Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1331-1340 )

1331 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), iki rek'atlik tavaf namazinda iki Ihlas suresini yani: Kul ya eyyuhe'l-kafirun ve Kul huvallahu ehad surelerini okudu."
Tirmizi, Hacc 43, (869).

1332 - Kesir Ibnu Cemhan anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'i, sa'y mahallinde (mes'a) yururken gorup kendisine: "Kosma mahallinde yuruyor musun?" dedim. Bana:
"Kossaydim, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i kosuyor gormusum demektir. Yuruduysem Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i yurur gordum demektir. Simdi ben yasli bir insanim."
Tirmizi, Hacc 39, (864); Ebu Davud, Menasik 56, 1904); Nesai, Hacc 174, (5,241-242); Ibnu Mace Hacc 43, (2988).

1333 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselàm Safa'dan indigi zaman normal yururdu. Ayaklari vadinin tabanina degince de kosardi. Kosmasi vadi tabaninin bitimine kadar devam ederdi."
Muvatta, Hacc 42, (1, 374); Nesai, Hacc 178, (5, 243).

1334 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Mescid-i Haram'dan cikip Safa'ya yonelirken: "Allah'in basladigi ile baslayalim" deyip (sa'ye) Safa' dan basladigni gordum."
Muvatta, Hacc 42, (5, 374); Tirmizi, Hacc 38, (862); Nesai, Hacc, 163 (5l235), 168 (5l237). Bu manada Muslim'de de gelmistir: Hacc 147, (1218). Keza Ebu Davud'da Menasik 57, (1905); ibnu Mace, Menasik 84, (3074).
Rezin, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den naklen su ilavede bulundu: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Safa'ya cikinca oradan Beytullah'a bakti, ellerini kaldirip diledigi sekilde Allah'i zikretmeye koyuldu."

1335 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Safa ile Merve arasinda, vadinin dibinde kosmak sunnet degildir. Burada cahiliye ehli kosar ve soyle derdi: Batha'yi (vadinin dibini) biz ancak kosarak geceriz."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 26.

1336 - Safiyye Bintu Seybe anlatiyor: "Bir kadin dedi ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselain)'i, Safa ve Merve tepeleri arasindaki vadinin dibinde "Vadi ancak kosularak katedilir" diyerek yururken gordum."
Neai, Hacc 177, (5, 242); Ibnu Mace, Menasik 43, (2987).

1337 - Zuhri (merhum) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e sordular:
"Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Safa ile Merve arasinda remel yaparken (hizli kosarken) gordun mu?"
"Evet, dedi. Insanlardan bir cemaatle birlikteydi. Hep birlikte kosuyorlardi. Ben onlari onun kosusuyla kosuyor goruyordum."
Nesai, Hacc,175, (5, 242).

TAVAF VE SA'YIN AHKAMI

1338 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Beytullah etrafindaki tavaf, namaz gibidir. Ancak bunda konusabilirsiniz. Oyle ise, kim tavafsirasinda konusursa sadece hayir konussun."
Tirmizi, Hacc 112, (960); Nesai, Hacc 136, (5, 222).

1339 - Nesai'nin bir baska rivayetinde soyle buyurulmustur: "Tavaf sirasinda az kelam edin. Zira sizler namazdasiniz."

1340 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Veda haccinda bir deve uzerinde tavaf yapti. Rukn'e bir bastonla istilam buyurdu."
Bir rivayette: "Rukn'e her gelisinde, ona elindeki bir seyle isaret buyurdu" denmistir.

Buhari, Hacc 58, 61, 62, 74, Salat 24, Muslim, Hacc 253, (1272);Ebu Davud, Menasik 49, (1877); Nesai, Hacc 15, (5, 233);Tirniizi, Hacc 40, (865); Ibnu Mace, Menasik 28, (2948).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1331-1340 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.