391 - Ebu Zerr (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Kabe'nin
golgesinde otururken yanina geldim. Beni gorunce: "Kabe'nin Rabbine kasem
olsun onlar zararda" buyurdu. Ben:
-Ey Allah'in Resulu, annem
babam sana feda olsun, onlar kimlerdir? dedim. Buyurdu ki:
-"Onlar malca cok
olanlardir. Ancak -eliyle on, arka, sag ve sol taraflarini gostererek- soyle
soyle bol bol vermelerini emredenler mustesna" dedi ve hemen ilave etti:
-"Boyleleri ne kadar
az! Sunu bilin ki, devesi, sigiri, davari olup da zekatini vermeyen her insan
kiyamet gunu, o mallari, mumkun olan en iri ve en semiz sekilde karsisina
cikip, sirayla boynuzlariyla toslayacak, ayaklariyla cigneyecek. Sonuncusu da
bu muameleyi yapinca birinci tekrar baslayacak. Bu hal, insanlar arasindaki
hukum bitinceye kadar devam edecek."
Muslim, Zekat, 301, (590);
Buhari, Eyman 3, Zekat 43; Tirmizi, Zekat 1, (617); Nesai, Zekat 2, (5, 10-11).
392 - Ibnu Omer anlatiyor:
"Bir gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab ederek soyle
buyurdular: "Sikilik huyundan kacinin. Zira sizden once gelip gecenler bu
huy yuzunden helak oldular. Soyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar
hemen cimrilesiverdiler, sila-i rahmi kesmelerini emretti, hemen sila-i rahmi
kestiler, dogru yoldan cikmayi (fucur) emretti, hemen dogru yoldan
ciktilar."
Ebu Davud, Zekat 46,
(1698).H.
393 - Ebu Said el-Hudri
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Iki haslet vardir ki bir mu'minde asla beraber
bulunmazlar: Cimrilik ve kotu ahlak."
Tirmizi, Bir 41, (1963).H.
394 - Ka'b Ibnu Iyaz
(radiyallahu anh) anlatiyor; "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i soyle
derken isittim: "Her ummet icin bir fitne vardir, benim ummetimin fitnesi
de maldir."
Tirmizi, Zuhd 26, (2337).
395 - Ibnu Mes'ud
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle
buyurdular: "Ciftlik edinmeyin, dunyaya baglanir kalirsiniz."
Tirmizi, Zuhd 20, (2329).
396 - Abdullah
Ibnu's-Sihhir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) Elhahumu't-tekasur suresini okurken yanina geldim. Bana: "Insanoglu
malim malim der. Halbuki ademoglunun yiyip tukettigi, giyip eskittigi ve
sagliginda tasadduk edip gonderdiginden baska kendisinin olan neyi var?
(Gerisini olumle terkeder ve insanlara birakir."
Muslim, Zuhd 3, 4, (2958);
Nesai, Vesaya 1 (6, 238); Tirmizi, Tefsir, Tekasur, (3351).
397 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle
soyledi: "Altina tapanlar mel'undur, gumuse tapanlar mal'undur."
Tirmizi, Zuhd 42, (2376).
398 - Ibnu Mes'ud
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir
keresinde, "Hanginiz, varisinin malini kendi malindan daha cok
sever?" diye sordu. Cemaat: "Ey Allah'in Resulu icimizde, herkes
kendi malini varisinin malindan daha cok sever" dediler. Bunun uzerine:
"Oyleyse sunu bilin: Kisinin gercek mali hayatinda gonderdigidir. Geriye
koydugu da varislerinin malidir."
Buhari, Rikak 12; Nesai,
Vesaya 1, (6, 237-238).
399 - Ebu Vail anlatiyor:
"Hz. Muaviye (radiyallahu anh) bir gun Ebu Hasim Ibnu Utbe'ye ugradi.
Maksadi gecmis olsun ziyaretinde bulunmakti, cunku Ebu Hasim hastaydi. Yanina
varinca aglar buldu. "Ey dayicigim niye agliyorsun? Dayanamadigin bir agri
veya dunyaya karsi bir hirs mi seni boyle aglatiyor?" diye sordu. Ebu
Vail:
-Hayir, asla bu sebeplerle
aglamiyorum. Ne var ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bizden bir soz
almisti, onu tutamadim (bu sebeple agliyorum) dedi. Hz. Muaviye:
-Neydi o? diye sordu.
-Ben, dedi, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'i soyle soylerken dinlemistim: "Sizden birine, dunyalik
olarak bir hizmetci ve Allah yolunda cihadda kullanacagi bir binek edinecek
kadar mal toplamasi yeterlidir." Halbuki bugun ben kendimi bundan daha cok
mal toplamis goruyorum.
Tirmizi, Zuhd 19, (2328);
Nesai, Zinet 119, (8, 218-219); Ibnu Mace, Zuhd 1, (4103).
Rezin merhum su ilavede
bulundu: "Ebu Hasim rahmet-i Rahman'a kavustugu zaman, geride biraktigi
serveti hesapladi, hepsi otuz dirhem kadardi." (Bu ziyadenin kaynagi
bulunamamistir.)
BINA BOLUMU
400 - Ibnu Omer
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la
beraber iken kendi elimle bir ev yapmistim. Bu ev beni yagmura karsi korumaya,
gunese karsi da golgelemeye yetiyordu. Bunun insasinda Cenab-i Hakk'in
mahlukatindan hicbirinin yardimini da gormemistim."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder