Adını 15. âyette geçen kelimeden alan bu
sûre Mekke'de nâzil olmuştur. 18, 19 ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu
da rivayet edilmiştir. 30 (otuz) âyettir.
32 – Secde Suresi - Diyanet İşleri Meali
Rahmân ve Rahîm
(olan) Allah'ın adıyla.
3. "Onu Peygamber kendisi
uydurdu" diyorlar öyle mi? Hayır! O, senden önce kendilerine hiçbir
uyarıcı (peygamber) gelmemiş bir kavmi uyarman için -doğru yolu bulalar diye-
Rabbinden gönderilen hak (Kitap) tır.
4. Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri
altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istivâ eden Allah'tır. O'ndan başka ne
bir dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
5. Allah, gökten yere kadar her işi
düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin
yıl tutan bir günde O'nun nezdine çıkar.
9. Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona
kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır.
Ne kadar az şükrediyorsunuz!
10. "Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman,
gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratılacağız?" derler. Doğrusu onlar
Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
11. De ki: Size vekil kılınan (bu konuda
görevlendirilen) ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize
döndürüleceksiniz.
12. O günahkârların, Rableri huzurunda
başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya)
geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri
zamanı bir görsen!
13. Biz dilesek, elbette herkese hidayetini
verirdik. Fakat, "Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla
dolduracağım" diye benden kesin söz çıkmıştır.
14. (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne
kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi
unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın!
15. Bizim âyetlerimize ancak o kimseler
inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan
secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
16. Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak
üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine
verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.
19. İman edip de, iyi işler yapanlara
gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet
konakları vardır.
20. Yoldan çıkanlar ise, onların
varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine:
Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.
22. Kendisine Rabbinin âyetleri
hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir!
Muhakkak ki biz, günahkârlara, lâyık oldukları cezayı veririz.
23. Andolsun biz Musa'ya Kitap verdik,
-(Resûlüm!) sen ona kavuşacağından şüphe etme- ve onu İsrailoğullarına hidayet
rehberi kıldık.
24. Sabrettikleri ve âyetlerimize kesinlikle
inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten rehberler
tayin etmiştik.
25. Muhakkak ki Rabbin, ihtilâf etmekte
oldukları şeyler hakkında kıyamet günü onların aralarında hükmedecektir.
26. Halen yurtlarında gezip dolaştıkları
kendilerinden önceki nice nesilleri helâk edişimiz onları doğru yola sevketmedi
mi? Bunlarda elbette ibretler vardır. Hâla kulak vermezler mi?
27. Kupkuru yerlere suyu ulaştırdığımızı,
onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yiyegeldikleri ekini çıkarmakta
olduğumuzu da görmediler mi? Hâla da göremeyecekler mi?
29. De ki: Fetih (ve hüküm) gününde
inkârcılara (o gün ettikleri) imanları fayda vermeyecek ve kendilerine mühlet
de tanınmayacaktır!
Diyanet İşleri Meali - Kuranı Kerim
| |||