Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 771-780 )
HA-MÍM el-MU'MIN SURESI
771 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her
kim aksam olunca Ha-mim el-Mu'min suresini bastan, 3. (dahil) ayetine kadar ve
ayete'l-Kursiyi okuyacak olursa bu iki Kur'an kiraati sayesinde sabaha kadar
muhafaza olunur. Kim de ayni seyleri sabahleyin okursa onlar sayesinde aksama
kadar muhafaza edilirler."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 2, (2882).
772 - Ala Ibnu Ziyad'in anlattigina
gore, cehennemi zikrederken bir adam kendisine:
"- Niye milleti umidsizlige
sevkediyorsun?" diye mudahale etti. O da:
"- Allahu Teala: "Ey
kendilerine kotuluk edip asiri giden kullarim! Allah'in rahmetinden umudunuzu
kesmeyin. Dogrusu Allah gunahlarin hepsini bagislar. Cunku O, bagislayandir,
merhametlidir" (Zumer, 53) ve: "...Asiri gidenlerin ateslikler
olduklarinda suphe yoktur" (Mu'min 43) buyurmus olunca, ben umidsizlige
dusurebilirim. Ne var ki, siz kotu amellerinize ragmen cennetle mujdelenmekten
hoslaniyorsunuz. Halbuki Allah, Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i itaat edenler
icin cennetle mujdelemek, isyan edenler icin de cehennemle korkutmak uzere
gonderdi." dedi.
Buhari, Tefsir, Ha-mim el-Mu'min 1.
Hadis muallaktir.
FUSSILET SURESI
773 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Ka'be'nin yaninda ikisi Sakifli, biri de Kureysli veya ikisi
Kureysli biri Sakifli uc kisi biraraya geldi. Bunlar gobek yaglari fazla,
anlayislari kit kimselerdi. Birisi:
" Ne konustugumuzu Allah isitiyor
mudur, ne dersiniz?" diye birlaf atti. Bir digeri:
Sesli konusursak isitir, gizli konusursak
isitmez olmali" dedi. Ucuncu de:
Sesli konusmamizi isitiyorsa, gizli
konusmamizi da isitiyordur" dedi. Bunun uzerine su ayet nazil oldu:
"Siz, ne kulaklariniz, ne
gozleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize sahidlik eder diye (dusunup)
sakinmadiniz. Bilakis Allah yapmakta oduklarinizin bircogunu bilmez sandiniz.
Rabbinize karsi besledig'iniz su zanniniz (yok mu?) Iste sizi o helak etti. Bu
yuzden husrana dusenlerden oldunuz" (Fussilet, 22-23).
Buhari,Ha-mim Secde Fussilet 1, 2,
Tevhid 41; Muslim, Sifatul-Munafikun 5; Tirmizi, Tefsir, Ha-mim es-Secde
(Fussilet) (3245).
774 - Hz. Enes (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Rabbimiz Allah'tir
deyip de sonra dogru yolda gidenler var ya! Onlarin uzerlerine "Korkmayin
tasalanmayin, vaadolundugunuz cennetle sevinin!" diye diye melekler
inecektir.." (Fussilet, 30) mealindeki ayeti okudu ve soyle buyurdu:
"Insanlar, bunu hep soylediler. Ancak, sonradan ekserisi kufre dustu, kim
bu soz uzere olurse, o kimse istikaimeti dogru olanlardandir."
Tirmizi, Tefsir, Ha-Mim, Secde
(Fussilet) (3247).
775 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma),
"Ne (her) iyilik, ne de (her) kotuluk bir olmaz. Sen (kotulugu) en guzel
yol ne ise onunla onle. O zaman gorursun ki, seninle arasinda dusmanlik bulunan
kimse bile, sanki yakin dost(un olmus)tur. Bu (en guzel haslete),
sabredenlerden baskasi kavusturulmaz. Buna buyuk bir hisseye malik olandan
gayrisi eristirilmez" (Fussilet,34-35) ayetiyle ilgili olarak su
aciklamayi yapti: "(Ayette kastedilen en iyi yol) ofke anindaki sabir,
kotuluge maruz kalindigi andaki aftir. Insanlar bunlari yaptiklari takdirde,
Allah onlari korur, dusmanlari da kendilerine egilir. Sanki samimi dost
olur."
Buhari, Tefsir, Ha-mim, es-Secde
(Fussilet) 1.
HA-MIM AYN-SIN-KAF SURESI
776 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)
anlattigina gore, kendisine: "Ey Muhammed de ki: "Ben sizden (teblig
hizmetine) mukabil yakinlara sevgiden baska bir ucret istemem"
(Ha-mim-Ayn-Sin Kaf (Sura, 23) ayetinde gecen "yakinlar" hususunda
soruldu. Said Ibnu Cubeyr atilarak: "Al-i Muhammed'in yakinlari"diye
cevap verdi. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Acele ettin, Kureys'in her
koluna mutlaka Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bir akrabaligi var, ondan
maksad "Sizin, aramizdaki akrabaligin hakkini vermenizi dilerim"
demesidir" der.
Buhari, Tefsir, Ha-Mim-Ayn-Sin-Kaf
(Sura) 1; Tirmizi, Tefsir, Sura, (3248).
ZUHRUF SURESI
777 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma),
"Eger (butun) insanlar (kufre imrenecek) bir tek ummet haline gelmeyecek
olsalardi o cok esirgeyen (Allah)'a kufreden kimselerin evlerinin tavanlarini,
ustunden cikacaklari merdivenleri, odalarinin kapilarini, uzerine
yaslanacaklari tahtlari hep gumusten yapardik!" (Zuhruf, 33-34) ayeti
hakkinda su aciklamayi yapti: Yani: "Insanlarin tamamini kuffar kilmayacak
olsam, kuffarin evlerine gumusten tavan, gumusten merdiven, gumusten tahtlar
yapardim."
Buhari, Tefsir, Zuhruf 1. (Hadis
muallaktir).
HA-MIM DUHAN SURESI
778 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim
geceleyin Duhan suresini okursa, yetmis bin melek kendisine istigfar ettigi
halde sabaha erer."
Tirmizi Sevabu'1-Kur'an 8, (2890).
779 - Ebu Hureyre (radiyallahu
anh)'nin bir diger rivayetinde soyle denir: "Ha-mim ed-Duhan suresini
cum'a gecesinde kim okursa magfirete mazhar olur."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 8, (2891).
780 - Mesruk (rahimehullah) anlatiyor:
"Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un yaninda oturuyorduk, o da aramizda
yatmis vaziyette idi. Kendisine bir adam geldi ve:
"- Ey Ebu Abdirrahman! Bir
kissaci (Kinde kapilari yaninda), Duhan mucizesi gelerek kafirlerin nefislerini
alip goturecegini, mu'minlerin ondan nezle seklinde (cok hafif muteessir
olarak) gecistirecegini anlatiyor" dedi. Bunun uzerine Ibnu Mes'ud
(radiyallahu anh) kizarak oturdu ve sunlari soyledi:
"- Ey insanlar Allah'tan korkun.
Icinizden bir seyler bilenler bildiklerini soylesin. Bilmeyenler de,
"Allahu a'lem (Allah bilir)" desin. Zira birinizin bilmedigi bir sey
icin "Allah bilir" demesi en buyuk ilimdir. Zira Allahu Teala Resul-i
Ekrem (aleyhissalatu vesselam)'i icin soyle buyurmustur:
"Ben bu hizmetim icin sizden bir
ucret istemiyorum, kendiliginden bir sey teklif edenlerden de degilim,
de!" (Sad, 86).
Suphesiz, Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam), insanlarda bir gerileme gordugu zaman:
"Rabbim, Hz. Yusufun yedi
(senesi) gibi yedi (kitlik) senesi ver"diye bedduada bulunmustu. Bu beddua
uzerine Mekkeli musrikleri oyle bir kitlik yakalamisti ki her seyi silip
supurmus, acliktan laselerin derilerini bile yemek zorunda kalmislardi.
Onlardan biri semaya bakinca, duman gibi birseyler gorur olmustu. Bu durum
karsisinda, (Mekkelilerin lideri olan Ebu Sufyan) Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'e muracaat ederek:
"- Ey Muhammed, sen Allah'a taat
ve yakinlarina yardim emrederek geldin. Kavmin helak oldu. Onlar icin Allah'a
dua et!" dedi. Bunun uzerine Cenab-i Hakk su ayeti indirdi:
"Gogun, insanlari buruyecek ve
gozle gorulecek bir duman cikaracagi gunu bekle. Bu can yakan bir azabtir.
Insanlar: "Rabbimiz bu azabi bizden kaldir, dogrusu artik biz
inananlariz" derler. Nerede onlarda ogut almak? Kendilerine gercegi aciklayan
bir peygamber gelmisti ve ondan yuz cevirmisler "belletilmis bir
deli" demislerdi. Biz sizden azabi az sure icin kaldiracagiz, siz yine de
eski inkarciliginiza doneceksiniz" (Duhan,10-15).Abdullah Ibnu Mes'ud
soyle dedi:
"- Haklarinda: "Onlari
carptikca carpacagimiz gun intikamimizi mutlaka aliriz" (Duhan 16)
buyurulanlardan hic ahiret azabi kaldirilir mi?" Ayette gecen batsa
(carptikca carpma), Bedir Savasi' dir."
Buhari, Tefsir, Hà-mim ed-Duhan
(Duhan) 1, Istiska 2,13, Tefsir, Yusuf 4, Rum, Sad; Muslim, Sifatu'l-Munafikun
39, (2798); Tirmizi, Tefsir, Duhan (3251).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 771-780 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.