Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5351-5360 )
5351 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Bizden bazi kimselerin ihtiyaclarindan fazla arazileri vardi. Onlar:
"Biz aramizi ucte bire veya dortte bire veya yariya kiraya verelim"
dediler. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Kimin arazisi varsa bizzat eksin veya
bir kardesine bagislasin; ne ucret mukabili versin ne de kiraya versin!"
buyurdular."
Buhari, Muzara'a 18, Hibe 35; Muslim, Buyu' 92,
(1536); Nesai, Muzara'a 45, (7, 36-38).
5352 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) bir tarlaya
ugramisti, tarlada ekin ugrunuyordu.
"Burasi kime ait?" buyurdular.
Yanindakiler:
"Falan kimse kiraya verdi" dediler.
Aleyhissalatu vesselam:
"Eger burayi bagislasaydi, kendisi icin
bunun uzerinden muayyen bir ucret almasindan daha hayirli olurdu"
buyurdular."
Buhari, Muzara'a 9, 18, Hibe 35; Muslim, Buyu'
120, (1550); Nesai, Muzara'a 45, (7, 36).
5353 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam muhabereyi yasakladi.
Muhabere, tarlayi yari, ucte bir veya dortte bir karsiliginda almaktir."
Ebu Davud, Buyu' 34, (3407).
5354 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhabereyi terketmeyen, Allah ve Resulu
ile savas ilan etsin."
Ebu Davud, Buyu' 34, (3406).
MEDH
5355 - Mutrif Ibnu Abdillah, babasi
radiyallahu anh'tan naklediyor:
"Beni Amir heyetiyle Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yanina gitmistik.
"Sen bizim efendimizsin!" diye hitap
ettik.
"Efendi, Allah'tir!" buyurdular.
Biz:
"Fazilette en ileride olanimiz, mertlikte
en basta gelenimizsin!" dedik. Bize: "Soylediginizin hepsi bu veya
buna yakin bir soz olsun. Seytan sizi (mubalagali medihlerde)
kosturmasin!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 10, (4806).
5356 - Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh'in soyle soyledigini isittim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'i
dinledim diyordu ki: "Hakkimda, hiristiyanlarin Meryem oglu Ìsa'ya
yaptiklari asiri ovgulerde bulunmayin. Surasi muhakkak ki ben bir kulum. Benim
icin "Allah'in kulu ve elcisi deyin."
Buhari, Enbiya 44, (Teysir, bu hadisi
Muslim'in de rivayet ettigine isaret eder. Ancak rivayet Muslim'de mevcut
degildir.)
5357 - Hz. Ebu Bekre radiyallahu anh
anlatiyor: "Bir adam, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir
baskasini medh u sena etmisti.
"Yazik sana! Arkadasinin boynunu
kestin" buyurdular ve bunu uc kere tekrar ettiler. Sonra da su aciklamayi
yaptilar:
"Bir kimse kardesini illa da ovecekse
bari: "Falancayi zannederim, ona Allah kafidir. Ben Allah'a karsi kimseyi
tezkiye etmem (cunku AIlah herkesi benden iyi bilir). -Ondan (boyle bir
fazilet) biliyorsa- falanca soyle soyledir" desin."
Buhari, Sehadat 16, Edeb 54, 95; Muslim, Zuhd
65, (3000); Ebu Davud, Edeb 10, (4805).
5358 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, meddahlarin agzina toprak
sacmamizi emretti."
Tirmizi, Zuhd 55, (2396).
MIZAH VE SAKALASMA
5359 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "(Ashabtan bir kismi): "Ey Allah'in Resulu! Sen bize saka
yapiyorsun!" demislerdi.
"Surasi muhakkak ki (saka da bile olsa)
ben sadece hakki soylerim!" buyurdular."
Tirmizi, Birr 57, (1991).
5360 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Bir adam Aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Beni
bir deveye bindir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Ben seni
devenin yavrusuna bindirecegim!" dedi. Adam:
"Ey Allah'in Resulu, ben deve yavrusunu
ne yapayim (ona binilmez ki!)" deyince Aleyhissalatu vesselam:
"Acaba deveyi deveden baska bir mahluk mu
dogurur?" buyurdular."
Tirmizi, Birr 57, (1992); Ebu Davud, Edeb 92,
(4998).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5351-5360 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.