Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1671-1680 )

1671 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala, Hz. Adem (aleyhisselam)'i yarattigi ve ruh ufledigi zaman, Adem hapsirdi ve elhamdulillah diyerek, izni ile Teala'ya hamdetti. Rabbi de ona:
"Ey Adem, yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden su oturan gruba git ve "Esselamu aleykum" de!" dedi. (Hz. Adem oyle yapti. Hitab ettigi melekler):
"Ve aleyke's-selamu ve rahmetullahi ve berekatuhu!" diye karsilik verdiler. Sonra Adem (aleyhisselam) Rabbine dondu. Rabbi ona:
"Bu cumle senin ve evladlarinin aralarindaki selamlasmadir" dedi.
Allah Teala hazretleri, elleri kapali oldugu halde Adem'e: "Diledigini sec!" dedi. Hz. Adem:
"Rabbimin sag elini sectim! Rabbimin iki eli de sagdir, mubarektir" dedi. Sonra Allahu Teala hazretleri sag elini acti. Icinde Hz. Adem ve onun zurriyeti(nin emsalleri) vardi. Hz. Adem (aleyhisselam):
"Ey Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teala: "Bunlar senin zurriyetindir" dedi. Her insanin iki gozunun arasinda omru yaziliydi. Aralarinda biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Adem:
"Ey Rabbim ! Bu kimdir?" dedi. Rabb Telala hazretleri:
"Bu senin oglun Davud'dur. Ben ona kirk yillik omur takdir ettim" dedi. Adem aleyhisselam:
"Ey Rabbim onun omrunu uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teala:
"Bu ona takdir edilmis olandir!" deyince, Adem:
"Ey Rabbim, ben ona kendi omrumden altmis senesini verdim"diye israr etti. Bunun uzerine Rabb Teala:
"Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu.
Sonra Adem cennete yerlestirildi. Allah'in diledigi kadar orada kaldi. Sonra cennetten (arza) indirildi. Adem burada kendi ecelini yil be-yil sayip hesapliyordu. Derken olum melegi geldi. Hz. Adem (aleyhisselam) ona:
"Acele ettin, erken geldin. Bana bin yil omur takdir edilmisti!" dedi.
Melek: "Iyi ama sen oglun Davud a altmis senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkar etti, zurriyeti de inkar etti; o unuttu, zurriyeti de unuttu. "
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ilave etti: "O gunderi itibaren yazma ve sahidlik emredildi."
Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn (3365). Bu hadis A'raf suresinin tefsirinde gecti. Orada son cumle yoktur.

1672 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Melekler nurdan yaratildilar, cinler dumanli bir alevden yaratildilar. Adem de size vasfi yapilandan yaratildi. "
Muslim, Zuhd 60, (2996).

1673 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hayir, Allah'a kasem olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Isa'nin kizil cehreli oldugunu soylemedi. Ancak sunu soyledi: "Ben bir keresinde uyumustum. Ruyamda Beytullah'i tavafediyordum. O sirada duz sacli, kumral benizli, basindan su akar vaziyette iki kisiye dayanip ortalarinda gitmekte olan birisini gordum.
"Bu kim?" dedim.
"Meryem'in oglu!" dediler.
Bunun uzerine daha yakindan gormek icin ilerledim. Kizil, iri, kivircik sacli, sag gozu kor, gozu uzum gibi pertlek bir adam daha vardi.
"Bu kim?" dedim.
"Bu, Deccal !" dediler.
Insanlardan en cok ona benzeyeni Ibnu Katan'di."
Zuhri der ki: "Ibnu Katan, cahiliye devrinde vefat eden Huzaali bir kimseydi."
Buhari, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libas 68, Fiten 26, Muslim, Imam 275,(169); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 2, (2, 920).

1674 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana gecmis peygamberler (aleyhimusselam) arzedildiler. Hz. Musa zayifca bir erkekti. Sanki Senue kabilesinden (uzun boylu) birine benziyordu. Hz. Isa (aleyhisselam)'yi da gordum, gorduklerim icinde ona en cok benzeyen Urve Ibnu Mes'ud idi. Hz. Ibrahim (aleyhisselam)'i de gordum, gorduklerim arasinda ona en cok benzeyen, arkadasinizdi -yani kendisini kastediyor- Hz. Cebrail (aleyhisselam)'i de gordum. Gorduklerimden ona en ziyade benzeyen Dihye Ibnu Halife idi."
Muslim, Imam 271, (167); Menakib 27, (3651).

1675 - Semure Ibnu Cundub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Sam, Araplarin babasidir.Yafes, Rumlarin babasidir. Ham Habesilerin babasidir."
Tirmizi, Tefsir, Saffat, (3229), Menakib, (3927).

1676 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekeriyya (aleyhisselam) marangoz idi."
Muslim, Fedail 169, (2379).

HILAFET VE EMIRLIGIN AHKAMI IMAMLAR KUREYS'TENDIR

1677 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Insanlar hayirda da serde de Kureys'e tabidir."
Muslim, Imaret 3, (1819).

1678 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar bu iste Kureys'e tabidirler. Muslumanlari Musluman olanlarina, kafirleri kafir olanlarina tabidirler. Insanlar madenler gibidir. Cahiliyede hayirli olanlar fikhi ogrenirlerse Islam'da da hayirlidirlar. Bu ise en cok nefret edenleri insanlarin en hayirlisi bulacaksin. Onlar (rizalari hilafina) icine dusmedikce buna talib olmazlar."
Buhari, Menakib 1; Muslim, Imaret 2, (1818).

1679 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bu is (emirlik) insanlardan iki kisi baki kaldikca Kureys'te olmaya devam edecektir."
Buhari, Menakib 2, Ahkam 2, Enbiya 1; Muslim, Imaret 4, (1820).

1680 - Sefine (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Hilafet, ummetim arasinda otuz yil surecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir." Said Ibnu Cumhan dedi ki:
"Sonra ilave etti: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'in hilafetine Hz. Omer'in hilafetini, Hz.Osman'in hilafetine Hz. Ali'nin hilafetini (radiyallahu anhum ecmain) ekle (parmaklarinla say) bak!" dedi. Bunlari (sayinca hakikaten) otuz yil bulduk."
Sefine'ye: "Emeviler, hilafetin kendilerinde (devam ettigini) zannederler"denmisti, su cevabi verdi: "Beni'z-Zerka yalan soyluyor. Onlar krallardir, hem de en kotu krallar."

Ebu Davud, Sunnet 9 (4648, 4647); Tirmizi,Fiten 48, (2227).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1671-1680 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.