Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1001-1010 )
CIHADIN VACIB OLUSU VE CIHADA TESVIK EDEN
HADISLER
1001 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Emiriniz, fazil veya facir her nasil
olursa olsun, (onun emri altinda) cihad etmeniz size farzdir. Keza, namazi da
fazil veya facir ve hatta kebair islemis bile olsa her Muslumanin, arkasinda
kilmasi butun Muslumanlara farzdir."
Ebu Davud, Cihad 35, (2533).
1002 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Musriklere karsi mallarinizla,
canlarinizla ve dillerinizle cihad edin."
Ebu Davud, Cihad 18, 2504); Nesai,Cihad 1, (6,
7).
1003 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam.) Mekke'nin fethi gunu
buyurdular ki:
"Artik bu fetihten sonra hicret yoktur.
Fakat cihad ve niyyet vardir. Oyleyse askere cagrildiginiz zaman hemen silah
altina kosun!"
Buhari, Cihad 1, 27, 194, Cizye 22, Hacc 43,
Cezau's-Sayd 10; Muslim, Imaret 85, (1353), Hacc 445, (1353); Tirmizi, Siyer 33,
(1590); Nesai, Cihad 15, (7,146); Ebu Davud, Cihad 64, (2480).
1004 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim
gazve yapmadan ve gaza yapmayi temenni etmeden olurse nifaktan bir sube uzerine
olmus olur."
Ibnu'l-Mubarek der ki: "Biz bunun Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sagligina has bir keyfiyet olduguna
hukmetmistik."
Muslim, Imaret 158, (1910); Ebu Davud, Cihad
18, (2502); Nesai, Gihad 2, (6, 8).
1005 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Kim bizzat gazveye katilmaz veya bir gaziyi techiz etmez veya bir gazinin
ailesini hayirli bir sekilde himaye etmez ise, Allah kiyamet gununden once ona
hic beklemedigi bir musibet ulastirir."
Ebu Davud, Cihad 18, (2503).
1006 - Ebu'n-Nadr merhum Abdullah Ibnu Ebi
Evfa (radiyallahu anh)'dan naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) dusmanla karsilastigi gunlerden birinde, gunesin meyletmesini
bekledi. Sonra kalkip yanindakilere soyle dedi: "Ey insanlar, dusmanla
karsilasmayi temenni etmeyin, Allah'tan afiyet dileyin. Ancak karsilasacak
olursaniz sabredin, bilin ki cennet kiliclarin golgesindedir."
En sonda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
sozlerini soyle tamamladi:
"Ey Kitab'i indiren, bulutlari yuruten,
(Hendek Savasi'nda dusman muttefikler olan) Ahzab'i hezimete ugratan Rabbimiz,
bunlari da hezimete ugrat ve onlar karsisinda bize yardim et".
Buhari, Cihad 156, 22, 32,112, Temenni 8;
Muslim, Cihad 20, (1742), Ebu Davud, Cihad 98, (2631).
1007 - Seleme Ibnu Nufeyl el-Kindi
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki:
"Ummetimden bir grup, hak yolunda
mucadeleye (hic ara vermeden) devam edecek, Allah da, onlar(la mucadele sebebi)
ile bazi kavimlerin kalplerini saptiracak ve bunlardan (alinanlarla) onlarin
rizkini saglayacaktir, bu hal kiyamet gunune, Allah'in va'dinin gelme anina
kadar devam edecektir. Atin, kiyamete kadar alninda hayir baglidir. Rabbim
bana, aranizda kalici degil, gidici oldugumu, ruhumu kabzedecegini, sizin de
beni, (birbirinizin boynunu vuran gruplar olarak) takib edeceginizi bildirdi.
Sakin birbirinizin boynunu vurmayin. Mu'minlerin (fitne sirasinda emniyette
olacaklari) asil yerleri Sam'dir."
Nesai, Hayl 1, (6, 214-215).
CIHAD'IN ADABI
1008 - Hz.Enes (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazve yaptigi zaman:
"Ey Rabbim sen benim destekcim ve
yardimcimsin. Senin sayende care dusunur, senin sayende saldirir, senin sayende
mukatele ederim" derdi.
Tirmizi, Da'avat 132, (35, 781; Ebu Davud,
Cihad 99, (2632).
1009 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve askerleri (sefer
sirasinda) tepeleri tirmandikca tekbir getirirler, inise gecince de tesbihte
bulunurlardi. Namaz dahi buna gore vazedildi."
Ebu Davud, Cihad 78, (2595).
1010 - Seleme Ibnu'l-Ekva (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gazve sirasinda
basimiza Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'i komutan tayin etti. Bu seferde
musriklerden bir gruba gece baskini yaptik. Onlardan cokca olduruldu. Ben kendi
elimle yedi kisi oldurdum. Bunlar, farkli ailelerdendi. O gun parolamiz:
"Ey Mansur (yardim goren) oldur, oldur!" idi."
Ebu Davud, Cihad 78, (2596),102, (2638).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1001-1010 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.