Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 991-1000 )

991 - Fadale Ibnu Ubeyd anlatiyor "Hz Omer (radiyallahu anh)'i dinledim, "Hz. Peygamber'den isittim" diyerek su hadisi rivayet etti:
"Dort cesit sehid vardir:
1- Imani kavi mu'min kisi dusmanla karsilasir, oldurulunceye kadar Allah sadik kalir. Iste bu kiyamet gunu, insanlarin gibta ile gozlerini kaldirip bakacaklari gercek sehiddir. -Bunu yaparken basini kaldirir ve kalansuvesi yere duser- (Fadale der ki
Linki veya Resimi görmek icin, Mesaj sayiniz 1 olmasi gerekmektedir veya fazla. Ama sizin 0 Mesaj sayiniz bulunuyor. Yükseltmek icin sacma saban isler yapmayin.
"Bu, Hz. Omer'in kalansuvesi mi idi, yoksa Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kalansuvesi mi idi anliyamadim."
2- Imani saglam (ancak onceki kadar secaat sahibi olmayan) bir mu'min dusmanla karsilasir. Korkudan vucudu -talh agacinin dikeni batmis gibi - titrer. Bu sirada gelen serseri bir ok darbesiyle hayatini kaybeder. Bu, ikinci derecede bir sehiddir.
3- Iyi amelle kotu ameli karistirmis mu'min kisi, dusmanla karsilasir. Bu karsilasma esnasinda (sabir ve secaatte, sehidligin mukafaatini beklemekte) Allah'a sadik kalir. Oldurulunce bu ucuncu mertebede bir sehid olur.
4. Gunahkar bir mu'min dusmanla karsilasir, olunceye kadar Allah'a sadik kalir. Bu da dorduncu derecede bir sehid olur."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 14, (1644).

992 - Yahya Ibnu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Bedir'de bizleri) cihada tesvik etti, cenneti hatirlatti. Bu sirada Ensar'dan biri, elindeki hurmalardan yemekte idi. Birden: "Ben sunlari bitirinceye kadar oturacak olursam dunyaya fazla hirs gostermis olacagim" dedi ve ellerindeki hurmalari firlatarak kilincini cekip oldurulunceye kadar savasti."
Muvatta, Cihad 42, (2, 466); Buhari, Megazi, 17; Muslim, Imaret 145, (1901).

993 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Zirh giyinmis bir adam gelerek: "Ya Resulullah! Hemen savasa mi katilayim, Musluman mi olayim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
" Musluman ol, sonra savasa katil"dedi. Adam Musluman oldu, savasa katildi ve olduruldu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun hakkinda:
Az bir amelde bulundu fackat cok sey kazandi!"buyurdu.
Buhari, Cihad 1.3; Muslim, Imaret 144, (1900).

994 - Rasid Ibnu Sa'd, ashaba mensup birinden naklen anlatiyor: "Bir zat Resulullah'a gelip: "Ey Allah'in Resulu, niye sehid disinda kalan mu'minler kabirde imtihan edilirler?" diye sordu. Resulullah su cevabi verdi: "Sehidin olum aninda tepesinin ustunde kilic pariltisini hissetmesi imtihan olarak ona kafidir."
Nesai, Cenaiz 112.

995 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Sehidin olum (darbesinden) duydugu izdirab sizden birinin cimdikten duydugu izdirap kadardir."
Tirmizi, Fedailu'1-Cihad 26, (1668).

996 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Rabbimiz, Allah yolunda savasan su kimseye taaccub etmistir: Arkadaslari hezimete ugra(yip kacmis)tir. Ancak O, (kacmanin haram oldugunu dusunerek) kendisine dusen sorumlulugun idrakiyle geri donerek, oldurulunceye kadar dusmanla carpismistir. Bunun uzerine Aziz ve Celil olan Allah, meleklere (iftiharla) soyle der: "Su kuluma bakin, benim nezdimde olan mukafaati) dusunup katimda olan (cezadan) korkarak geri dondu, oldurulunceye kadar savasti."
Ebu Davud, Cihad 38, (2536).
Abdu'l-Habir Ibnu Kays Ibni Sabit Ibni Kays Ibni Semmas an ebihi an ceddihi(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Ummu Halid adinda bir kadin yuzu ortulu oldugu halde gelerek Allah yolunda oldurulmus olan oglu hakkinda sormak istedi. Ashab'tan biri kadina: "Sen, yuzu ortulu oldugun halde gelip oglundan mi soracaksin?" dedi. Kadin: Oglumu kaybetti isem de hayami kaybetmedim" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina:
"Oglun iki sehid mukafati elde etmistir!" dedi. kadin:
"- Bunun sebebi nedir, ey Allah'in Resulu?"diye sorunca su cevabi verdi:
"Cunku onu Ehl-i Kitap oldurdu!"
Ebu Davud, Cihad 8, (2488).

997 - Sehl Ibnu Huneyf (radiyallahu anh) anlatiyor:, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kim sidk ile Allah'tan sehid olmayi taleb ederse, Allah onu sehidlerin derecesine ulastirir, yataginda olmus bile olsa" buyurdu."
Muslim, Cihad 156, 157, (1908, 1909); Ebu Davud,Salat 361, (1520); Tirmizi, Fedailu'1-Cihad 19, (1653); Nesai-Gihad 36, (6, 36); Ibnu Mace, Cihad 15, (2797).

998 - Ebu Malik el-Es'ari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:
"Kim Allah yolunda evinden ayrilir, sonra da oldurulur, yahut ati veya devesi (yere atip) boynunu kirar veya bir zehirli sokar veya yataginda olur ise, Allah'in diledigi hangi musibetle olmus olursa olsun sehit olarak olur."
Ebu Davud, Cihad 15, (2499).

999 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde geldigine gore, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Ey Allah'in Resulu, kim cennete gidecek?" diye sorulmus, o da su cevabi vermistir: "Peygamber cennetliktir, sehid cennetliktir, cocuk(ken olen) cennetliktir, diri diri gomulen cocuk cennetliktir."
Ebu Davud, Cihad 27, (2521).

1000 - Ebu'n-Nasr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Uhud sehidlerine ugradi ve: "Iste bunlar var ya, bunlar icin sehadet ederim" dedi. Ebu Bekir (radiyallahu anh): "Ey Allah'in Resulu biz onlarin kardesleri degil miyiz? Onlar nasil Musluman oldularsa biz de Musluman olduk, onlarin cihad etmeleri gibi biz de cihad ediyoruz!" dedi. Resulullah su cevabi verdi:
" Evet (soylediginiz hususlar dogru), ancak benden sonra ne gibi bid'alar cikaracaginizi bilemiyorum."
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) agladi, agladi ve sonra:
"- Yani biz senden sonraya mi kalacagiz? (diye eseflendi)."

Muvatta, Cihad 32, (2, 461-62).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 991-1000 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.