Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 551-560 )

551 - Davud Ibnu'l-Husayn anlatiyor: Ummu Sa'd Binti Rebi'ye Kur'an'dan okuyordum. Bu kadin Hz. Ebu Bekir es-Siddik (radiyallahu anh)'in terbiyesinde yetisen bir yetime idi. Ben Nisa suresinin 33. ayetini "vellezine akadet eymanukum" diye okuyunca mudahele edereke: "Oyle okuma fakat "vellezine akadet eymanukum" diye oku. Bu ayet Hz. Ebu Bekir ve oglu Abdurrahman hakkinda nazil oldu. Oglu, Islam'i kabul etmeyince Hz. Ebu Bekir, ona miras birakmayacagim diye yemin etmisti. Bilahare Abdurrahman Musluman olunca, Cenab-i Hakk, mirasdan nasibini ayirmasi icin Hz. Ebu Bekir'e bu ayetle emir buyurdu" dedi.
Bir rivayette su ilave aciklama yapilmistir: "Abdurrahman'in Islam'a girisi Muslumanlarin maddi galebesine kadar gecikti."
Ebu Davud, Feraiz 16. (2923).

552 - Hz. Enes (radiyallahu anh) "Allah, suphesiz zerre kadar haksizlik etmez, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artirir ve yapana buyuk ecir verir" ayeti ile ilgili olarak Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etti: "Allah hicbir mu'mine, yaptigi tek hayrin bile karsiligini ihmal etmek suretiyle zulumde bulunmaz. Yaptigi her hasenenin karsiligi hem dunyada hem de ahirette kendisine verilir. Kafir ise, yaptigi hayir sebebiyle dunyada oylesine yedirilir ki, ahirete varinca, karsiligi verilecek tek hayri kalmaz."
Muslim, Sifatu'l-Munafikin 56, (2808).

553 - Imam Malik'e ulastigina gore, Hz. Ali (radiyallahu anh): "Kari-kocanin arasinin acilmasindan endiselenirseniz, erkegin ailesinden bir hakem ve kadinin ailesinden bir hakem gonderin, bunlar duzeltmek isterlerse, Allah onlarin aralarini buldurur" (Nisa 35) ayetinde temas edilen iki hakem hakkinda "kari-kocanin ayrilma veya birlesme kararlari bu iki hakemin verecegi hukme kalmistir" diye beyanda bulunmustur.
Muvatta, Talak 72 (2, 584).

554 - Ebu Hurre er-Rakkasi, amcasindan (radiyalluhu anh) naklen Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Serlerinden, serkesliklerinden yildiginiz kadinlara gelince: Onlara (evvela) ogut verin, (vazgecmezlerse) kendilerini yataklarinda yalniz birakin..." (Nisa, 34) ayeti hakkinda sunu soylemistir: "Kadinlarin serkeslik etmelerinden yilarsaniz yatakta onlari yalniz birakin."
Hammad merhum, yatakta yalniz birakmayi "cinsi temasi terketmek" olarak anlamistir.
Ebu Davud, Nikah 43 (2145).

555 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ibnu Avf (radiyallahu anh) bizim icin yemek hazirlayarak bizi davet etti, gittik, yemegi yedik. Arkadan sarap ikram etti, ictik. Bu ziyafet sarabin haram edilmesinden once idi. Sarab beni sarhos etmisti. Namaz vakti gelince imam olmami istediler. Namazda Kafirun suresini okudum. Ancak "sizin taptiginiza ben tapmam" diyecek yerde "biz, sizin taptiginiza tapariz" seklinde yanlis okudum. Bunun uzerine: "Ey iman edenler! Sarhosken, ne dediginizi bilene kadar, cunubken -yolcu olan mustesna- gusledene kadar namaza yaklasmayin..." ayeti nazil oldu."
Ebu Davud, Esribe 1, (3671); Tirmizi, Tefsir, Nisa (3029). Tirmizi hadisin sahih oldugunu belirtir.

556 - Ebu Davud'dasu rivayet de var: Ensardan bir zat kendisine (Hz. Ali'yi) ve Abdurrahman Ibnu Avf'i yemege cagirdi. "Rivayet, Hz. Ali'nin icabet ettigini, aksam namazinda cemaate imamlik yaptigini belirtir ve hadisi(n devamini yukaridaki gibi) zikreder.
Ebu Davud, Esribe 1, (3671).

557 - Yine Hz. Ali (radiyallahu anh) buyuruyor: "Kur'an-i Kerim'de en cok sevdigim ayet sudur: "Allah, kendisine ortak kosmayi elbette bagislamaz, bundan baskasini diledigine bagislar..." (Nisa, 48).
Tirmizi, Tefsir, Nisa, (3040).

558 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden buyruk sahibi olanlara itaat edin" (Nisa 59) ayeti, Abdullah Ibnu Huzafe Ibni Kays Ibni Adiy es-Sehmi hakkinda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu bir seriyyeye gonderdigi esnada nazil oldu."
Buhari, Tefsir, Nisa 11; Muslim, Imaret 31, (1834); Ebu Davud, Cihad 96, (2624); Tirmizi, CIhad 3, (1672); Nesai, Bey'at 28 (7, 154, 155).

559 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anh): "Size ne oluyor da: "Rabbimiz! Bizi halki zalim olan bu sehirden cikar, katindan bize bir sahip cikan gonder, katindan bize bir yardimci lutfet" diyen zavalli cocuklar, erkekler ve kadinlar ugrunda ve Allah yolunda savasmiyorsunuz?" (Nisa 75) ayetiyle ilgili olarak sunu soyledi: "Annem ve ben burada ifade edilen "zavallilar" arasinda idik."
Buhari, Tefsir, Nisa 14, 20; Cenaiz 80.

560 - Buhari'nin bir rivayetinde soyle denmistir: Ibnu Abbas (radiyallahu anh): "Caresiz kalan, yol bulamayan zavalli erkek, kadin ve cocuklar mustesna" (Nisa 98), ayetini tilavet buyurduktan sonra: "Ben ve annem Allahu Teala'nin mazur addettiklerindendik, ben cocuklardan, annem kadinlardan mazurdu" dedi.

Buhari, Tefsir Nisa 14, 20.



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 551-560 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.