Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5911-5920 )

5911 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Medine'de bir ev, geceleyin aile halki icinde oldugu halde yandi. Durumlari Aleyhissalatu vesselam'a haber verilmisti: "Bu ates var ya! Sizin dusmaninizdir. Uyudugunuz zaman onu sondurun de size zarar vermesin!" buyurdular."
Buhari, Isti'zan; Muslim, Esribe 101, (2016).

5912 - Ali Ibnu Omer Ibni Ali Ibni'l-Huseyn Ibni Ali radiyallahu anhum anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ayaklar cekildikten sonra (evlerden disari) cikmayi azaltin. Cunku Allah Teala hazretlerinin hirkisim hayvanati vardir, bu saatten sonra (yuvalarindan cikip) ortaliga yayilirlar."
Ebu Davud, Edeb 115, (5103).

5913 - Rafi' Ibnu Hadic radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'ye geldiginde, Medineliler hurma telkih ediyorlardi:
"Ne yapiyorsunuz?" diye onlara sordu. Medineliler:
"Bu, eskiden beri yapmakta oldugumuz bir sey!" deyip (acikladilar). Aleyhissalatu vesselam da: "Eger bunu yapmasaniz belki de sizin icin daha iyi olur!" buyurdular. Bunun uzerine Medineliler o isi biraktilar. Hurma agaclari (o yil cagla) doktu (ve meyve tutmadi).
Durum Aleyhissalatu vesselam'a haber verilince soyle buyurdular:
"Bilin ki, ben bir beserim. Size dininizle ilgili bir emirde bulunursam onu derhal alin. Eger kendi re'yime dayanan bir sey emredersem, bilin ki ben bir insanim!"
Muslim, Fezail 140, (2362).

5914 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Horozlarin ottugunu isittiginiz vakit, AIlah'tan lutuf ve ikramini talep edin. Zira onlar bir melek gormustur. Merkebin anirmasini isittiginiz zaman seytandan Allah'a siginin. Cunku o da bir seytan gormustur."
Buhari, Bed'u'l-Halk 15; Muslim, Zikr 82, (2729); Ebu Davud, Edeb 115, (5102); Tirmizi, Da'avat 58, (3455).

5915 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Geceleyin kopeklerin havlamasini ve merkeplerin anirmasini isittiginiz zaman, seytandan Allah'a siginin. Cunku onlar, sizlerin gormediklerinizi gorurler."

5916 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Iyne usuluyle alis-veriste bulunur, sigirlarin pesine duser ziraate razi olur ve cihadi da terkederseniz, Allah size oyle bir zillet verir ki, dininize tekrar rucu etmedikce o zilleti kaldirmaz."
Ebu Davud, Buyu' 56, (3462).

5917 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in saban ve diger bir ziraat aleti gorunce: "Bunun girdigi bir eve, Allah mutlaka zillet de sokar!" dedigini isittim."
Buhari, Hars 2.

5918 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Kisra'ya ve Necasi'ye -bu Necasi uzerine cenaze namazi kildigi Necasi degildir- ve butun inatci cebbarlara, onlari aziz ve celil olan Allah'a davet eden mektuplar yazdi."
Muslim, Cihad 75, (1774); Tirmizi, Isti'zan 23, (2717).

5919 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Kisra'ya memtubunu gondermisti. Kisra, mektubu okuyunca yirtti. Aleyhissalatu vesselam da "paramparca olmalari icin" beddua etti."
Buhari, Ilm 7.

5920 - Usame Ibnu Zeyd radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam uzerinde semer bulunan bir merkebe bindi, altinda Fedek kadifesi vardi. Usame'yi de arkasina aldi. Beni'l-Haris Ibnu'I-Hazrec'te oturan Sa'd Ibnu Ubade radiyallahu anh'a, Bedir savasindan once gecmis olsun ziyaretine gitti: Beraberce giderken, aralarinda Abdullah Ibnu Ubey Ibnu Selul'un de bulundugu bir cemaate rastladilar, oturuyorlardi. Abdullah Ibnu Ubey o sirada henuz musluman olmamisti. Cemaatte muslumanlar, musrikler, putperest olanlar, yahudiler, muslumanlar karisik vaziyette idi. Bu cemaatte Abdullah Ibnu Ravaha radiyallahu anh da vardi. Onlara Resulullah'in bindigi merkebin kaldirdigi toz isabet edince, Abdullah Ibnu Ubey burnunu ortusuyle sarip: "Bizi toz icinde birakma!" diye homurdandi. Resulullah aleyhissalatu vesselam cemaate selam verip durdu. Merkepten inip onlari Allah'a davet etti, onlara Kur'an okudu. Abdullah Ibnu Ubey, Aleyhissalatu vesselam'a:
"Be adam! Bundan daha guzel bir sey yok. Eger soyledigin hak ise, bizim cemaatimizi rahatsiz etme, evine don! Kim sana gelirse ona anlat!" dedi. Bunun uzerine Abdullah Ibnu Ravaha da:
"Evet ey Allah'in Resulu! Sen bizim toplantilarimiza gel! Zira biz bunu istiyoruz!" dedi. Bundan sonra muslumanlar, musrikler ve yahudiler aralarinda atistilar. Nerdeyse birbirleriyle kapisacaklardi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onlari yatistirmak icin gayret sarfetti ve sustular.
Resulullah da binegine atlayarak yoluna devam etti ve Sa'd Ibnu Ebi Vakkas'in yanina gelip evine girdi. Aleyhissalatu vesselam ona:
"Ey Sa'd! Ebu Hubab'in ne dedigini isittin mi?" dedi. Ebu Hubab'la Abdullah Ibnu Ubey'i kastediyordu. "Soyle soyle soyledi" buyurdu. Sa'd Ibnu Ubade:
"Ey Allah'in Resulu! Onu affet, Sana Kitab'i gonderen Zat-i Zulcelal'e kasem olsun. Allah'in sana indirdigi Hak geldigi zaman, bu beldenin ahalisi, ona tac giydirmeye, sarik sarmaya ittifak etmislerdi. Allah Teala hazretleri sana verdigi bu hakikatla onun basa gecmesini engelleyince, bu onun bogazina takildi. Iste, sahid oldugun densizligi ona yaptiran da budur!" dedi. (Bu aciklama uzerine) Resulullah onu bagisladi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam ve ashabi, musrikleri ve Ehl-i Kitabi Allah'in emrettigi uzere bagisliyorlar, onlarin eza ve cefalarina sabrediyorlardi. Allah Teala hazretleri soyle buyurmustu: "Muhakkak siz, malinizda ve caninizda imtihan olunacaksiniz ve sizden once kendilerine kitap verilmis olanlardan ve Allah'a ortak kosanlardan pek cok incitici sozler isiteceksiniz. Eger sabreder ve takvaya sarilirsaniz, iste bu, ugrunda azim ve sebat edilmeye deger islerdendir" (AI-i Imran 186). Rab Teala bir baska ayet-i kerimede de soyle buyurmustur: "Kitap ehlinden cogu, imaninizdan sonra sizi tekrar inkara dondurmek isterler. Bu, kendilerine hak iyice belli olduktan sonra nefislerinde duyduklari kiskanclik yuzundendir. Allah'in emri gelinceye kadar onlara aldiris etmeyin ve onlari kinamayin. Muhakkak ki, Allah her seye hakkiyla kadirdir" (Bakara 109).
Resulullah aleyhissalatu vesselam, Allah'in buradaki emrini afla te'vil ediyordu. Bu hal Allah'in onlarla (savasa) izin vermesine kadar devam etti. (Izin gelince) Aleyhissalatu vesselam Bedir gazvesini yapti. (Bu savasta) Allah Teala hazretleri Kureys'in ileri gelenlerinin canlarini aldi. Aleyhissalatu vesselam ve ashabi zafer ve ganimet elde ederek ve Kureys'in ileri gelenlerini de esir alarak donduler. Abdullah Ibnu Ubey Ibni Selul ve beraberindeki putperest musrikler:
"Bu (Islam) hadisesinin artik talihi dondu!" dediler. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a Islam uzere biat ettiler ve musluman oldular."

Buhari, Cihad 127, Tefsir, Al-i Imran 15, Marda 15, Libas 98, Edeb 115, Isti'zan 20, Muslim, Cihad 116, (1798).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5911-5920 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.