Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6001-6010 )

6001 - Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anh anlatiyor: "Abdullah Ibnu Amr Ibni Haram, Uhud gunu, olduruldugu zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam bana rastladi ve: "Ey Cabir! Allah baban icin ne soyledi, sana haber vermiyeyim mi?" buyurdular." Yahya'nin rivayetinde ise Resulullah: "Ey Cabir, seni niye boyle kalben kirik (ve uzuntulu) goruyorum" buyurmus, Cabir de: "Ey Allah'in Resulu! Babam sehit dustu, geriye bir yigin horanta ve borc birakti" demistir. Aleyhissalatu vesselam da:
"Sana, Allah'in babani karsiladigi seklin mujdesini vereyim mi?" diye sordu. Cabir: "Evet! Ey Allah'in Resulu!"dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam acikladi: "Allah her kimle konustu ise mutlaka hicab gerisinden konustugu halde babana vicahen konustu ve: "Ey kulum! Benden ne dilersen dile, diledigini sana vereyim!" dedi. O da:
"Ey Rabbim! Beni hir kere daha ihya et, senin yolunda ikinci kere oleyim!" dedi. Rab Teala Hazretleri de: "Benden daha once su hukum sadir oldu: "Olenler artik dunyaya bir daha donmeyecekler" buyurdular. Baban da:
"Ey Rabbim, oyleyse (benim durumumu) arkamda kalanlara ulastir!" dedi. Bu talep uzerine su ayet nazil oldu: "Allah yolunda sehid edilenleri olu sanma. Onlar Rablerinin katinda hayat sahibidirler ve O'nun nimetleriyle riziklanirlar" (Al-i Imran 169).

6002 - Nevvas Ibnu Sem'an el-Kilabi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim. Dedi ki:
"Rahman'in iki parmagi arasinda olmayan bir kalp yoktur. Allah dilerse onu dogru yola sevkeder, dilerse sasirtir!"
Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle dua ederdi:
"Ey kalpleri tesbit eden Rabbimiz! Kalplerimizi dinin uzerine tesbit et."
Resulullah yine derdi ki: "Mizan (terazi) Rahmanin elindedir. Kiyamet'e kadar bazi kavimleri yukseltir, bazi kavimleri de alcaltir."

6003 - Ebu Sa'idi'I-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah uc seye guler (rahmetiyle yonelir): Namaz icin teskil edilen saf, geceleyin namaz kilan adam ve orduda cihad eden adam."

6004 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Allah her an is basindadir" (Rahman 29) ayeti ile ilgili olarak: "Bir gunahin affi, bir sikintiyi gidermesi, bir kavmi yukseltip, bir baskalarini alcaltmasi O'nun islerindendir" buyurdugunu nakletmistir."

SUNNET (CIGIR) ACMAK:

6005 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gelmisti. Aleyhissalatu vesselam, ashabi ona yardim etmeye tesvik etti. Ashaptan biri:
"Benim yanimda su kadar mal var!" dedi. Cemaatte bulunup da adama yardim etmeyen kalmadi, herkes az veya cok bir yardimda bulundu. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam su hitabede bulundu:
"Kim bir hayri baslatir ve baskalari da onu devam ettirirse, o kimse yaptigi hayrin sevabini eksiksiz alir ve o hayri takip edenlerin hayrinin bir mislini -onlarin hayirlarindan hicbir eksilme olmaksizin- aynen alir. Kim de kotu bir cigir acar ve bu cigirdan baskalari da giderse, bu adama, o kotu isin gunahi eksiksiz gelir; ayrica o kotu yoldan gidenlerin gunahinin bir misli de -onlarin gunahindan hicbir sey eksiltmeden- ona gelir."

6006 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir dalalete cagirir ve buna uyulursa, bu kimseye kendine uyanlarin gunahinin bir misli aynen gelir, onlarin gunahindan da bir sey eksilmez. Kim de bir hayra cagirir ve kendisine uyulursa, buna da kendine uyanlarin sevaplarinin bir misli verilir, bu ona uyanlarin sevabindan bir sey eksiltmez."

6007 - Ebu Cuhayfe anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir hayri baslatir ve kendinden sonra da onunla amel edilirse, bu kimse hem kendi amelinin ve hem de oburlerinin amelinin sevabini -onlarin sevabini eksiltmeksizin- aynen alir. Kim de kotu bir is isler ve kendinden sonra bunu baskalari da islerse, bu kimseye hem kendi isinin gunahi hem de onu takliden isleyenlerin gunahi, onlarinkinden -bir eksiltme hasil etmeden- aynen gelir."

6008 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dunyada bir seye cagiran kimse, Kiyamet gunu, bu cagrisina devam ettirilir, hatta bir kisi bir kisiyi cagirmis bile olsa."

KUR'AN OGRENIP OGRETEN

6009 - Mus'ab Ibnu Sa'd'in babasi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "En hayirlilariniz Kur'an'i ogrenen ve ogretenlerdir."

6010 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam; "Suphesiz insanlardan Allah'a yakin olanlar vardir!" buyurmustu. Ashab: "Ey Allah'in Resulu! Bunlar kimlerdir?" diye sordu.

"Onlar Kur'an ehli, Allah ehli ve Allah'in has kullaridir!" cevabini verdi.



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6001-6010 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.