Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4841-4850 )

4841 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kendisine gelen bir fakirligi hemen halka intikal ettirirse (yani onlara acarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliginin onune gecilmez. Kime de fakirlik gelir, o da bunu Allah'a acarsa, Allah ona er veya gec rizkiyla imdat eder."
Tirmizi, Zuhd 18, (2327); Ebu Davud, Zekat 28, (1645).

4842 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlarin en serlisi, "Allah rizasi icin" diyerek dilenip de, istedigi verilmeyen kimsedir."
Ibnu Abbas derdi ki: "Allah rizasi icin" diyerek istekte bulunmayin. Bu tabiri sadece Allah'tan isterken kullanin:"
Rezin tahric etti. Hadis Suyuti'nin el-Camiu's-Sagir'inde mevcuttur. (Feyzu'l-Kadir Serhi 4, 159); Nesai'de de, hadisin birinci kismi, uzun bir rivayetin bir parcasi olarak gecer. Zekat 74, (5, 83-84).

4843 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, Arafe gunu (dilenerek) insanlardan (sadaka) isteyen bir adam gorur ve:
"Yani su gunde, su yerde Allah'tan baskasindan mi istiyorsun?" der ve adama cubugunu vurur."
Rezin tahric etmistir.

4844 - Hz. Omer radiyallahu anh soyle hitap etmistir:
"Ey insanlar! Bilin ki tamahkarlik fakirliktir, yeis (tamahkar olmamak) zenginliktir. Kisi bir seye tamah gostermezse ondan mustagni olur."
Rezin tahric etmistir.

IHSANI KABUL ETMEK

4845 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Babasi) Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (zaman zaman) bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben):
"(Ey Allah'in Resulu!) bunu, buna benden daha muhtac olan birine verseniz!" diyordum. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Al bunu! Bu maldan, sen istemedigin ve gelmesini bekler durumda olmadigin halde gelen birsey olursa onu al ve temelluk et (yani kendi malin kil, malin olduktan sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bagisla. (Bu vasifta) olmayan mala nefsini baglama!" buyurdular."
(Hadisi Ibnu Omer'den rivayet eden) Salim der ki: "Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden bir sey istemezdi, (kendiliginden) gelen bir sey olursa onu da reddetmezdi."
Buhari, Ahkam 17, Zekat 51; Muslim, Zekat 110, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 105).

4846 - Amr Ibnu Taglib anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir mal -veya bir sey- getirilmisti. Hemen onu taksim edip dagitti. (Ancak, bunu yaparken) bir kismina verdi, birkisminna vermedi. Kendilerine verilmemis olan kimselerin, sonradan hakkinda dedikodu yaptiklari kulagina geldi. Bunun uzerine, (uygun bir firsatta, halka hitap etmek uzere dogruldu). Allah'a hamd ve sena ettikten sonra:
"Sadede gelince; vallahi ben, birine verip digerine vermedigim olur (bu dogrudur, ancak) vermedigim, nazarimda, verdigimden daha cok sevgiye mazhardir. Ben birkisim insanlara, kalplerinde gordugum sabirsizlik ve hirs sebebiyle veririm; bir kismini da, Allah Teala'nin kalplerine koymus bulundugu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir sey vermem).
"Vallahi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (hakkimda telaffuz buyurdugu) bu kelamina bedel kirmizi develerim olsaydi bu kadar sevinmezdim."
Buhari, Cum'a 29, Humus 19, Tevhid 49.

KAZANIN KERAHETI

4847 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim insanlar arasinda kadi tayin edilmis ise, bicaksiz bogazlanmis demektir."
Ebu Davud, Akdiye 1, (3571, 3572); Tirmizi, Ahkam 1, (1325).

4848 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadi uctur: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakki bilip oyle hukmedendir. Hakki bilip hukmunde (bile bile) adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cahilane hukumde bulunan da cehennemliktir."
Ebu Davud, Akdiye 2, (3573).

4849 - Abdullah Ibnu Mevhib anlatiyor: "Osman Ibnu Affan, Ibnu Omer radiyallahu anhum'e: "Git insanlar arasinda hukmet!" dedi. Abdullah:
"Ey mu'minlerin emiri, beni bu vazifeden affetmez misiniz?" diye ricada bulundu. Hz. Osman radiyallahu anh:
"Bundan niye kaciniyorsun? Senin baban da kadi idi" diye israr etmek istedi. Ancak Abdullah dedi ki: "Dogru da, ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"Kim kadi olur ve adaletle hukmederse, bu kimse basabas (sevap ve gunahi esit) ayrilmaya liyakat kazanmistir" dedigini isittim. Artik (Resulullah'in bu sozunden) sonra ne umid edebilirim?" (Hz. Osman bunun uzerine Ibnu Omer'e teklifte bulunmadi.)"
Tirmizi, Ahkam 1, (1322).

ADIL VE ZALIM HAKIM

4850 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kadilik talep eder ve bunun gerceklesmesinde sefaatcilere basvurursa (is) kendisine yikilir (Allah'in yardimi olmaz). Kime de o is zorla verilirse, Allah onu dogruya sevkedecek bir melek gonderir."

Ebu Davud, Akdiye 3, (3578); Tirmizi, 1, (1323, 1324).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4841-4850 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.