Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6111-6120 )

ATESTE PISENDEN ABDEST MI?

6111 - Yezid Ibnu Ebi Malik'ten rivayet edildigine gore, "Enes Ibnu Malik radiyallahu anh ellerini kulaklarinin ustune koyarak: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Ateste pisen seyi yiyince abdest alin" dedigini isitmemissem kulaklarim sagir olsun!" derdi."

6112 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Ebu Bekr ve Hz. Omer ekmek ve et yediler ve abdest tazelemediler."

6113 - Suveyd Ibnu Nu'man el-Ensari"nin anlattigina gore, "Ashabtan bir grup Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte Hayber'e hareket ederler. Yolda Sahba nam mevkiye gelince ikindi kilinir. Aleyhissalatu vesselam yiyecek talep eder. Sadece kavud cikarilir. Onlar yenilir, icilir. Sonra su talep eden Resulullah agzini calkayip cemaate aksam namazi kildirir."

DEVE ETI YEYINCE ABDEST MI?

6114 - Useyd Ibnu Hudayr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Koyun sutunu icince abdest almayin, deve sutunu icince abdest alin."

6115 - Abdullah Ibnu Amr anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:"Devenin etini yeyince abdest alin, koyunun etini yeyince abdest almayin. Deve sutu icince de abdest alin, koyun sutu icince abdest almayin; koyun agilinda namaz kilin, deve agillarinda namaz kilmayin" buyurdular."

SUT ICINCE MAZMAZA

6116 - Sehl Ibnu Sa'd es-Saidi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sut icince agzinizi su ile calkalayin, cunku o yaglidir" buyurdular."

OPME ABDESTI BOZAR MI?

6117 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hanimlarindan birini optu, sonra cikip namaza gitti, abdest almadi." (Ravi Urve der ki): "O mutlaka sendin!" dedim, Aise guldu."

6118 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam abdest alir, sonra (zevcesini) oper ve abdest almadan namaz kilardi. Bunu bana yaptigi da olurdu."

ABDEST USTUNE ABDEST

6119 - Ebu Gutayf el-Huzeli anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer'i mesciddeki ders halkasinda dinlemistim. Namaz vakti girince, kalkip abdest aldi ve namaz kildi, sonra tekrar tedris halkasina dondu. Ikindi vakti olunca, yine kalkip abdest aldi, namaz kildi, tekrar yerine geldi. Aksam vakti girince, kalkip abdest aldi ve namaz kildi sonra yerine geldi. Ben: "Allah seni islah buyursun her namaz girince abdest almak farz mi sunnet mi?" dedim.
"Sen hep beni ve yaptigimi mi gozetledin?" dedi. "Evet!" dedim. Bunun uzerine: "Hayir" dedi ve acikladi: "Eger sabah namazi icin abdest alsam onunla butun namazlari kilabilirim, (bu caizdir), yeter ki abdestimi bozmamis olayim. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Kim abdest uzerine abdest alirsa ona on hasenat vardir" dedigini isittim de bu hasenelere talip oldum."

ABDEST HADESTEN SONRA VACIPTIR


6120 - Ebu Saidi'I-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a namazda abdestin bozulduguna dair dusulecek supheden sorulmustu, soyle cevap verdi: "Kulagina bir ses, burnuna bir koku gelinceye kadar namazdan ayrilmasin."


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6111-6120 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.