Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4081-4090 )

4081 - Yine Tirmizi'nin Sahbere radiyallahu anh'tan kaydina gore, Aleyhissalatu vesselam: "Kim ilim taleb ederse, bu isi, gecmisteki gunahlarina kefaret olur" buyurmustur."
Tirmizi, Ilim 2, (2650).

4082 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Zancilardan once, olem ogrenin yani zanlariyla konusanlardan once."
Rezin tahric etmistir. Buhari'de bunu bir bab basliginda muallak (senetsiz) olarak kaydetmistir. (Feraiz 2).

4083 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Feraizi ve Kur'an-i ogrenin ve halka da ogretin, zira benim ruhum kabzedilecek (ve ben aranizdan gidecegim)."
Tirmizi, Feraiz 2, (2092). Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'tan ayni manada bir rivayet yapilmistir.
Rezin su ziyadede bulunmustur: "Feraizi bilmeyen alimin misali, bas kismi olmayan burnus gibidir."

4084 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mu'min, sonu cennet oluncaya kadar hayir isitmekten asla doymayacak."
Tirmizi, Ilim 19, (2687).

4085 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hikmetli soz mu'minin yitigidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya ehaktir."
Tirmizi, Ilim 19, (2688).

4086 - Ibn-i Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ilim uctur. Bunlardan fazlasi fazilettir. Muhkem ayet, kaim sunnet, adil taksim."
Ebu Davud, Feraiz 1, (2285); Ibnu Mace, Mukaddime 8, (54).

4087 - Ebu Vakid el-Leysi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidde otururken uc kisi cikti geldi. Ikisi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a yonelerek onunde durdular. Bunlardan biri, bir aralik bularak hemen oraya oturdu. Digeri de onun gerisine oturdu. Ucuncu kimse ise, geri donup gitti.
Resulullah aleyhissalatu vesselam (dersinden) bosalinca buyurdular:
"Size uc kisiden haber vereyim mi? Bunlardan biri Allah'a iltica etti, Allah da onu himayesine aldi. Digeri istihyada bulundu, Allah da onun istihyasini kabul etti. Ucuncusu ise geri dondu, Allah da ondan yuz cevirdi."
Buhari, Ilim 8, Salat 84; Muslim, Selam 26, (2176); Muvatta, Selam 4, (2, 960, 961); Tirmizi, Isti'zan 29, (2725).

ILIM ADABI

4088 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, bir ilimden sorulur, o da bunu ketmedip soylemezse (Kiyamet gunu) atesten bir gem ile gemlenir."
Ebu Davud, Ilm 9, (3658); Tirmizi, Ilim 3, (2651).

4089 - Sehl Ibnu sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Vallahi, senin hidayetinle bir tek kisiye hidayet verilmesi, senin icin kiymetli develerden mutesekkil surulerden daha hayirlidir."
Ebu Davud, Ilm 10, (3661); Buhari, Ashabu'n-Nebi 9; Muslim, Fedailu'l-Ashab 34, (2046).

4090 - Ebu Harun el-Abdi anlatiyor: "Biz Ebu Sa'id el-Hudri radiyallahu anh'a ugrardik. O bize: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (bize) vasiyetine merhaba" (derdi ve ilave ederdi): "Resulullah aleyhissalatu vesselam demisti ki: "Insanlar (dinde) size tabidirler. Size (aktar-i alemden yani) dunyanin her tarafindan bir kisim erkekler gelip Islam dinini ogrenecekler. Onlar geldikleri vakit, onlara hep hayri tavsiye edin."

Tirmizi, Ilim 10, (3661).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4081-4090 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.