allah 'in Resulu! Beni mescide kadar getirecek bir rehberim yok!'' diyerek Aleyhissalatu vesselam 'dan namazi evinde kilmak icin) ruhsat istedi. (O da izin verdi.)
Adam geri donunce, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu cagirtarak:
" Ezani isitiyor musun? '' diye sordu. Adam:"Evet! '' deyince:
"Oyleyse icabet et '' dedi (ve evde kilmaya izin vermedi). ''
Muslim, Mesacid 255, (653); Nesai, Imamet 50, (2, 109) ; Ebu Davud, Salat 47, (552).

2759 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, muezzini isitir ve kendini engelleyen bir ozru olmadigi halde cemaate katilmazsa, kildigi namaz (kamil bir sevapla) kabul edilmez."
"(Ey Allah 'in Resulu!) denildi, mesru ozur nedir? "
" Korku veya hastaliktir! '' buyurdu. . ''
Ebu Davud, Salat 47 (551).

2760 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Munafiklara en agir gelen namaz yatsi namaziyla sabah namazidir. Eger bu iki namazdaki hayrin ne oldugunu bilselerdi, emekleyerek de olsa onlari kilmaya gelirlerdi. Nefsimi kudret eliyle tutan Zat'a kasem olsun! Ezan okutup namaza baslamayi, sonra halkin namazaini kildimasi icin yerime birini birakmayi, sonra daberaberlerinde odun desteleri olan bir grup erkekle namaza gelmeyenlere gitmeyi ve evlerini uzerlerine yikmayi dusundum."

Buhari, Ezan 29, Husumat 5, Ahkam 52 ; Muslim, Mesacid 252, (651 ) ; Muvatta, Salatu'l-Cema' a 3, (1, 129-130) ; Ebu Davud, Salat 47, (548, 549); Tirmizi, Salat 162, (217); Nesai, Imamet 49, (2, 107).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2751-2760 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.