Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 531-540 )

531 - Humeyd Ibnu Abdirrahman Ibni Avf anlatiyor: Emevi halifesi Mervan kapicisina: "Ey Rafi! Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a git ve de ki: "Eger bizden herkes, ettigi ile sevinmesinden ve yapmadigi seyle de ovulmekten hoslanmasindan dolayi azab gorecekse, toptan hep azaba maruz kalacagiz demektir."
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) kendisine bu soylenince soyle dedi: "O ayetten size ne? O ayet, Ehl-i Kitap hakkinda inmistir." Sonra su ayeti okudu: "Allah kitap verilenlerden, onu insanlara aciklayacaksiniz ve gizlemeyeceksiniz diye ahid almisti. Onlar ise, onu arkalarina atip, az bir degere degistiler. Alis-verisleri ne kotudur. Ettiklerine sevinen ve yapmadiklariyla ovulmekten hoslananlarin, sakin sakin onlarin azaptan kurtulacaklarini sanma, elem verici azab onlaradir." (Al-i Imran, 187-188).
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) sozune devam ederek su aciklamayi yapti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara bir husus sordu, gercegi gizleyip, degisik sekilde yanlis cevap verdiler. Ustelik kendilerine sordugu hususa verdikleri cevap sebebiyle medhedilmeyi beklediklerini de is'ar ettiler. Ayrica sorulan seyi ona gizlemis olmalarina da sevindiler."
Buhari, Tefsir, Al-i imran 16 (6, 51); Muslim, Sifatu'l-Munafikin 8, (2778); Tirmizi, Tefsir, Al-i Imran (3018).

532 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Ister, amelce iyi, muttaki, isterse amelce kotu, facir kisi olsun, olum herkes hakkinda hayirlidir" buyurduktan sonra su ayeti okudu: "Inkar edenler, kendilerine vermis oldugumuz muhletin sakin kendileri icin hayirli oldugunu sanmasinlar. Biz onlara ancak, gunahlari cogalsin diye muhlet veriyoruz. Alcaltici azab onlaradir, (Al-i Imran, 178). Sonra da su ayeti okudu: "Fakat Rablerinden sakinanlara, Allah katindan ziyafetler bulunan, iclerinden irmaklar akan, icinde temelli kalacaklari cennetler vardir. Allah katindaki seyler iyi olanlar icin daha hayirlidir" (Al-i Imran, 198).
Rezin kaydetmis fakat, kaynak vermemistir. Ancak bunu Hakim, el-Mustedrek'te (2, 298) tahric eder.

533 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, Allahu Teala'nin kadinlari hicretle ilgili olarak zikrettigini hic isitmiyorum, nicin? diye sordum.
Bu sorum uzerine su ayet indi: "Rableri dualarini kabul etti: Bir birinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadin olsun is yapanin isini bosa cikarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden cikanlarin, yolumda ezaya ugratilanlarin, savasan ve oldurulenlerin gunahlarini elbette ortecegim. And olsun ki, Allah katinda bir nimet olarak, onlari iclerinden irmaklar akan cennetlere koyacagim. Nimetin guzeli Allah katindadir." (Al-i Imran, 195).
Tirmizi, Nisa, (3026).

NISA SURESI

534 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir adamin yaninda yetime bir kiz vardi. Onu kendisine nikahladi. Kizin meyve veren bir hurma agaci vardi. Kiz, o hurma agacinda olsun, adamin baska malinda olsun ona artakti. Adam kizi kendisi icin tutuyor, kiza kendisinden (mehir olarak) bir sey vermiyordu. Bunun uzerine su ayet indi: "Eger velisi oldugunuz mal sahibi yetim kizlarla evlenmekle onlara haksizlik yapmaktan korkarsaniz, onlarla degil, hosunuza giden baska kadinlarla iki, uc ve dorde kadar evlenebilirsiniz..." (Nisa, 3),
Buhari, Vesaya 21, Tefsir, Nisa 1, 23, Nikah 1, 16, 19, 37; Hiyel 8; Muslim, Tefsir 6, 3018; Ebu Davud, Nikah 13, 2068; Nesai, Nikah 66 (6, 115, 116).

535 - Bir rivayette hadis soyledir: "Yetime kiz velisinin terbiyesindedir. Velisi, kizin guzelligine ve malina tamah etmekte (evlenmek istemekte)dir. Ancak mehrini tam degil, eksik vermeyi dusunmektedir. Boyle veliler, yetimlere, mehri hususunda adaletli davranmadikca, yetimle evlenmeleri yasaklanmis, baska kadinlarla evlenmeleri emredilmistir."

536 - Bir diger rivayette, Hz. Aise (radiyallahu anha) soyle demektedir: "Cenab-i Hakk'in su ayette: "Ey Muhammed! Kadinlar hakkinda senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkinda fetvayi size Allah veriyor: Bu fetva kendilerine yazilan seyi vermediginiz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladiginiz yetim kadinlara ve bir de zavalli cocuklara ve yetimlere dogrulukla bakmaniz hususunda Kitab'ta size okunandir.." (Nisa 127) ayetinde atifta bulunan bahis, onceki ayettir ki orada soyle denmektedir: "Eger velisi oldugunuz mal sahibi yetim kizlarla evlenmekle onlara haksizlik yapmaktan korkarsaniz, onlarla degil, hosunuza giden baska kadinlarla iki, ic ve dorde kadar evlenebilirsiniz."
Hz. Aise (radiyallahu anha) devamla sunu soyledi: "Sonraki ayette yani, "...kendileriyle evlenmeyi arzuladiginiz yetim kadinlara..." (Nisa, 127) ifadesinin gectigi ayette, Cenab-i Hakk'in mevzubahis ettigi arzu, kisinin terbiyesi altinda bulunan yetimenin mali ve guzelligi az olmasi halindeki arzudur. Bu durumda onunla evlenmek istememektedir.

537 - Bir baska rivayette "Ey Muhammed! Kadinlar hakkinda senden fetva isterler..." (Nisa 127) ayeti ile ilgili Hz. Aise su aciklamayi yapar: "Burada sozkonusu edilen, kisinin terbiyesi altinda bulunan vemalindan kendisine ortak olan yetime kizdir. Adam bu yetime ile evlenmeyi dusunmedigi gibi, baskasiyla evlendirip, yabanciyi malina ortak kilmak da istememekte, yetimeyi ortada tutmaktadir. Cenab-i Hakk, mezkur ayetle bu durumu yasaklamaktadir."
Ebu Davud merhum su ilavede bulunur: Rebi'a, Cenab-i Hakk'in "Eger velisi oldugunuz mal sahibi yetim kizlarla evlenmekte onlara haksizlik yapmaktan korkarsaniz..." sozu hakkinda su aciklamayi yapti: "Burada Allah Teala sunu soyluyor: "Korkuyorsaniz bu yetimeleri serbest birakin, (arada tutmayin), ben size dort tanesini helal kildim."

538 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) "Yetimleri, evlenme cagina gelene kadar deneyin, onlarda olgunlasma gorurseniz mallarini kendilerine verin, buyuyecekler de geri alacaklar diye onlari israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan iffetli olmaga calissin, yoksul olan uygun bir sekilde yesin..." (Nisa, 6), ayeti hakkinda su aciklamayi yapti: "Bu ayet, yetime bakan velinin fakir olmasi halinde, bakim hizmetine mukabil, yetimin malindan uygun sekilde yiyebilecegini beyan icin nazil olmustur."
Bir baska rivayette soyle denir: "Veli, muhtacsa, cocugun malindan, malin miktarina gore uygun sekilde alir."
Buhari, Buyu 95, Vesaya 23, Tefsir, Nisa 2; Muslim, Tefsir 10, 3019.

539 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), "Taksimde yakinlar yetimler ve duskunler bulunursa, ondan onlara da verin, guzel sozler soyleyin" (Nisa, 8) ayeti hakkinda su aciklamayi yapti: "Bu ayet muhkemdir ve mensuh da degildir. Bazilari bunun mensuh oldugunu zanneder. Hayir, Allah'a kasem olsun mensuh degildir. Ancak, bu ayet halkin hukmuyle amel etmemek suretiyle kadrini idrak edemedigi ayetlerdendir. Terekede tavarrufta bulunan ve tereke ile ilgili isleri uzerine alan veli iki kisimdir:
1. Mala varis olan mutavarrif veli, (mesela asabe gibi). Iste bu veli (taksim sirasinda hazir bulunan yakinlara, yetimlere ve duskunlere onlarin gonullerini hos edecek birseyler) verir.
2. Mala varis olmayan veli (yetimin velisi gibi ki taksimde hayir bulunanlara maldan bagista bulunmak gibi tasarrufta bulunamaz. Onlara bazi) tatli sozu bu veli soyler. Mesela soyle de: Benim, sizlere birseyler verme yetkim yok."
Buhari, Vesaya 18, Tefsir, Nisa 3.

540 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hastalanmistim. Gecmis olsun demek uzere, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) yaya olarak bana ugradilar. Bize geldikleri sirada bayginmisim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) abdest aldilar ve abdest suyundan uzerime serptiler. Bunun uzerine ayildim. Karsimda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gormez miyim! Hemen sordum: "Ya Resulullah (goruyorsunuz olmek uzereyim) malimi ne yapayim?"
Bana cevap vermede acele etmedi. Derken miras ayeti geldi: "(Ey Muhammed!) Senden fetva isterler, de ki: "Allah size ikinci dereceden mirascilar hakkinda fetva veriyor: Sayet cocugu olmayip bir kiz kardesi bulunan kimse olurse, biraktiginin yarisi kiz kardese kalir. Fakat kiz kardesinin cocugu yoksa, kendisi ona tamamen varis olur. Eger kiz kardesi kalmissa, biraktiginin ucte ikisi onlaradir. Eger mirascilar erkek ve kadin kardeslerse, erkege, iki kadinin hissesi kadar vardir. Dogru yoldan saparsiniz diye Allah size acikliyor. Allah her seyi bilir" (Nisa, 176).
Bir rivayette soyle denmektedir: "...(Sorum uzerine) feraiz ayeti indi." Bir baska rivayette de: "Allah cocuklariniz hakkinda erkege, iki kizin hissesi kadar tavsiye eder..." (Nisa11) ayeti indi" denir.
Tirmizi'nin rivayetinde Cabir hazretleri (radiyallahu anh) soyle der: "Benim yedi tane kizkardesim vardi..."
Ebu Davud'un rivayetinde su ayetin nazil oldugu belirtilir: " Senden fetva isterler, de ki: Allah size ikinci derece mirascilar hakkinda fetva veriyor..." ikinci derece mirascilar: Kendisinin cocugu olmayip kiz kardesleri olan kimse.

Buhari, Vudu 44, Tefsir Nisa 4, Marda5, 15, 21, Feraiz, giris kismi, 13, I'tisam 8, Muslim, Feraiz 5, 1616; Tirmizi, Feraiz 7, 2098; Tefsir, Nisa 3019 H; Ebu Davud, Feraiz 2, 2886; 3, 2887.




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 531-540 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.