Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4051-4060 )

4051 - Imam Malik anlatiyor: "Ibnu'l-Museyyeb'i, Humeyd Ibnu Abdirrahmen Ibni Avf'i, Ubeydullah Ibni Abdillah ibni Utbe'yi, Suleyman Ibnu Yesar'i dinledim, hepsi de Ebu Hureyre'nin soyle soyledigini isitmis olduklarini bildirdiler: "Ben Hz. Omer radiyallahu anh'i dinledim. Demisti ki: "Bir kadini kocasi, bir veya iki talakla bosayip, kadini (iddeti bitip de baskasina) helal oluncaya kadar biraksa, kadin da bir baska erkekle evlense, bu ikinci koca olse veya kadini bosasa, sonra kadin tekrar ilk kocasi ile evlense, bu kadin onun yaninda, onceden baki kalan talak(lar) uzerine olur."
Imam Malik der ki: "Iste bu, hic bir ihtilaf olmaksizin kabullendigimiz sunnettir."
Muvatta, Talak 77, (1, 586).

4052 - Muharrib Ibnu Disar, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'in, helal kildiklari arasinda en sevmedigi sey talaktir."
Bir diger rivayette ise soyle gelmistir: "Allah'in en sevmedigi helal, talaktir."
Ebu Davud, Talak 3, (2177, 2178).

4053 - Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hangi kadin, (cok ciddi) bir gerek yokken kocasina bosanma talebinde bulunursa, bilsin ki, cennetin kokusu kendisine haramdir."
Ebu Davud, Talak 18, (2226); Tirmizi, Talak 11, (1187); Ibnu Mace, Talak 21, (2055).

4054 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Erkek hanimini bosamak isteyince hemen bosuyordu. Erkek, yuz ve hatta daha cok kerelerde bosamis olsa, iddeti icerisinde iken, dondugu takdirde kadin yine de onun hanimi olmaya devam ediyordu. Bu hal su hadiseye kadar devam etti. Bir adam hanimina: "Vallahi seni ne tam bosayacagim ne de himayeme alacagim, ebedi sekilde boyle tutacagim!" dedi.
Kadin: "Bu nasil olur?" deyince: "Seni bosayacagim, iddetin bitmek uzere iken geri donecegim. (Bu sekilde tekrar edecegim) cevabini verdi. Kadin bunun uzerine Aise radiyallahu anha'ya gidip durumu haber verdi. Aise, Resulullah gelinceye kadar cevap vermedi. Durumu O'na anlatti. Aleyhissalatu vesselam da sukut buyurdular. Derken su ayet indi. (Mealen): "Bosama iki def'adir. (Ondan sonrasi) ya iyilikle tutmak, ya guzellikle salmaktir. (Ey kocalar! bosandiginiz zaman) onlara (kadinlara verdiginiz bir seyi (mehri geri) almaniz size helal olmaz..." (Bakara 229). Aise radiyallahu anha dedi ki: "Bunun uzerine halk (o gunden itibaren) talaka(yeniden yonelip) gozden gecirdi, bir kismi bosadi, bir kismi bosamadi."
Tirmizi, Talak 16, (1192).

4055 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore kendisine, hanimini bosayip sonra da onunla cima yapan, kadini ne bosadigi ne de rucu ettigi hususunda ishadda (beyanda) bulunmayan bir adam, durumunu sormus, onun da cevabi su olmustur:
"Sen hanimini sunni olmayan talakla bosamissin, sunni olmayan tarzda geri donmussun. Bosadigina da, dondugune de ishadda bulun ve (sahidleme isini) bir daha terketme."
Ebu Davud, Talak 5, (2186); Ibnu Mace, Talak 5, (2025).

4056 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kadinin kiz kardesinin tabagindakini bosaltmak ve kendisi evlenmek icin bosanmasini talebetmesi helal degildir. Kendine de (rizik, nafaka nev'inden Allah tarafindan) takdir edilen sey vardir."
Buhari, Nikah 53, Kader 4; Muslim, Nikah 38, (1408); Muvatta, Kader 7, (2, 900); Ebu Davud, Talak 2, (2176); Tirmizi, Talak 14, (1190); Nesai, Buyu 19, (7, 258).

4057 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc sey vardir ki onlarin ciddisi de ciddi, sakasi da ciddidir: Nikah, talak, ric'at."
Ebu Davud, Talak 9, (2194); Tirmizi, Talak 9, (1184).

4058 - Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh'tan rivayete gore o, "hanimini bosamis, ve onu bir cariye ile nimetlendirmistir."
Muvatta, talak 45, (2, 573).

UGURSUZLUK VE FAL

4059 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (halkin ugursuzluk cikardigi) hic bir seyden ugursuzluk cikarmazdi. Bir memur gonderecegi zaman ismini sorardi, hosuna giderse sevinirdi ve hatta bunun nesesi yuzunde gorulurdu. Isimden hoslanmazsa bu da yuzunden belli olurdu. Bir koye girecek olsa onun da ismini sorardi, hosuna giderse sevinirdi, hoslanmazsa, bu, yuzunden okunurdu."
Ebu Davud, Tibb 24, (3920).

4060 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hosuna giden bir kelime isitince: ("Amin!"; "Dedigin ciksin!"; "Allah muradini versin!" manasinda olmak uzere): "Senin ugurunu kendi agzindan isittik!" buyururlardi."

Ebu Davud, Tibb 24, (3917).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4051-4060 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.