Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4471-4480 )
4471 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "(Hudeybiye'de) agac altinda Bey'at edenlerden hic kimse
atese girmeyecektir."
Muslim, Fezailu's-Sahabe
163, (2496); Ebu Davud, Sunnet 9, (4653); Tirmizi, Menakib, (3859).
ISLAM UMMETININ FAZILETI
4472 - Hz. Ebu Musa
radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Musluman, yahudi ve
hiristiyanlarin meseli suna benzer: Bir adam var, bir grub kimseyi ucretli
olarak tutmus; kendisi icin belli bir ucret mukabilinde, geceye kadar
calistiriyor. Bunlar gunduzun yarisina kadar calisip:
"Bize sart kostugun
ucrete ihtiyacimiz yok. (Biz gidecegiz.) Su ana kadar yaptigimiz is icin de
para istemiyoruz" derler. Adam onlara:
"Boyle yapmayin, isin
geri kalan kismini da tamamlayin ve ucretinizi tam olarak alin!" diye rica
eder. Ancak onlar buna yanasmazlar ve terkedip giderler.
Adam onlardan sonra isi
icin baskalarini ucretle tutar. Onlara:
"Su gununuzu
tamamlayin, oncekilere vaadettigim ucreti size tam olarak vereyim!" der.
Bunlar ikindi vaktine kadar calisirlar. O zaman:
"Isin senin olsun,
yaptigimiz calismanin ucretini de istemiyoruz. (Calismayi terkediyoruz)!"
derler. Adam onlara da:
"Isinizin geri kismini
tamamlayin, surada az bir zamaniniz kaldi" diye rica eder, ancak onlar
dinlemeyip giderler. Adam geri kalan zamanda calismalari icin yeni isciler tutar.
Bunlar da geri kalan zamanda calismalari icin yeni isciler tutar. Bunlar da
geri kalan zamanda gunes batincaya kadar calisirlar ve onceki iki grubun
ucretini de alirlar. Iste bu, onlarin ve bu nurdan kabul ettikleri miktarin
meselidir."
Buhari, Icare 11,
Mevakitu's-Salat 17.
4473 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Sizden once gecen
ummetlere nazaran sizin bekaniz, ikindi vakti ile gunesin batmasi arasindaki
muddet gibidir. Tevrat ehline Tevrat verildi, onlar gun ortasina kadar onunla
amel ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldilar. Onlara kirat kirat ucretleri
verildi. Sonra Ehl-i Incil'e Incil verildi. Onlar da ikindi namazina kadar
calistilar. O zaman onlar da aciz kaldilar, kirat kirat onlara da ucretleri
verildi. Bize ucretimiz ikiser kirat, ikiser kirat verildi. Iki kitap
mensuplari:
"Ey Rabbimiz, sen bunlara
ikiser kirat, ikiser kirat olarak verdin. Halbuki bize birer kirat, birer kirat
vermistin. Halbuki biz, amel yonuyle onlardan ileriyiz!" dediler. Allah
Teala Hazretleri:
"Ben ucretlerinizde
bir haksizlik yaptim mi?" buyurdu. Onlar "Hayir!" dediler.
"Oyleyse, bu benim
lutfumdur, onu ben diledigime veririm" buyurdu."
Buhari, Icare 8, 9,
Mevakitu's-Salat 17, Enbiya 50, Fezailu'l-Kur'an 17, Tevhid 31, 47; Tirmizi,
Emsal 7, (2875).
4474 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir
cenaze gecti. Oradakiler, cenaze hakkinda hayirli senada bulundular.
Aleyhissalatu vesselam:
"Vacib oldu! (Vacib
oldu! Vacib oldu!)" buyurdular. Sonra bir cenaze daha gecti. Bunu kotu
sozlerle yadettiler. Resulullah yine: "Vacib oldu!" buyurdular. Hz.
Omer radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu!
Vacib olan nedir?" diye sordu.
"Oncekini hayirla
yadettiniz ona cennet vacib oldu. Ikincisini kotulukle yadettiniz ona da
cehennem vacib oldu. Sizler Allah'in yeryuzundeki sahidlerisiniz!" buyurdu."
Buhari, Cenaiz 86, Sehadet
6; Muslim, Cenaiz 60, (949); Tirmizi, Cenaiz 63, (1058); Nesai, Cenaiz 50, (4,
49, 50); Ebu Davud, Cenaiz 80, (3233).
4475 - Huzeyfe radiyallahu
anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala
hazretleri, bizden oncekileri cum'ayi bulma isinde sasirtti. Bu sebeple
cumartesi yahudilerin, pazar gunu de hiristiyanlarin oldu. Allah Teala
hazretleri bizi yaratti ve bizlere cuma gununu bulma hususunda hidayet nasib
etti: Cumayi da, cumartesiyi de, pazari da (ibadet gunleri) kildi. Onlar
Kiyamet gunu de bize tabidirler. Biz, dunya ehli arasinda sonuncusuyuz, fakat
Kiyamet gunu birinciler olacagiz ve butun mahlukattan once hesaplari gorulup
bitirilecekler olacagiz."
Muslim, Cum'a 22, (856).
4476 - Ebu Sa'id
radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kiyamet gunu Aziz ve
Celil olan Allah: "Ey Adem!" diye seslenir. Adem:
"Ey Rabbim buyur,
emrindeyim, butun hayirlar senin elindedir!" der. Soyle bir nidada bulunulur:
"Allah sana, cehennem
hey'etini cikarmani emrediyor!" Adem sorar:
"Ey Rabbim, cehennem
hey'eti ne kadardir?"
"Her binden
dokuzyuzdoksandokuzu!"
Iste "hamilelerin
cocugunu dusurdugu, cocuklarin ihtiyarladigi, insanlarin sarhos olmadiklari
halde, azabin siddetinden sarhosa doneceklerini gorecegin zaman bu
zamandir." Bu haber Ashab'a cok agir geldi. Oyle ki yuzlerinin rengi
degisti.
"Ey Allah'in Resulu!
dediler, bu binde bir icine hangimiz girecegiz?"
"Ye'cuc ve Me'cuc'dan
binde dokuzyuzdoksandokuz, sizden ise bir olacak. Sunu da bilin: Siz insanlar
arasinda, beyaz bir okuzde siyah bir kil veya siyah bir okuzde beyaz bir kil
durumundasiniz."
Buhari, Tefsir, Hac, 1,
Enbiya 7, Rikak 46, Tevhid 32; Muslim, Iman 379, (222).
4477 - Ebu Umame
radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Rabbim bana,
ummetimden yetmisbin kisiyi hesab ve ceza olmaksizin cennete koymayi vaadetti.
Her bin ile birlikte yetmisbin ve Rabbimin avucuyla uc avuc daha."
Tirmizi, Sifatu'l-Kiyame
13, (2439); Ibnu Mace, Zuhd 34, (4286).
4478 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Ummetimin cennete
girecegi kapinin genisligi, iyi bir atlinin uc (gun veya yil) yurume mesafesidir.
Onlar (cennet ehli) kapidan girerken sikisirlar da omuzlari ezilecek hale
gelir."
Tirmizi, Cennet 14, (2551).
4479 - Tirmizi'nin bir
diger rivayetinde Bureyde radiyallahu anh ("Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in su sozunu) nakleder: "Cennet ehli yuzyirmi saftir. Bunlardan
seksen safi bu ummetten, kirk safi da diger ummetlerdendir."
Tirmizi, Cennet 13, (2549).
4480 - Ebu Musa radiyallahu
anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musluman bir kimse
oldu mu, Allah ona bedel bir yahudi veya hiristiyani cehenneme koyar."
Muslim, Tevbe 50, (2767).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4471-4480 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.