Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3291-3300 )

3291 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc kisi beraberken, ikisi aralarinda hususi kanusmasinlar, bu, oburunu uzer."
Buhari, Isti'zan 45; Muslim, Selam 36, (2183); Muvatta, Kelam 13, (2, 988, 989); Ebu Davud, Edeb 29, (4852).
Bu manada bir rivayet Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan gelmistir. Hadisi Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Tirmizi kaydetmislerdir.

3292 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ashab'a Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan daha sevgili kimse yoktu. Buna ragmen Aleyhissalatu vesselam'i gordukleri zaman ayaga kalkmazlardi, cunku O'nun bundan hoslanmadigini biliyorlardi."
Tirmizi, Edeb 13, (2755).

3293 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Birgun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanimiza geldi, elinde de bir asa (degnek) vardi. Biz ayaga kalktik.
"Yabancilarin birbirlerini buyuklemek icin ayaga kalkmalari gibi ayaga kalkmayin!'' buyurdu.''
Ebu Davu, Edeb 165, (5230).

3294 - Ebu Miczel rahimehullah anlatiyor: "Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu'z - Zubeyr ve Ibnu Amir (radiyallahu anhum) 'in yanlarina geldi. Ibnu Amir ayaga kalkti, Ibnu'z- Zubeyr oturdu (kalkmadi). Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu Amir'e:
"Otur, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Insanlarin kendisi icin ayaga kalkmalarindan hoslanan kimse atesteki yerini hazirlasin" buyurdugunu isittim'' dedi.''
Ebu Davud, Edeb 165, (5229); Tirmizi, Edeb 13, (2756).

3295 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden kimse, bir baskasini yerinden kaldirip sonra da oraya oturmasin. Ancak (halkayi) genisletin, yer acin, Allah da size genislik versin.''
Birisi yerinden kalkacak olsa, Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), oraya oturmazdi."
Buhari, Isti'zan 31, Cum'a 20; Muslim, Selam 27, (2177); Tirmizi, Edeb 9, (2750, 2751); Ebu Davud, Edeb 18, (4828).

3296 - Vehb Ibnu Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurduIar ki: "Bir kimse ihtiyaci icin cikar, sonra geri donerse, onceki yerine oturmaya (herkesten ziyade) hak sahibidir.''
Tirmizi, Edeb 10, (2752).

3297 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldigimiz zaman, (halkanin) sonuna otururduk."
Ebu Davud, Edeb 16, (4825); Tirmizi, Isti'zan 29, (2753).

3298 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin, izin almadan iki kisinin arasina oturmasi helal olmaz."
Ebu Davud, Edeb 24, (4844, 4845); Tirmizi, Edeb 11, (2753)
Tirmizi'nin rivayetinde: "Izinleri olmadan iki kisinin arasini acmasi kisiye helal olmaz" seklinde gelmistir.

3299 - Ebu Sa'idi'l-Hurdi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Meclislerin en hayirlisi genis olanidir."
Ebu Davud, Edeb 14, (4820).

3300 - Ebu Miclez anlatiyor: "Bir adam halkanin ortasina oturmustu. Huzeyfetu'bnu'l-Yeman (radiyallahu anh) dedi ki: "Halkanin ortasina oturan, Muhammed aleyhissalatu vesselam'in diliyle lanetlenmistir."

Ebu Davud, Edeb 17, (4826); Tirmizi, Edeb 12, (2754).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3291-3300 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.