Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 211-220 )

211 - Selman (radiyallahu anh) diyor ki: "Elinden geliyorsa, carsiya ilk giren olma. Oradan son cikan da olma. Cunku carsi, seytanin, (insanlari sasirtmak icin kiyasiya) savas verdigi yerdir, bayragi da orada dalgalanir."
Muslim, Fedailu's-Sahabe 100,(2451).

212 - Hz. Omer (radiyallahu anh): "Bizim carsimizda dini bilen kimseler saticilik yapsin" buyurmustur.
Tirmizi, Vitr 21, (487).

213 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) buyurmustur ki: "Ben, Sam'daki Umeyye Camii'nin merdivenlerinde bir dukkan sahibi olup, her gun elli dinar kazanip Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarimi da hep cemaatle kilmak, Allah'in helal kildiklarini da haram etmemek sartlarini arzulamaktan ziyade, Allahu Teala'nin, haklarinda: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alis veris onlari Allah'i zikretmekten alikoymaz" (Nur, 36) ovgusunu kullandigi kimselerden olmamaktan korkarim."
Bu rivayet Rezin'in ilavesidir.

NECASETLER

214 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Mekke'nin fethedildigi sene Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Mekke'de isittim, soyle buyuruyordu: "Cenab-i Allah icki, olmus hayvan, domuz ve putun alim-satimini yasakladi." Bunun uzerine: "Ey Allah'in Resulu "olmus hayvanlarin ic yagi hakkinda ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yaglarin, derilere surulur, kandiller aydinlatilir" dendi. Cevaben: "O (nun satisi) haramdir" buyurdu ve ilave etti: "Allah Yahudilerin canini alsin. Allah onlara olmus hayvanlarin ic yagini haram kildigi vakit bu yagi erittiler, sonra satip parasini yediler."
Buhari, Buyu 112, Megazi 50; Muslim, Musakat 71 (1581); Ebu Davud, Buyu 66 (3486); Tirmizi, Buyu 93, (7, 309-310); Ibnu Mace, Ticarat 11, (2167).

215 - Abdurrahman Ibnu Va'le'nin anlattigina gore, Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'dan uzum sirasi hakkinda sorunca ondan su cevabi almistir: "Adamin biri Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir sarap dagarcigi hediye etmisti, kendisine "Allah'in bunu haram kildigini bilmiyor musun?" dedi. Adam: "Hayir bilmiyorum" cevabini verdi ve yaninda bulunan birisine birseyler fisildadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama "Ona ne fisildadin?" diye sorunca adam: "Onu satmasini emrettim" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Icilmesi haram olanin satilmasi da haramdir" buyurdu ve iki sarap dagarciginin agizlarini acarak iclerini bosaltti."
Muslim, Musakat 68, (1579); Muvatta, Esribe 12, (2, 846), Nesai, Buyu 90, (7, 307-308).

216 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'i Kabe'nin yaninda otururken gordum. Bir ara basini semaya kaldirarak guldu ve sunusoyledi: "-Allah Yahudilere Lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin! Allah onlara (olmus hayvanlarin) ic yagini yasaklamisti tutup bunu sattilar ve parasini yediler. Halbuki Allah bir millete bir seyin yenmesini haram etti mi, onun parasini da haram etti demektir."
Ebu Davud, Buyu 66 (3488).

217 - el-Mugire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim icki satarsa, hinzir kasapligi da yapsin"
Ebu Davud, Buyu 66, (3489).

218 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan "Ickiye varis olan yetimler" hakkinda sormustur. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Dok onu!" emretmistir. Ebu Talha: "Sirke yapsam olmaz mi?" deyince de "Hayir!" diye cevap vermistir."
Ebu Davud, Esribe 3 (3675); Tirmizi, Buyu 58, (1293).
Tirmizi'nin rivayetinde: "Sarabi dok, kuplerini de kir" buyurmustur.

KABZEDILMEYEN SATISA DAIR

219 - Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Bir yiyecek satin alan kimse, onu kabzetmeden once satamaz"
Buhari, Buyu 49, 51, 54, 55, Hudud 42; Muslim, Buyu 29, 35, 40, 41, (1525-1526-1528-1529); Nesai, Buyu 55, (7, 286-287); Ebu Davud, Buyu 67 (3492); Tirmizi, Buyu 56 (1291); Muvatta, Buyu 40, (2, 640-641); Ibnu Mace, Ticarat 37, (2226).

220 - Bir diger rivayette: "...mali kabzedinceye kadar" ziyadesi vardir. Ibnu Omer der ki: "Biz hayvanla gelenlerden tartmadan goz karariyla yiyecek satin alirdik. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) satin aldigimiz bu seyleri baska yere naklederek yerini degistirmeden satmamizi yasakladi"

Muslim, (1527).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 211-220 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.