Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4221-4230 )

4221 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Uhud gunu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sag ve sol iki tarafinda beyaz elbiseli iki adam goruyordum. Bunlar, siddetli bir sekilde savasiyorlardi. Onlari ne daha once gormustum ne de daha sonra gordum. -Yani bunlar Cibril ve Mikail aleyhimasselam idiler-."
Buhari, Megazi 18, Libas 24; Muslim, Fedail 46, (2306).

4222 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Babam Uhud gunu sehid oldu. Yuzunu acip aglamaya basladim. Bana mani oldular. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam mani olmuyordu. Fatima Bintu Amr Ibni haram radiyallahu anha ona aglamaya basladi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Ona aglasan da aglamasan da melekler onu, siz (cenazesini) kaldirincaya kadar, kanatlariyla golgelemektedirler" buyurdular."
Buhari, Cenaiz 3, 34, Cihad 20, Megazi 26; Muslim, Fedailu's Sahabe 130, (2471); Nesai, Cenaiz 13, (4, 13).

4223 - Sa'ib Ibnu Yezid, -ismini soylemis oldugu- bir adamdan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Uhud gunu (ust uste giyilmis) iki zirhdan (destek) gordu."
Ebu Davud, Cihad 75, (2590); Ibnu Mace, Cihad 18, (2806).

4224 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Uhud gunu: "Peygamberine boyle yapan bir kavme Allah'in ofkesi artti" dedi ve (kirilan) disine isaret etti. Ve ilave etti: "Allah'in gadabi, Resulullah'in Allah yolunda oldurdugu kisiye de Allah'in ofkesi siddetlendi."
Buhari, Megazi 24; Muslim, Cihad 106, (1793).

4225 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Uhud gunu disi kirildi, basindan yaralandi. (Yuzune akan) kani, yuzunden siliyor ve:
"Allah, kendilerini Allah'a davet eden peygamberlerinin (basini) yarip, disini kiran (ve yuzunu kana bulayan) bir kavmi nasil iflah eder?" diyordu. Bunun uzerine Allah su ayeti indirdi:
"Allah'in onlarin tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi isiyle senin bir ilgin yoktur. Cunku onlar zalimlerdir. Goklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'indir. Diledigini bagislar, diledigine azab eder. Allah bagislayandir, merhamet edendir" (Al-i Imran 128-129).
Muslim, Cihad 104, (1791); Tirmizi, Tefsir, al-i Imran, (3005, 3006); Buhari, muallak olarak kaydetmistir (Megazi, 21).

RECI GAZVESI

4226 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gozcu seriyye gonderdi. Basina Asim Ibnu Sabit'i komutan tayin etti. Bu zat Amr Ibnu Asim Ibni'l-Hattab'in ceddi idi. Usfan ile Mekke arasinda bulunan bir yere kadar gittiler. Huzeyl Kabilesi'nin Beni Lihyan denen bir koluna haber verdiler. bunlari yuz okcu yakindan takibe aldi. Izlerin takiben onlarin inmis bulundugu yere kadar geldiler. Onlarin azik olarak Medine'den beraberlerine almis olduklari hurmanin cekirdegini buldular.
"Bu Yesrib (Medine) hurmasidir!" dediler ve izlerini takibe devam ederek, Ashab'a kavustular. Asim ve ashabi onlari hissedince sarp bir yere sigindilar. Takipciler gelip onlari kusattilar.
"Eger bize teslim olursaniz size ahd ve misakimiz var, sizden kimseyi oldurmeyecegiz!" dediler. Asim:
"Ben bir kafirin zimmetine teslim olmam. Allahim, Resulune bizden haber ver!" dedi. Aralarinda mukatele (vurusma) cikti. Takipciler ok attilar. Asim radiyallahu anh yedi kisiyle birlikte sehid oldu. Geriye Hubeyb, Zeyd ve bir kisi daha kaldi. Takipciler, bunlara da ahd ve misak etklif ettiler. Bunlar, onlara teslim oldular. ele gecirir gecirmez, derhal yaylarin kirislerini cozerek, bunlari onlarla bagladilar.
Hubeyb ve Zeyd'in yanindaki ucuncu sahis: "Bu, verdikleri soze birinci ihanetleri" deyip, onlarla beraberligi reddetti. Onu suruyup beraberlige zorladilar. O yine de direndi. Onu da sehid ettiler. Hubeyb ve Zeyd'i Mekke'ye goturup orada sattilar. Hubeyb'i Beni'l-Haris Ibni Amir Ibni Nevfel satin aldi. Hubeyb, Bedir gunu el-Haris'i oldurmustu. Yanlarinda esir olarak kaldi. Sonunda oldurmeye karar verdiler. (Bir ara) el-Haris'in kizlarindan birinden, etek trasi olmak icin ustura istedi, kiz getirdi. Kadin der ki: "Bir cocugum vardi, gafil davrandim. Hubeyb'in yanina kadar cikti. Hubeyb onu dizine oturttu. O vaziyette gorunce cok korktum. Benim korktugumu Hubeyb farketti, ustura da elindeydi:
"Cocugu oldurecegimden mi korkuyorsun? Insaallah boyle bir sey yapmam" dedi. Yine o kadin sunu anlatmisti:
"ben Hubeyb'ten daha hayirli bir esir gormedim. Bir gun onun, salkimdan uzum yedigini gordum. Halbuki o sirada Mekke'de hic bir meyve yoktu. Ustelik demir zincirlerle bagli idi. Demek ki o, Allah'in Hubeyb'e lutfettigi bir rizikti.
Oldurmek uzere onu, Harem bolgesinden cikardilar. Orada: "Beni birakin iki rek'at namaz kilayim!" dedi. (Biraktilar namazini kilinca) geri geldi.
"Eger olumden korktu demiyecek olsaydiniz daha fazla kilacaktim!" dedi. Idam sirasinda namaz kilmayi ilk sunnet kilan kimse Hubeyb idi.
"Allahim, onlarin hepsini say, (daginik daginik oldur)" dedi. Sonra su beyitleri terennum etti:
"Musluman olarak olduruldukten sonra gam yemem.
Nerede olursa olsun Allah icin oluyorum,
Bu olum O'nun zati(nin rizasi) yolundadir.
Dilerse O, darmadaginik uzuvlarin eklemleri uzerine bereket verir.
(Sonra Hubeyb: "Allahim, Resulune selamimi goturecek kimse bulamiyorum, sen duyur" der.)
Sonra Ukbe Ibnu'l-Haris kalkip Hubeyb'i oldurdu.
Kureys, Bedir'de pek cok buyuklerini oldurmus bulunan Asim'in cesedinden bir parca getirtmek icin, onun olumunden sonra, olusune adamlar gonderdi. Allah Teala Hazretleri de onun uzerine ari ogulu nev'inden bir golgelik gonderdi. Bu, Kureys'in gonderdiklerine karsi onun cesedini korudu, hic bir sey alamadilar."
Buhari, Megazi, 38, 9, 170, Tevhid 14; Ebu Davud, Cihad 115, (2660, 2661), Cenaiz 16, (3112).

BI'R-I MAUNA GAZVESI

4227 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Beni Suleym'den bir grubu Beni Amir'e gonderdi, -bir rivayette: (annem) Ummu Suleym'in kardesi dayim Haram'i yetmis suvari icerisinde gonderdi.- (Bi'r-i Mauna'ya vardiklari zaman dayim onlara:
"Ben sizden once gideyim. Eger bana Resulullah'tan tebligde bulunmam icin eman verilirse (tebligde bulunurum). Eman vermezlerse, sizler bana yakin bir yerde bulunmus olursunuz" dedi. Ve ilerledi. Gercekten dayima once eman verdiler. O, kendilerine Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bahsederken, kendilerinden bir adama ima ile isaret ettiler. O da dayima ansizin mizrak sapladi. Dayim:
"Allahu ekber, Ka'be'nin Rabbina yemin olsun, (sehidlik) kazandim!" dedi. Sonra dayimin diger arkadaslarina yonelip (daga kacan iki kisi haric) hepsini oldurduler. Cibril aleyhisselam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a onlarin Rablerine kavustugunu, allah'in onlardan razi olup onlari da razi ettigini haber verdi.
Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam bir ay boyu, Arap kabilelerinden Ril, Zekvan, Usayye ve Beni Lihyan'a sabah namazinda beddua etti."
Buhari, Megazi 38, Vitr 7, Cihad 9; Muslim, Mesacid, 297, (677).

FEZARE GAZVESI

4228 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Bizimle su arasinda bir muddetlik mesafe kalinca Hz. Ebu Bekr emretti, gece istirahati icin mola verdik. Sonra baskini baslatti. Suya vardi. Suyun basinda olen oldu, esir alinan esir alindi. Ben halktan bir cemaate bakiyordum. Icerisinde cocuklar ve kadinlar vardi. Daga benden once varirlar diye korkarak onlarla dagin arasina bir ok attim. Oku gorunce durdular. Onlari surerek getirdim. aralarinda Beni Fezare'den bir kadin vardi. Uzerinde deriden bir kas' vardi. Kas' kuru post demektir. Kadinin yaninda Araplarin en guzelinden bir kiz vardi. Onlari, surerek Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'a kadar getirdim. Ebu Bekir, kizi bana hediye etti. Medine'ye kadar geldik. Kizin elbisesini bile acmadim. Resulullah aleyhissalatu vesselam carsida bana rastladi.
"Ey Seleme, dedi, kadini bana bagisla!"
"Ey Allah'in Resulu, dedim, vallahi hosuma gitti, ancak henuz elbisesini bile acmadim."
Ertesi gunu, carsida bana yine rastladi.
"Ey Seleme, ceddine rahmet, kadini bana bagisla!" buyurdu.
"Ey Allah'in Resulu! dedim, o senindir, Allah'a yemin olsun, kadinin elbisesini acmadim!"
Sonra Aleyhissalatu vesselam o kadini Mekke'ye gonderdi ve Mekke'de esir edilen bazi muslumanlarin fidye-i necati yapti."
Muslim, Cihad 46, (1755); Ebu Davud, Cihad 134, (2697).

HENDEK GAZVESI

4229 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hendek'e gitti. Gordu ki Muhacir ve Ensar soguk bir sabah vakti hendek kaziyorlar. Onlarin, bu isi kendilerine bedel yapacak koleleri yok. Onlari vuran yorgunluk ve acliklarini gorunce (siirimsi bir ifade) terennum ettiler:
"Ey Allahim! gercek hayat ahiret hayatidir,
Ensar ve muhaciri magfiret buyur!"
Calisanlar da O'na soyle mukabele ettiler:
"Biz Muhammed'e bey'at edenleriz
Hayatta kaldikca cihad gayemiz."
Buhari, Megazi 29, 33, 34, 110, Fedailu'l-Ashab 9, Rikak 1, Ahkam 43; Muslim, Cihad 127, (1805); Tirmizi, Menakib (3857).

4230 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor: "(Hendek kazarken) Resulullah aleyhissalatu vesselam'i gordum, bizimle birlikte omuzunda O da toprak tasiyordu. Karninin beyazligini toprak burumustu. (Bu esnada, ashabi sevke getirmek icin zaman zaman) soyle terennum ediyordu:
"Vallahi Allah olmasaydi hidayeti bulamazdik,
Ne sadaka verir ne namaz kilardik.
Uzerimize sekinet indir Allahim!
Ayaklarimiza sebat ver Allahim!
Musrikler bize karsi azdilar,
Fitne cikarmak dilerler ama yandilar"
Resulullah bunlari soylerken sesini yukseltiyordu."

Buhari, Megazi 29, Cihad 34, 161, Kader 16, Temenni 7; Muslim, Cihad 125, (1803).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4221-4230 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.