Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 171-180 )

171 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Buluga erinceye kadar kim iki kiz evladi yetistirirse -parmaklarini birlestirerek- kiyamet gunu o ve ben soyle beraber oluruz."
Muslim, Birr 149, (2631); Tirmizi, Birr 13, (1917).
Tirmizi'de: "O ve ben cennete su iki sey gibi beraber gireriz" dedi ve iki parmagiyla isaret etti" seklinde gelmistir.

172 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim "uc kiz" veya "uc kizkardes" veya "iki kiz kardes" veya "iki kiz" yetistirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranir ve evlendirirse cenneti hak etmistir."
Ebu Davud, Edeb 130, (5147); Tirmizi, Birr, 13 (1913).
Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan su rivayet de kaydedilmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin iki kizi olur da bunlari oldurmez, alcaltmaz, oglan cocuklarini bunlara tercih etmezse Allah onu cennete koyar." (5147. H).

173 - Avf Ibnu Malik el-Esca'i (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben ve yanaklari kararmis kadin kiyamet gunu su iki sey gibi yan yanayiz. -Hadisi rivayet eden Yezid Ibnu Zurey, bas ve orta parmaklariyla isaret yapti.- O kadin ki, mevkii, makami bulunan kocasindan dul kalmistir, (maddi imkanlarindan baska) neseb ve guzelligi yerindedir. Butun bunlara ragmen (evlenmez) ve yetimler buyuyunceye veya olunceye kadar kendini onlara hasreder."
Hadiste gecen "yanaklari kararmis kadin" tabiriyle Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yetimlerini buyutmek gayesiyle suslenmeyi ve rahat yasamayi terkeden, cektigi sikintilar sebebiyle cildi kararan dul kadini ifade buyurmustur.
Ebu Davud, Edeb 130, (5149).

174 - Havle bintu Hakim (radiyallahu anha) anlatiyor: Bir gun, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kizi Fatima (radiyallahu anha)'nin iki oglundan birini kucaklamis oldugu halde evden cikti ve soyle diyordu: "Siz var ya, sizin yuzunuzden (ebeveyniniz) cimrilige, korkakliga ve cehalete dusuyorlar. Ve siz Allah'in reyhanindansiniz."
Tirmizi, Birr, 11 (1911); Ibnu Mace, Edeb 3, (3666).

175 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye ugradi. Aise hummaya yakalanmis, hasta idi. "Kizim, nasilsin?" diye hatirini sordu ve yanagindan optu."
Ebu Davud, Edeb 158 (5222); Buhari, Menakibu'l-Ensar 45.

176 - Said Ibnu'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir baba cocuguna guzel ahlaktan daha ustun bir miras birakamaz"
Tirmizi, Birr 33, (1953).
Yine Tirmizi'de, Cabir Ibnu Semure'den gelen bir baska rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Kisinin cocugunu bir kerecik terbiye etmesi, onun icin bir Sa' miktarinda yiyecek tasadduk etmesinden daha hayirlidir."

177 - Hz. Aise anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizin en hayirliniz, ailesine karsi hayirli olandir. Ben aileme karsi hepinizden daha hayirliyim. Arkadasiniz oldugu zaman (kusurlarini zikretmeyi) terkedin."
Tirmizi, Menakib 85, (3892).

YETIMLERE IYILIK

178 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Ben ve yetime bakan kimse cennette soyleyiz" Orta parmagi ile bas parmagini yan yana getirip aralarini acip kapayarak isaret etti."
Buhari, Talak 14, Edeb 24; Tirmizi, Birr 14, (1919); Ebu Davud, Edeb 131, (5150).

179 - Ibnu Abbas anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim Muslumanlar arasindan bir yetim alarak yiyecek ve icecegine dahil ederse, affedilmez bir gunah (sirk) islememisse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktir."
Tirmizi, Birr 14, (1918).

YOLDAN RAHATSIZ EDICI SEY TEMIZLEMEYE DAIR

180 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bir adam yolda yururken, yol uzerinde bir diken dalina rastladi. Onu alip disari atti. Cenab-i Hakk bu davranisindan memnun kalarak, ona magfiret etti".
Buhari, Mezalim 28, Cemaat 32; Muslim, Birr 128, (1914), Imaret 163, (1914); Muvatta, Salatu'l-Cemaat 6, (1, 131); Tirmizi, Birr 38 (1958); Ebu davud, Edeb 172, (5245).

Yukaridaki metin, Ebu Davud haric bes kitabin besinde aynen mevcuttur. Ebu Davud (az bir farklilikla) soyle kaydeder: "Hicbir hayir yapmamis olan bir adam, yoldan bir diken dalini kaldirdi. Bu ya (yola uzanmis) bir agac daliydi kesip atti ya da yola birakilmis bir seyi kaldirip atti..." gerisi yukaridaki gibi.




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 171-180 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.