Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4691-4700 )
4691 - Abdurrahman Ibnu
Hurmuz el-A'rac anlatiyor: "Osman Ibnu Affan radiyallahu anh Ibnu
Mukemmil'in hanimlarini kendisine varis kildi. Ibnu Mukemmil hasta iken hanimlarini
bosamisti."
Muvatta, Talak 41, (2,
572).
4692 - Rebi'a Ibnu Ebi
Abdirrahman anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Avf'in hanimi, ondan kendisini
bosamasini talep etti. Abdurrahman: "Adetten temizlenince bana haber
ver!" dedi. Kadin haber verdi. O da talak-i bette ile (uc talakla) -veya
baki kalan tek bir talakla- bosadi. Ne var ki Abdurrahman o gun hasta idi. Hz.
Osman, kadinin iddeti tamamlaninca kocasinin malina onu da varis kildi."
Muvatta, Talak 40, (2, 571,
572).
KELALE (NE EVLAD NE DE BABA
BIRAKMADAN OLEN)
4693 - Zeyd Ibnu Eslem
radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, Resulullah
aleyhissalatu vesselam'a kelale(nin miras hissesin)den sormustu.
"Bu yaz nazil olan,
Nisa suresinin sonundaki ayet, bu meselede sana yeterlidir" buyurdular.
Hadisin ravisi der ki:
"Ebu Ishak'a sordum: "Kelale, ne cocuk ne de baba birakmadan olen
kimse degil mi?" Bana: "Boyle zannettiler!" diye cevap
verdi."
Muvatta, Feraiz 7, (2,
515); Muslim, Feraiz 9, (1617).
Yaz mevsiminde indigi icin
"Yaz ayeti" denen ayet sudur. (Mealen):
"Senden fetva
istiyorlar. De ki: "Varis olarak babasi ve cocugu bulunmayan kimsenin
mirasi hakkinda Allah size hukmunu bildiriyor: Eger bir kimse olur ve
kendisinin cocugu olmayip da bir kizkardesi bulunursa, mirasin yarisi onundur.
Eger kadin olur de cocugu olmayip geride sadece erkek kardesi varis olarak
bulunursa, mirasin tamamini alir. Varisler iki kizkardes ise, mirasin ucte
ikisi onlara aittir. Eger varisler hem erkek, hem de kizkardesler ise, erkege
iki kiz hissesi vardir." Allah sasirirsiniz diye hukumlerini size boylece
bildiriyor. Allah herseyi hakkiyla bilir" (Nisa 176). kis mevsiminde
indigi icin kis ayeti denen ayet de, Nisa suresinin bas tarafindadir:
"Allah, miras
taksimini size soyle emrediyor: Size varis olan cocuklarinizdan erkege iki kiz
hissesi vardir. Cocuklar, hepsi kiz olmak uzere ikiden fazla iseler, o zaman
mirasin ucte ikisi onlarindir. Eger cocuk sadece bir kizdan ibaretse ona
mirasin yarisi verilir. Eger olenin cocugu varsa, olenin anne ve babasindan herbirine
altida bir hisse vardir. Olenin cocugu olmayip da sadece anne ve babasi onun
mirascisi ise, o zaman annenin hakki ucte birdir. Bu hukumler olunun borclari
odendikten ve usulu dairesinde vasiyeti yerine getirildikten sonra kalan mal
icindir. Babalariniz ve ogullarinizdan hangisinin size menfaatce daha yakin
oldugunu siz bilemezsiniz; bu yuzden de onlar arasindaki miras taksimini size
biraktigimiz takdirde adaletsizlik edersiniz. Bu hisseler ise, Allah katindan
birer hak olarak size emrolunmustur. Muhakkak ki Allah herseyi hakkiyla bilir
ve her isini hikmetle yerine getirir" (Nisa11).
ZEVILERHAM
4694 - Muhammed Ibnu Ebi
Bekr Ibni Hazm'in anlattigina gore, babasinin sikca soyle soyledigini
isitmistir:
"Hz. Omer radiyallahu
anh pek cok defalar soyle derdi: "Halanin haline hayret ediyorum!
Kendisine varis olunur, fakat o varis olmaz."
Muvatta, Feraiz 9, (2,
517).
4695 - Ebu Musa radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kavmin
kizkardeslerinin oglu, kendilerindendir."
Ebu Davud, Edeb 121,
(5122); Nesai, Zekat 96, (5, 106); Buhari, Feraiz 24.
Nesai'de su ibare de
gelmistir: "Bir kavmin kizkardeslerinin oglu, kendi
nefislerindendir."
DIYETIN MIRASI
4696 - Said Ibnu'l-Museyyeb
rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh diyor ki: "Diyet
akile uzerinedir. Oyle ise akile(yi teskil edenler) diyete varis olurlar; kadin
(akileden olmadigi icin) kocasinin diyetine varis olamaz." Dahhak Ibnu
Sufyan radiyallahu anh kendisine (itiraz ederek) dedi ki: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam, bana Esyem ed-Dibabi'nin hanimini kocasinin diyetine
varis kilmami yazmisti. Kadin bir baska cemaatten idi." Bunun uzerine Hz.
Omer, onceki tatbikatindan hemen vazgecti."
Ebu Davud, Feraiz 18,
(2927); Tirmizi, Feraiz 18, (2111).
SADAKANIN MIRASI
4697 - Bureyde radiyallahu
anh anlatiyor: "Bir kadin Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Ben anneme bir cariye tasadduk etmis idim. Simdi annem, cariyeyi
birakarak vefat etti" (deyip, hukmunu sordu). Aleyhissalatu vesselam:
"Sanna onun sevabi
vacip olmustur. Miras yoluyla da cariye sana geri gelmistir!"
buyurdular."
Muslim, Siyam 154, (1149);
Tirmizi, Zekat 31, (667); Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).
4698 - Imam Malik'e
ulastigina gore, "Ensardan bir zat, ebeveynine bir bagista bulundu.
Bilahare ebeveyni vefat etti. Ogullari tekrar bu mala veraset yoluyla sahip
oldu. Bu bir hurmalikti. Oglan, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bu hususta
sual etti. Aleyhissalatu vesselam ona:
"Surasi muhakkak ki
tasadduk sevabini aldin. Simdi o mali (Allah) sana miras olarak geri
gonderdi" buyurdu.
Muvatta, Akdiye 54, (2,
760).
VARISLER CEMAATI
4699 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Cahiliye devrinde olen babanin) mali
ogluna kalirdi. Vasiyet de valideyn icin yapilirdi. Allah Teala hazretleri
bundan diledigi kismi neshedip erkegin hissesini kadinin hissesinin iki misli
kildi, ebeveynden herbiri icin (eger cocuk varsa) altida bir, ucte bir kildi.
Kadina (cocuk varsa) dortte bir kildi. Zevc'e, (cocuk yoksa) yari, (cocuk
varsa) dortte bir miras payi kildi."
Buhari, Vesaya 6, Tefsir,
Nisa 5, Feraiz 10.
4700 - Zeyd Ibnu Sabit
radiyallahu anh anlatiyor: "Ogullarin cocuklari, kendileriyle olu arasinda
baska bir erkek cocuk olmadigi takdirde, olenin cocugu menzilesindedir:
Oglanlarin erkek cocuklari, olenin erkek cocuklari gibidir. Ogullarin kiz
cocuklari da olenin kiz cocugu gibidirler. Ogullarin cocuklari, ogullar gibi
miras alirlar. Ogullar kendilerinden asagidakilerin mirasina mani olduklari
gibi, ogullarin ogullari da kendilerinden asagidakilerin miras almasina mani
olurlar. Ogulun cocugu, ogulla birlikte miras alamaz.
Olen kimse, bir kizla, bir
ogulun oglunu biraksa, kiz yari alir, geri kalani da ogulun oglu alir. Zira Aleyhissalatu
vesselam soyle buyurmustur:
"Miras paylarini
(Kur'an'da zikredilen) hak sahiplerine verin. Geri kalan, (baba tarafindan) en
yakin erkege aittir."
Buhari, Feraiz 7.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4691-4700 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.