Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1441-1450 )

1441 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam) (Veda haccinda) umre icin ihrama girdi. Ashabi ise (radiyallahu anhum ecmain) hacc icin ihrama girdi. (Mekke'ye varinca) ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne de beraberinde kurbanliklari olanlar ihramdan cikmadilar. Geri kalanlar ihramdan ciktilar."
Muslim, Hacc 196, (1239).

1442 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor:
"Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Ihramli kadin, ihramdan cikinca, sac orgulerinin ucundan bir miktar kesmedikce taranmaz. Sayet kurbanligi varsa, kurbani kesilinceye kadar sacindan hicbir sey kesemez."
Muvatta, Hacc 163, (1, 387).

KURBANIN VACIB OLUSU VE SEBEPLERI

1443 - Mihnef Ibnu Suleym (radiyallahu anh) arlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle buyurmustu: "Ey insanlar, her aile sahibine her sene bir kurbanlik, bir de atire borc olmustur. Atire'nin ne oldugunu biliyor musunuz ? O, recebiye dediginiz seydir. "
Tirmizi, Edahi 18, (1518); Ebu Davud, Dahaya 1, (2788); Nesai, Akika 6, (7,167-168); Ibnu Mace, Menasik 2, (3125).

1444 - Abdullah Ibnu Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kurban gununu bayram olarak kutlamakla emrolundum. Onu bu ummet icin Allah bayram kilmistir" buyurmustu. Bir adam kendisine:
"Ey Allah'in Resulu! Ben iareten verilmis bir hayvandan baska bir seye sahip degilsem, onu kesebilir miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir, dedi, ancak sacini, tirnaklarini kisaltir, biyiklarindan alir, etek trasini olursun. Bu da sana Allah indinde bir kurban yerine gecer."
Ebu Davud, Edahi,1 (2789); Nesai, Dahaya 2, (7, 213).

1445 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "(Ailenin her ferdi icin kurban kesmek gerektigi gorusunde olan) Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), anne karnindaki cocuk adina kurban kesmezdi."
Muvatta Dehaya 13, (2, 487).

KURBANIN KEMIYETI VE MIKTARI

1446 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptik. O zaman yedi kisi adina bir sigir keserek istirak ettik. Keza deve de yedi kisi adina kesilmisti."
Muslim, Hacc 355, (1318); Muvatta, Dahaya 9, (2, 486); Timizi, Hacc 66, (904); Ebu Davud, Dahaya 7, (2807); Nesai, Dahaya 16, (7, 222).

1447 - Ibnu Abbass (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte bir seferde iken Kurban Bayrami geldi. Kurban icin, sigirda yedi kisi, devede on kisi ortak olduk."
Tirmizi, Hacc 66, (905); Nesai, Dahaya (7, 222).

1448 - Huceyye Ibnu Adiyy anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh): "Sigir yedi kisi adina kesilir" demisti. Kendisine:
"Ya dogurmussa?" diye soruldu.
"Oyleyse yavrusunu da beraber kes!" buyurdu. Kendisine:
"Ya topalsa?" diye soruldu.
"Kesim yerine ulasabildiyse tamam" dedi.
"Ya boynuzu kiriksa?" dendi.
"Zarar etmez. Biz goz ve kulaklarinin saglamligini kontrol etmekle emrolunduk!" diye cevap verdi."
Tirmizi, Edahi 9, (1503).

1449 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) kurbanliklarin: "Tirnaklilar (yani sigirlar) hakkindaucuncu senesine girmis, veya gecmis, etli ayaklilar (develer) hakkinda da altinci yasina girmis veya gecmis olmasini" sart kosardi."
Muvatta,Hacc 147, (1, 380).

1450 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bizden biri, kendisi ve ailesi halki icin tek bir koyun kurban eder, (etinden hem yerler hem de baskalarina yedirirlerdi). Sonra insanlar, ovunmeye basladilar ve (kurbanlar) bir ovunme vasitasi oldu."

Muvatta, Dahaya 10, (2, 486); Tirmizi, Dahaya 10, (1505); Ibnu Mace, Dahaya 10, (3147).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1441-1450 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.