Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6161-6170 )
YATSIDAN ONCE YATILMAZ,
SONRA KONUSULMAZ
6161 - Abdullah Ibnu Mes'ud
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bize, yatsi
namazindan sonra gece sohbetini kitmistir, yani bize bunu yasaklamistir."
YATSIYA ATEME DEMEYIN
6162 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Bedeviler, (yatsi) namazi meselesinde size galebe calmasinlar."
Ibnu Harmele su ilavede bulundu:- Bu namazin adi isa (=yatsi)dir.- Bedeviler
ona, develeri sebebiyle geciktirip tehir ettikleri icin "ateme"
derler."
EZAN NASIL BASLADI?
6163 - Salim, babasi
Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan anlatiyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam, namazlari (duyurup toplanmayi saglama) vasitasi uzerine
halkla istisare etti. Boru otturmeyi teklif ettiler. Yahudiler(in usulu olmasi)
sebebiyle bunu hos karsilamadi. Bunun uzerine halk can calinabilecegini
hatirlatti. Aleyhissalatu vesselam, hiristiyanlara benzeme) endisesiyle bunu da
hos karsilamadi. Ayni gece, Ensardan Abdullah Ibnu Zeyd denen bir zata ve Omer
Ibnu'I-Hattab'a ruyalarinda ezan ogretildi. Ensari, geceleyin Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in kapisini caldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onu
(ogrenip okumasini) Bilal'e emretti. Bilal da ezan olarak okudu."
Zuhri diyor ki: "Bilal
radiyallahu anh hazretleri sabah ezanina su ibareyi ilave etti: "Essalatu
hayrun mine'n-nevm (=namaz uykudan hayirlidir)." Resulullah bu ilaveyi
teyid etti."
Hz. Omer radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu, Abdullah Ibnu Zeyd'in gordugunu ruyamda ben de
gormustum (ancak o, size duyurmakta benden once davrandi)" dedi."
EZANDA TERCÍ
6164 - Ebu Mahzura Ibnu
Mi'yer radiyallahu anh'in terbiyesinde yetim olarak yetisen Abdullah Ibnu
Muhayriz'dan rivayet edildigine gore, "Ebu Mahzure, kendisini Suriye'ye
gondermek uzere hazirlarken, Abdullah, Ebu Mahzure'ye soyle dedigini anlatiyor:
"Ey amcacigim! Ben Suriye'ye gidiyorum ve senin ezan okuyusunun
(hikayesini) soruyorum."
Ravi, bunun uzerine Ebu
Mahzure'nin sunu anlattigini belirtir: "Ben bir grupla birlikte yola
cikmistim. Epey bir yol almistik. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in muezzini
Aleyhissalatu vesselam'in yaninda namaz icin ezan okudu. Biz de muezzinin
sesini Aleyhissalatu vesselam'a arkamiz donuk olarak isittik. Biz onun sesini
alayli alayli tekrar edip yansiladik. (Bu yaptigimizi) Resulullah aleyhissalatu
vesselam isitti. Bize bazi kimseler yollayarak yanina cagirtti onune oturttu
ve: "Kulagima kadar gelen ses hanginizin?" dedi. Arkadaslarim beni
isaretlediler. Dogru da soylediler. Resulullah, onlari geri cevirdi, beni
alikoydu. Sonra bana: "Kalk ezan oku!" dedi. Dogruldum. (Ezani
bilmedigimden) oyle mahcup olmustum ki, o anda nazarimda Resulullah'tan ve
yapmami emrettigi seyden daha menfur bir sey yoktu. Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in onunde dogrulmus, oyle kalmistim.
Bunun uzerine Resulullah
aleyhissalatu vesselam, ezani kendisi bana okudu. Arkadan: "Haydi
soyle!" dedi. Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber, Eshedu
en Ia ilahe illallah, eshedu en la ilahe illallah, Eshedu enne
Muhammede'r-Resulullah, eshedu enne Muhammede'r-Resulullah!"
Sonra bana sunu soyledi:
"Sesini yukselt. Eshedu en la ilahe illallah, eshedu enlailahe illallah,
eshedu enne Muhammede'r-Resulullah, eshedu enne Muhammede'r-Resulullah, Hayye
ala's-salati, hayye ala's-salah, Hayye ala'l-Felahi hayye ala'l-felah.
Allahuekber Allahuekber, la-ilahe illallah!"
Sonra, ezani bitirince beni
cagirdi ve bana icerisinde gumus para bulunan bir cikin verdi. Sonra elini Ebu
Mahzura'nin alnina koydu, arkadan yuzune kaydirdi, sonra gogsu uzerine goturdu,
sonra cigerinin uzerine kaydirdi. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam'in
mubarek eli, Ebu Mahzura'nin gobegi uzerine ulasti. Sonra Aleyhissalatu
vesselam: "Allah seni mubarek kilsin, Allah sana bereket yagdirsin"
dedi. Ben de:
"Ey Allah'in Resulu!
Bana Mekke'de ezan okumami emir buyursaniz?" dedim."
"Haydi emrettim!"
buyurdular.
Derken icimde Resulullah'a
karsi duydugum butun kotu hisler kayboldu. Yerine Resulullah aleyhissalatu
vesselam sevgisi doldu. Hemen Resulullah'in Mekke'deki valisi Attab Ibnu
Esid'in yanina geldim. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in emri sebebiyle
Attab'in yaninda namaz icin ezani ben okudum."
Ravi der ki: "Ebu
Mahzura'ya yetisenler bu hadiseyi, Abdullah Ibnu Muhayriz'in bana anlattigi
sekil uzere bana tahdis ettiler."
EZANDA SUNNET
6165 - Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in muezzini Sa'd el-Karazi radiyallahu anh'tan rivayet
edildigine gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Bilal radiyallahu
anh'a (ezan okurken) iki parmagini kulagina sokmasini emrederek: "Suphesiz
bu, sesin daha cok yukselmesini saglar" buyurmustur."
6166 - Ebu Cuhayfe
radiyallahu anh anlatiyor: "Ebtah nam mevkide Resulullah aleyhissatatu
vesselam'in yanina geldim. Kirmizi bir cadirda kaliyordu. Derken Bilal cikip
ezan okudu. Ezaninda her bir cihete donuyor ve iki parmagini kulaklarina
sokuyordu."
6167 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Muezzinlerin boyunlarina, muslumanlarin iki hasletleri
takilmistir: Namazlari ve oruclari. (Bunlarin vakitlerini muslumanlara
muezzinler ilan eder.)"
6168 - Hz. Bilal
radiyallahu anh'in anlattigina gore: "(Bir gun) sabah namazini haber
vermek uzere Aleyhissalatu vesselam'in yanina gelmis, ancak kendisine
"uyuyor" denilmis. Bunun uzerine:
"Essalatu hayrun
mine'n-Nevm, essalatu hayrun mine'n-nevm (namaz uykudan daha hayirlidir)!"
demistir. Bundan boyle bu ibarenin sabah ezanina dahil edilmesi kabul gormus ve
ezan bu minval uzere kesinlik kazanmistir."
EZAN OKUNURKEN EZAN TEKRAR
EDILIR
6169 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Muezzin ezan okudugu vakit onun soylediklerini aynen tekrar edin.
6170 -
Ummuhatu'l-Mu'minin'den olan Ummu Habibe radiyallahu anha'nin anlattigina gore,
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, yaninda iken, ister gece, ister gunduz
olsun, her ne zaman muezzinin ezanini isitirse, muezzinin soyledigini aynen
tekrar etmistir."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6161-6170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.