Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6291-6300 )

6291 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Farzedelim ki sizden birinin, sehirden bir-iki mil uzakta davar surusu olsun da, orada ot bulmak zorlassin ve daha uzaklara gitsin, sonra. cuma gelsin, fakat o cuma namazina gelmesin, bir cuma daha gelsin, o yine cuma namazina katilmasin, ucuncu cuma gelsin, o yine de cuma namazina gelmesin. Iste Allah boyle birinin kalbini muhurler."

CUMADAN ONCE NAMAZ

6292 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam cumanamazindan once dort rek'at (nafile) kilardi. Bu dort rek'atin arasinda selam vermezdi."

CUMADA COMELME

6293 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullahaleyhissalatu vesselam cuma gunu ihtiba seklinde (kabalarinin uzerine oturup bacaklarini dikerek) oturmayi yasakladi." Ravi der ki: "Yani imam hutbe okurken."

CUMADA HATIBE YONELME

6294 - Amr Ibnu Sabit, babasi Sabit'ten naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hutbe vermek uzere minbere ciktigi vakit, ashab ona yuzleriyle yonelirlerdi."

CUMADA SAAT-I ICABE

6295 - Abdullah Ibnu Selam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselamoturuyordu. Ben: "Allah'in kitabinda (Tevrat'ta) su ifadeyi buluyoruz: "Cuma gununde oyle bir saat vardir ki, mu'min kul o saati denk getirerek namaz kilip Allah'a dua ettigi taktirde istegi mutlaka yerine getirilir" dedim.
Abdullah devamla dedi ki: "Benim bu sozum uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Yahut bir saatin bir kismi" diye bana isaret buyurdu. Ben de: "Dogru soylediniz veya bir saatin bir kismi" diyerek sozumu duzelttim. Sonra sordum: "Bu vakit (cumanin) hangi vaktidir?" Bana: "O, gunduzun saatlerinin sonudur" diye cevap verdi. Ben dedim ki: "Bu saat namaz vakti degildir." Su cevabi verdi: "Evet, mu'min kul namaz kilar, sonra muteakip namazi beklemek maksadiyla oturursa o, sevap yonuyle aynen namaz kiliyor gibidir."

FARZLARLA KILINAN SUNNETLER

6296 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki: "Kim, bir gunde (farzlar disinda) oniki rekatlik namaz kilarsa, cennette onun icin bir kosk kurulur. Bunun iki rek'ati sabahin farzindan once, iki rek'ati ogleden once, iki rek'ati ogle namazindan sonra, iki rek'at zannediyorum dedi ki- ikindi farzindan once, iki rek'at aksam farzindan sonra ve iki rek'at -zannediyorum dedi ki- yatsi farzindan sonra."

SABAHIN SUNNETI

6297 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam abdest alinca, iki rek'at namaz kilar sonra (mescide) giderdi."

6298 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam fecirden once iki rek'at namaz kilardi ve: "Su iki sure ne kadar iyidir, sabahin o iki rekatinde bunlar okunur: Kulhu vallahu ahad" ve "Kul ya eyyuhe'l-kafirun".

SABAHIN SUNNETI KACARSA NE ZAMAN KAZA EDILIR?

6299 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam uyuyakalarak sabahin iki rekat (sunnet)ini kacirmis, gunes dogduktan sonra bunlari kaza etmistir."

OGLE FARZINDAN ONCE IKI REK'AT

6300 - Kabus Ibnu Ebi'l-Muharik babasi Ebu'l Muharik radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor:

"Babam beni Hz. Aise'ye gondererek, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in (farz disinda) hangi namaza israrla devam etmeyi sevdigini sordu. Hz. Aise: "Aleyhissalatu vesselam, ogleden once dort rek'at kilar ve bunlarda kiyami uzatir, ruku ve secdeyi de guzel yapardi" dedi."




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6291-6300 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.