Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4111-4120 )

AF VE MAGFIRET

4111 - Ebu Eyyub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eger siz hic gunah islemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, gunah isleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) magfiret edecegi kimseler yaratirdi."
Muslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizi, Da'avat 105, (3533).

4112 - Muslim'de Ebu Hureyre'nin bir rivayeti soyledir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zat'a yemin ederim ki, eger siz hic gunah islemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; gunah isleyen, arkadan da istigfar eden bir kavim yaratir ve onlari magfiret ederdi."
Muslim, Tevbe 9, (2748).
Rezin su ziyadede bulundu: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: "Nefsim elinde bulunan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun ki, gunah islemediginiz takdirde ondan daha buyuk olan ucb'e duseceginizden korkarim."
Bu rivayet, Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir (4, 20).

4113 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir hadis-i kudsi'de) Rabbinden naklen buyururlar ki: "Bir kul gunah isledi ve: "Ya Rabbi gunahimi affet!" dedi.
Hak Teala da: "Kulum bir gunah isledi; arkadan bildi ki gunahlari affeden veya gunah sebebiyle cezalandiran bir Rabbi vardir."
Sonra kul donup tekrar gunah isler ve: "Ey Rabbim gunahimi affet!" der.
Alllah Teala Hazretleri de: "Kulum bir gunah isledi ve bildi ki, gunahi affeden veya gunah sebebiyle cezalandiran bir Rabbi vardir."
Sonra kul donup tekrar gunah isler ve: "Ey Rabbim beni affeyle!" der. Allah Teala da:
"Kulum gunah isledi ve bildi ki, gunahi affeden veya gunah sebebiyle muahaze eden bir Rabbi oldugunu bildi. Diledigini yap, ben seni affettim!" buyurdu."
Buhari, Tevhid 35; Muslim, Tevbe 29, (2758).

4114 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri diyor ki: "Ey Ademoglu! Sen bana dua edip, (affimi) umid ettikce ben senden her ne sadir olsa, aldirmam, ben seni affederim. Ey Ademoglu! Senin gunahin semanin bulutlari kadar bile olsa, sonra bana donup istigfar etsen, cok olusuna bakmam, seni affederim. Ey ademoglu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hic bir sirk kosmaksizin bana kavusursan, seni arz dolusu magfiretimle karsilarim."
Tirmizi, Da'avat 106, (3534).

4115 - Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir adam: "Vallahi Allah falancayi magfiret etmiyecek!" diye kesip atti. Allah Teala Hazretleri de: "Falancaya magfiret etmiyecegim hususunda yemin eden de kim? Ben ona magfiret ettim, senin amelini de iptal ettim!" buyurdu."
Muslim, Birr 137, (2621).

4116 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Beni Israil'de birbirine zid maksad guden iki kisi vardi: Biri gunahkardi, digeri de ibadette gayret gosteriyordu. Abid olan digerine gunah islerken rastlardi da: "Vazgec!" derdi. Bir gun, yine onu gunah uzerinde yakaladi. Yine, "vazgec" dedi. Oburu:
"Beni Allah'la basbasa birak. Sen benim basima mufettis misin?" dedi. Oburu: "Vallahi Allah seni magfiret etmez. Veya: "Allah seni cennetine koymaz!" dedi. Bunun uzerine Allah ikisinin de ruhlarini kabzetti. Bunlar Rabulaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala Hazretleri ibadette gayret edene: "Sen benim elimdekine kadir misin?" dedi. Gunahkara da donerek: "Git, rahmetimle cennete gir!" buyurdu. Digeri icin de: "Bunu atese goturun!" emretti."
Ebu Hureyre radiyallahu anh der ki: "(Adamcagiz Allah'in gadabina dokunan munasebetsiz) bir kelime konustu, bu kelime dunyasini da, ahiretini de heba etti."
Ebu Davud, Edeb 51, (4901).

4117 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir adam vardi, (gunah isleyerek nefsine zulmetmekte) cok ileri idi. Olum gelip catinca ogullarina dedi ki: "Ben olunce, cesedimi yakin, kulumu iyice ezin ve ruzgarin onunde sacin. Allah'a yemin olsun, eger Rabbim beni bir yakalarsa hic kimseye vermedigi azabi verir!"
Olunce, bu soyledigi ona yapildi. Allah da arz'a emrederek:
"Sende ondan ne varsa bana toplayiver!" dedi. Arz da topladi. Adam ayakta duruyordu. "Sen boyle bir vasiyeti niye yaptin?" diye Rabb Teala sordu.
"Senden korktugum icin ey Rabbim!" cevabini verdi. Allah Teala Hazretleri bu cevap uzerine onu affetti."
Buhari, Tevhid 35, Enbiya 50; Muslim, Tevbe 25, (2756); Muvatta, Cenaiz 51, (1, 240); Nesai, Cenaiz 117, (4, 113).

4118 - Ummu'd-Derda radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu'd-derda radiyallahu anh'i isittim. Demisti ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, soyle buyurdu: "Musrik olarak olenle, bir muslumani haksiz yere olduren haric, Allah butun gunahlari affedebilir."
Ebu Davud, Fiten 6, (4270).

KOLE AZAD ETMENIN FAZILETI

4119 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir musluman erkegi azad ederse, onun her bir uzvuna mukabil, bunun bir uzvunu Allah atesten azad eder."
Bir diger rivayette su ziyade var: "...hatta fercine mukabil fercini.."
Buhari, Itk 1; Muslim, Itk 24, (1509); Tirmizi, Nuzur 19, (1547).

4120 - Vaile Ibnu'l-Eska' radiyallahu anh anlatiyor: "kendisine -katl sebebiyle ates- vacib olan bir arkadasimizla Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelmistik.
"Ona bedel bir kole azad edin, Allah da onun her bir uzvuna bedel sizden bir uzvu atesten azad etsin!" buyurdu."

Ebu Davud, Itk 13, (3964).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4111-4120 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.