Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4431-4440 )

4431 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir defasinda ben uzgun bir halde iken "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la karsilasmistik. Bana:
"Seni niye boyle uzgun goruyorum?" buyurdu.
"Babam Uhud'da sehid dustu. Geriye bakima muhtac horanta ve bir de borc birakti" dedim. Bunun uzerine:
"Allah'in babana hazirladigi nimeti sana mujde edeyim mi?" dedi. Ben: "Evet!" deyince:
"Allah, hic kimse ile yuz yuze konusmus degildir, daima perde gerisinden konusur. Ancak, babani ihya etti ve perdesiz konustu:
"Ey kulum, dedi. Ne dilersen benden iste vereyim!"
"Ey Rabbim dedi baban, beni dirilt, senin yolunda ikinci sefer bir daha olduruleyim!" Allah Teala Hazretleri:
"Ama ben daha once su hukmu koymusum: "Olenler artik geri donmeyecekler!" buyurdu. Bunun uzerine su ayet nazil oldu (Mealen): "Allah yolunda sehid edilenleri olu sanma. Onlar, Rablerinin katinda hayat sahibidirler ve O'nun nimetleriyle riziklanirlar" (Al-i Imran 169).
Tirmizi, Tefsir Al-i Imran, (3013).

HZ. ENES IBNU MALIK RADIYALLAHU ANH

4432 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ummu Suleym radiyallahu anha dedi ki:
"Ey Allah'in Resulu! Hadimin Enes icin Allah Teala Hazretlerine dua ediver!"
Bunun uzerine su duayi yapiverdi:
"Allahim, onun malini, cocuklarini cogalt ve ona verdiklerini hakkinda mubarek kil!"
Buhari, Da'avat 19, 26, 47, Savm 61; Muslim, Mesacid 268, (660), Fezailu's-Sahabe 141, 142, (2480, 2481); Tirmizi, Menakib, (3827, 3828).

4433 - Ebu Halde Halid Ibnu Dinar anlatiyor: "Ebu'l-Aliye'ye: "Enes, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan hadis isitti mi?" diye sordu. Ebu'l-Aliye:
"(Bu nasil soru?) Hz. Enes on yil Resulullah'a hizmet etti, Resulullah onun icin duada bulundu. Enes'in bir bahcesi vardi, yilda iki sefer meyve verirdi. Bahcede bir reyhani vardi, ondan misk kokusu gelirdi" diye cevap verdi.
Tirmizi, Menakib, (3832).

BERA IBNU MALIK RADIYALLAHU ANH

4434 - Hz. Enes Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Saci sakali birbirine karismis, eski pusku elbiseler icinde, kimsenin itibar etmedigi niceleri vardir ki, Allah'a kasemde bulunsa, Allah onun yeminini bosa cikarmaz. Iste Bera Ibnu Malik oylelerindendir."
Tirmizi, Menakib, (3853).

SABIT IBNU KAYS IBNU SEMMAS RADIYALLAHU ANH

4435 - Hz. Enes Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam, Sabit Ibnu Kays'i kaybetmisti. Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu! Ben onun yerini biliyorum!" dedi ve gidip evinde oturmus, basi onde agliyor vaziyette buldu.
"Neyin var, (niye agliyorsun)?" dedi.
"(Sorma), Serr var! Sesim, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sesinin ustune cikiyordu, butun amelim gitti, cehennemligim" dedi. Adam, Sabit'in bu sozlerini isitince dogru Aleyhissalatu vesselam'a geldi ve durumu haber verdi.
"Ona git ve soyle buyurdular, sen cehennemlik degilsin, bilakis sen cennetliksin!"
Buhari, Menakib 25, Tefsir, Hucurat 1; Muslim, Iman 187, (119).

4436 - Muslim'in bir rivayetinde: "Allah Teala'nin su ayeti indigi zaman (mealen): "Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinden fazla yukseltmeyin!..." (Hucurat 2), Sabit radiyallahu anh evinde oturup aglamaya basladi. "Resulullah aleyhissalatu vesselam onu aradi..." seklindedir."
Muslim, Iman 187, (119).

ADIYY IBNU HATIM RADIYALLAHU ANH

4437 - Hz. Adiyy radiyallahu anh anlatiyor: "Kavmimden bir grupla Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh'in yanina geldim. Tayy kabilesine mensup her bir adam icin ikibin (dirhem) tahsisat ayirdi, benden ise yuz cevirdi. Ben kursisina gectim, yine benden yuz cevirdi. Ben tekrar karsi tarafina gectim. O yine bana tersini dondu. Bu durumda, ben:
"Ey mu'minlerin emiri! Beni taniyor musun?" dedim. Guldu ve:
"Evet! Vallahi seni taniyorum!" dedi ve ilave etti:
"Onlar kafirken sen iman etmistin. Onlar yuz cevirirken sen gelmis (teslim olmus)tun. Onlar ahdinden cayarken sen ahdinde sadik kalmistin. Ayrica, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yuzunu ve Ashab'inin yuzlerini agartan ilk zekat parasi da, senin Tayy kabilesinden Resulullah7a getirdigin zekat parasi olmustu."
(Hz. Omer bu sozlerinden) sonra, (bana vermeyisinin) ozrunu beyana gecti ve dedi ki:
"Ben, fakirlik sebebiyle yoksul duruma dusenlere tahsisat ayirdim. Onlar asiretlerinin seyyidleridir. Temsil ettikleri adamlarinin (ariz olacak kitlik hallerinde onlara infak gibi) hukuklarini uzerlerinde tasimaktadirlar. (Bu sebeple, geride kalan adamlari adina onlara tahsisat verdim)."
Bu aciklama uzerine Adiyy, Hz. Omer'e:
"Oyleyse tamam, bana vermemeni normal karsilarim" dedi."
Bu rivayeti muellif, Buhari ve Muslim'e nisbet etmektedir. Buhari'de mevcut degildir. Muslim'de muhtasar olarak gelmistir (Fezailu's-Sahabe 196, (2523), Rivayet, Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde yer almaktadir (1, 45).

HZ. EBU HUREYRE RADIYALLAHU ANH

4438 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim, senden cok guzel seyler isitiyorum, fakat ezberimde tutamiyorum!"
"Ridani ac!" emrettiler. Ben de actim. (Dua buyurdu, sonra topladim). Bundan sonra bana cok hadis soyledi. Ben soylediklerinden hicbirini unutmadim."
Buhari, Ilim 42; Muslim, Fezailu's-Sahabe 159, (2492); Tirmizi, Menakib (3833, 3824).

CULEYBIB RADIYALLAHU ANH

4439 - Ebu Berze el-Eslemi radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam gazvelerinden birinde idi. Allah Teala Hazretleri genimet nasib etti. Ashab'ina "(Arkadaslarinizdan) herhangi bir kayip verdiniz mi?" diye sordu.
"Evet! dediler. Falanca, falanca ve falanca!" Resulullah yine sordu:
"Baska bir kaybiniz var mi?" Ashab:
"Evet! Falanca, falanca, falanca!" dediler. Aleyhissalatu vesselam yine sordu:
"Baska bir kaybiniz yok mu?"
"Hayir! Yok!" dediler.
"Ama ben Culeybib'i kaybettim (Onu arayin!)" emretti. Ashab onu aradi ve oldurmus oldugu yedi kisinin yaninda bulundu. Dusmanlar da onu oldurmuslerdi. Aleyhissalatu vesselam gidip basucunda durdu ve:
"O, yedi kisiyi oldurmus, onlar da onu oldurmusler! Bu bendendir, ben de ondanim. Bu bendendir, ben de ondanim" buyurdu. Sonra Culeybib'i kollari arasina aldi. Ona, Resulullah'in kollarindan baska yatak olmamisti."
Ravi devamla der ki: "Ona bir mezar kazildi. Kabrinin icine konuldu." Gusledildigini zikretmedi."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 131, (2472).

HARISE IBNU SURAKA RADIYALLAHU ANH

4440 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ummu Harise radiyallahu anha, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu! Bana Harise'den haber ver!" dedi. -Harise, Bedir gunu isabet eden serseri bir ok sebebiyle olmustu- (Kadin devamla): "Eger cennetteyse sabredecegim, degilse (dunya evinde oldugum muddetce) aglamaya devam edecegim" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Ummu Harise! (Cennetin tek bir bahce oldugunu mu sanirsin?) Cennette bahceler var. Senin oglun ise, Firdevs-i a'la'ya kondu" buyurdular. (Bunun uzerine kadin gulerek geri dondu.)"

Buhari, Cihad 14, Megazi 9, Rikak 51; Tirmizi, Tefsir, Mu'minun, (3173).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4431-4440 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.