Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5391-5400 )
5391 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, olmus bulunan Osman Ibnu Maz'un'u,
gozlerinden yaslar dokerek optu."
Tirmizi, Cenaiz 14, (989); Ebu Davud, Cenaiz
40, (3163); Ibnu Mace, Cenaiz 7, (1456).
5392 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, Kurralar olduruldugu zaman, bir ay
boyu kunut okudu. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir baska sey icin bu
kadar uzuldugunu hic gormedim."
Buhari, Cenaiz 41, Vitr 7, Cizye 8, Megazi 38,
Da'avat 59; Muslim, Mesacid 29, (677).
MATEMDEN NEHIY
5393 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor:
"Ebu Seleme oldugu zaman, soyle dedim: "Garip adam, diyar-i gurbette
oldu. Ben de: "Onun icin oyle bir aglayacagim ki, herkes ondan
bahsetsin."
Tam aglamak icin hazirlanmistim ki, Said'den,
bana yardim etmek isteyen bir kadin geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam
onunla karsilasmis ve kadina: "Sen, Allah Teala'nin tard ettigi seytani
tekrar eve sokmak mi istiyorsun?" dediler. Bunun uzerine ben de aglamaktan
vazgectim ve aglamadim."
Muslim, Cenaiz 10, (922).
5394 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'a Zeyd Ibnu Harise, Cafer Ibnu Ebi
Ta'lib ve Abdullah Ibnu Ravaha radiyallahu anhum'un olum haberi gelince oturdu.
(Halinden) uzuntulu oldugu belliydi. Ben kapi araligindan bakiyordum. Yanina
bir adam geldi ve: "Cafer'in kadinlari!" dedi ve onlarin
agladiklarini haber verdi. Aleyhissalatu vesselam derhal onlari men etmesini
emretti. Adam gitti ve sonra geri gelip: "Ben onlari yasakladim, fakat
onlar sozume kulak asmadilar" dedi. Aleyhissalatu vesselam ikinci sefer
emrederek kadinlari bundan nehyetmesini soyledi. Ama o, kadinlarin yine kulak
asmadiklarini haber verdi. Aleyhissalatu vesselam yine: "Yasakla
onlari!" buyurdu. Adam ucuncu sefer geri geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu! Allah'a yemin olsun
kadinlar bana -veya bize- galebe caldilar" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Agizlarina toprak sac!"
emretti."
Buhari, Cenaiz 41, 46, Megazi 44, Muslim,
Cenaiz 30, (935); Ebu Davud, Cenaiz 25, (3122); Nesai, Cenaiz 14, (4,15).
5395 - Cabir Ibnu Atik radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdullah Ibnu Sabit'e gecmis
olsun ziyaretine gelmisti. Onu, (Allah'in emri) galebe calmis buldu. Ona
seslendi. Fakat cevap alamadi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam
istirca'da bulundu "Inna lillahi ve inna ileyhi raci'un" dedi ve:
"Biz (yasamani isteriz ama, Allah'in
emri) bize galebe caldi ey Ebu'r-Rebi!" dedi. Bunun uzerine kadinlar
feryad edip aglamaya basladilar. Ibnu Atik radiyallahu anh kadinlari susturmaya
basladi. Ancak Aleyhissalatu vesselam: "Birak onlari aglasinlar! Vacip
oldugu zaman tek aglayan aglamayacak" buyurdu.
"Vacip olan da ne?" dediler.
"Oldugu zaman (demektir)" dedi.
Bunun uzerine kizi:
"Allah'a yemin olsun, elimden gelse sehid
olmani isterim. Cunku sen (cihad icin gerekli techizati) hazirladin" dedi.
Aleyhissalatu vesselam da:
"Allah onun ecrini niyetine gore verdi.
Siz aranizda sehid olmayi ne zannedersiniz?" buyurdular.
"Allah yolunda olmek!" dediler.
Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Oyleyse ummetimin sehidleri cidden
azdir. Bilesiniz: Taunda olen sehittir, bogularak olen sehittir, yeter ki
seferi taatte olsun. Zatulcenb'ten olen sehittir. Ishalden olen sehittir,
yanarak olen sehittir, yikik altinda olen sehittir, cacuk karninda olen kadin
sehittir."
Muvatta, Cenaiz 36, (1, 233, 234); Ebu Davud,
Cenaiz 15, (3111); Nesai, Cenaiz 14, (4,13,14).
5396 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Sa'd Ibnu Ubade'ye gecmis olsun
ziyaretinde bulundu. (Yanina gelince) onu baygin buldu ve: "Olmus
olmali!" dedi. Yanindakiler: "Hayir" deyince, Aleyhissalatu
vesselam agladilar. Resulullah'in agladigini goren halk da agladi.
"Isitmiyor musunuz, buyurdular, Allah
Teala Hazretleri ne gozyasi sebebiyle ne de kalbin huznuyle azab vermez. Ancak
sunun sebebiyle azab verir! -ve dilini isaret ettiler- yahut da merhamet
eder."
Buhari, Cenaiz 45; Muslim, Cenaiz 12, (924).
5397 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Izdirab ve matemi sebebiyle)
yanaklarini yolan, ust basini yirt(ip dovun)en, cahileye duasiyla dua eden
bizden degildir."
Buhari, Cenaiz 36, 39, 40, Menakib 8; Muslim,
Iman 165, (103); Tirmizi, Cenaiz 22, (999); Nesai, Cenaiz 19, (4, 20).
5398 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Bir kimse olunce, arkada aglayanlari kalkip:
"Vay benim dagim, vay efendim..."gibi sozler sarfederse, ona iki
melek vekil kilinir, melekler olen kimsenin gogsune vura vura: "Sen oyle
misin?" diye sorarlar."
Tirmizi, Cenaiz 24, (1003).
5399 - Nu'man Ibnu Besir radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Abdullah Ibnu Ravaha radiyallahu anh bayilmisti. Kizkardesi
Amra aglamaya basladi: "Vay benim dagim vay suyum, vay buyum" diye
sayip dokerek yakiniyordu. Abdullah ayildigi zaman:
"Allah'a yemin olsun, o soylediklerini
soylerken her defasinda bana: "Sen boyle misin?" diye soruldu"
dedi."
Soylendigine gore, Abdullah vefat ettigi zaman
Amra arkasindan aglamadi."
Buhari, Megazi, 44.
5400 - Hz. Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu
anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Abdurrahman Ibnu Avf
radiyallahu anh'in elinden tuttu, oglu Ibrahim'e gittiler. Aleyhissalatu
vesselam oglunu can cekisir vaziyette buldu. Kucagina aldi ve agladi.
Abdurrahman:
"Agliyor musun? Aglamaktan bizi sen men
etmedin mi? " dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir (aglamaktan degil), iki ahmak,
facir sesten yasakladim: Musibet sirasindaki ses; yuzleri tirmalamak, cepleri
yirtmak ve seytan matemi."
Tirmizi, Cenaiz 25, (1005).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5391-5400 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.