Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4821-4830 )
4821 - Hz. Osman
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Ademoglunun su uc sey
disinda (temel) hakki yoktur: Ikamet edecegi bir ev, avretini ortecegi bir
elbise, katiksiz ekmek ve su."
Tirmizi, zuhd 30, (2342).
4822 - Fudale Ibnu Ubeyd
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam hidayeti nasip
edilen ve yeterli miktarda maiseti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"
Tirmizi, Zuhd 35, (2350).
4823 - Ebu Saidi'l-Hudri
radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar radiyallahu anhum'den bazi kimseler,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir seyler talep ettiler. Aleyhissalatu
vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini
verdi. Sonra yine istediler, o istediklerini yine verdi. Yaninda mevcut olan
sey bitmisti; soyle buyurdular:
"Yanimda bir mal olsa,
bunu sizden ayri olarak (kendim icin) biriktirecek degilim. Kim iffetli
davranir (istemezse), Allah onu iffetli kilar. Kim istigna gosterirse Allah da
onu gani kilar. Kim sabirli davranirsa Allah ona sabir verir. Hic kimseye
sabirdan daha hayirli ve daha genis bir ihsanda bulunulmamistir."
Buhari, Zekat 50, Rikak 20;
Muslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2, 997); Ebu Davud, Zekat 28,
(1644); Tirmizi, Birr 77, (2025); Nesai, Zekat 85, (5, 95).
Rezin rahimehullah su
ziyadede bulunmustur: "Islam'a girip, yeterli miktarla riziklandirilan ve
verdigi bu miktara Allah'in kanaat etmeyi nasip ettigi kimse kurtulusa
ermistir."
4824 - Ebu Umame
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Ey ademoglu! Eger
fazla malini Allah yolunda harcarsan bu senin icin daha hayirlidir, kendine
saklarsan senin icin zararlidir. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm
edilmezsin. (Harcamaya), bakimlari uzerinde olanlardan basla. Ustteki el (yani
veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayirlidir."
Muslim, Zekat 97, (1036),
Tirmizi, Zuhd 32, (2344).
4825 - Hz. Omer radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Siz Allah'a hakkiyla
tevekkul edebilseydiniz, sizleri de, kuslari riziklandirdigi gibi riziklandirirdi:
Sabahleyin ac cikar, aksama tok donerdiniz."
Tirmizi, Zuhd 33, (2345).
TOKGOZLULUK
4826 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Zenginlik mal
cokluguyla degildir. Bilakis zenginlik goz tokluguyladir."
Buhari, Rikak 15; Muslim,
Zekat 120, (1051); Tirmizi, Zuhd 40, (2374).
4827 - Yine Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"(Hakiki) fakir, kapi
kapi dolasirken verilen bir iki lokmanin veya bir iki hurmanin geri cevirdigi
kimse degildir. Fakat gercek fakir, ihtiyacini giderecek bir sey bulamayan ve
halini anlayip kendisine tasaddukta bulunacak biri cikmayan, (buna ragmen)
kalkip halktan birsey istemeyen kimsedir."
Buhari, Zekat 53, Tefsir,
Bakara 48; Muslim, Zekat 102, (1039); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 7, (2, 923); Ebu
Davud, Zekat 23, (1631, 1632); Nesai, Zekat 76, (5, 85).
AZA RIZA
4828 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Sizden biri, mal ve
yaratilisca kendisinden ustun olana bakinca, nazarini bir de kendisinden
asagida olana cevirsin. Boyle yapmak, Allah'in uzerinizdeki nimetini kucuk
gormemeniz icin gereklidir."
Buhari; Rikak 30; Muslim,
Zuhd 8, (2963); Tirmizi, Kiyamet 59, (2515).
Rezin bir rivayette su
ziyadede bulundu: "Avn Ibnu Abdillah Ibnu Utbe rahimehullah dedi ki:
"Ben zenginlerle dusup kalkiyordum. O zaman benden daha heveslisi yoktu.
Bir binek gorsem benimkinden daha iyi gorurdum; bir elbiseye baksam,
benimkinden daha iyi olduguna hukmederdim. Ne zaman ki bu hadisi isittim,
fakirlerle dusup kalktim ve rahata erdim."
DILENCILIGIN ZEMMI
4829 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Sizden biri dilenmeye devam ettigi takdirde yuzunde bir
parca et kalmamis halde Allah'a kavusur."
Buhari, Zekat 52; Muslim,
Zekat 103, (1040); Nesai, Zekat 83, (5, 94).
4830 - Semure Ibnu Cundeb
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Istemeler bir nevi
cirmalamalardir. Kisi onlarla yuzunu cirmalamis olur. Oyle ise, dileyen
(hayasini koruyup) yuz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Su var
ki, kisi, zaruri olan (seyleri) iktidar sahibinden istemelidir."
Ebu Davud, Zekat 26,
(1639); Tirmizi, Zekat 38, (681); Nesai, Zekat 92, (5, 100).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4821-4830 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.