Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3411-3420 )
3411 - Hz. Enes radiyaIlahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Fatima radiyallahu
anha'ya, bir kole getirdi. Bunu ona hibe etmisti. Hz. Fatima'nin uzerinde (cok
uzun olmayan bir elbise vardi, elbiseyi basina cekecek olsa obur ucu ayaklarina
ulasmiyordu. Elbisesiyle ayaklarini ortecek olsa ust ucu basina yetismiyordu.
Resulullah aleyhissalatu vesselam, ortunme hususunda maruz kaldigi sikintiyi
gorunce:
"Bu kiyafette olmanin
sana bir mahzuru yok, zira, karsindakiler baban ve kolendir'' buyurdu.''
Ebu Davud, Libas 35,
(4106).
3412 - Ummu Seleme
radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yanimda
idi. Evde de bir muhannes vardi. Bu muhannes, Ummu Seleme'nin kardesi Abdullah
Inu Ebi Umeyye'ye: "Ey Abdullah, sayet yarin Allah Taif'in fethini
muyesser kilarsa, ben sana Gaylan'in kizini gosterecegim. Cunku o, gelirken
dort, giderken sekizdir" der. Bu soz uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Boyleleri bir daha
yaniniza girmesin" buyurdu. Bu sozuyle muhannesleri kasdetmisti. Bundan sonra
onu, (evlerine girmekten) men ettiler.''
Buhari Megazi 56, Nikah
113, Libas 62 ; Muslim, Selam 32, (2180); Muvatta, Vasiyyet 5, (2, 767); Ebu
Davud, Edeb 61, (4929).
3413 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam erkeklerden
kadinlasanlari, kadinlardan da erkeklesenleri lanet etti ve: "Onlari
evlerinizden cikarin!" seklinde ferman buyurdu."
Buhari, Libas 62, Hudud 33;
Ebu Davud, Edeb 61, (4930); Tirmizi, Edeb 34, (2785, 2786).
3414 - Ummu Seleme
radiyallahu anha anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in
yaninda idim. Yaninda Meymune Bintu'I-Haris radiyallahu anha da vardi. (Bu
esnada) Ibnu Ummi Mektum bize dogru geliyordu. -Bu vak'a, tesetturle
emredilmemizden sonra idi- ve yanimiza girdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam
bize:
"Ona karsi ortunun!''
emretti. Biz:
"Ey Allah'in resulu!
O, ama ve bizi gormeyen (ve varligimizi tanimayan) bir kimse degil mi?'' dedik.
Bunun uzerine:
"Siz de mi
korlersiniz, siz onu gormuyor musunuz?" buyurdu."
Ebu Davud, Libas 37,
(4112); Tirmizi, Edeb 29, (2779).
3415 - Ebu Useyd
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam, mescidden
cikiyordu. Yolda kadinlarla erkeklerin karismis vaziyette olduklarini gorunce,
kadinlara:
"Sizler geride kalin.
Yolun ortasindan gitmeyin, kenarlarindan gidin!" ferman buyurdu. Bundan
sonra, kadinlar nerdeyse duvara degecek sekilde yururdu. Bazan bu degmeler
sebebiyle, elbisesinin duvara takildigi olurdu."
Ebu Davud, Edeb 180,
(5272).
3416 - Ibnu Omer
radiyallahu anhum anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, erkegin
iki kadin arasinda yurumesini yasakladi.''
Ebu Davud Edeb 180, (5273).
3417 - Ibnu Mes'ud
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Kadin avrettir, disari cikti mi seytan ona muttali olur."
Tirmizi, Rada 18, (1173).
3418 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadinlarindan biriyle
beraber idi. Yanindan bir adam gecti. Aleyhissalatu vesselam adami cagirarak:
"Bu benim
zevcemdir!" dedi. Adam:
"Ey Allah'in Resulu!
Ben herkesten suphe etsem de sizden suphe etmem!'' deyince, Aleyhissalatu
vesselam:
"Seytan insana kanin
nufuz ettigi gibi nufuz eder!" buyurdular.
Muslim, Selam 23, (2174).
MUTEFERRIK HADISLER
3419 - Ebu Zerr radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana:
"Ey Ebu Zerr!"
dedi. Ben:
"Ey Allah'in Resulu,
buyurun! Emrinizdeyim, canim sana feda olsun!" diye cevap verdim."
Ebu Davud, Edeb 162,
(5226).
3420 - Ebu Saidi'l-Hudri
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Sadece mu'minle
arkadaslik et. Senin yemegini muttaki olan yesin."
Ebu Davud, Edeb 19, (4832);
Tirmizi, Zuhd 56, (2397).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3411-3420 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.