Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1561-1570 )
ZINA HADDIYLE ILGILI
HUKUMLER
1561 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'i hutbe
verirken dinledim. Soyle demisti:
"Allah Teala
hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gonderdi ve O'na
Kitab'i indirdi. Bu indirilenler arasinda recm ayeti de vardi! Biz bu ayeti
okuduk ve ezberledik. Ayrica, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana
recm cezasini tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben su endiseyi
tasiyorum: Aradan uzun zaman gecince, bazilari cikip: "Biz Kitabullah'da
recm cezasini gormuyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'in kitabinda
indirdigi bir farzi terkederek dalalete dusebilecektir. Bilesiniz, recm, kadin
ve erkekten muhsan olanlarin zinalari, -delil veya hamilelik veya itiraf
yoluyla- sub–t buldugu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da
mevcut bir haktir. Allah'a kasemle soyluyorum, eger insanlar: "Omer Allah
Teala' nin kitabina ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini
(Kitabullah'a) yazardim."
Buhari, Hudud 31, 30,
Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, I'tisam 16; Muslim, Hudud 15,
(1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizi, Hudud 7, (1431); Ebu
Davud, Hudud 23, (4418).
1562 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allahu Teala Kur'an-i Kerim'inde:
"Kadinlarinizdan fuhsu irtikab edenlere karsi icinizden dort sahid
getirin. Eger sehadet ederlerse onlari olum alip goturunceye, yahud Allah
onlara bir yol acincaya kadar. kendilerini evlerde alikoyun (insanlarla
ihtilattan menedin)" buyurdu. (Nisa 15).
Cenab-i Hakk, bu ayette
(zina meselesinde) once kadini zikrettikten sonra, erkegi kadinla birlikte ele
alarak soyle demistir: "Sizler-den fuhsu irtikab edenlerin her ikisini de
(kinayarak) eziyete kosun. Eger tevbe edip (nefislerini) islah ederlerse artik
onlara (eziyetten) vazgecin. cunku Allah tevbeleri cok kabul eden, en cok
esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-i Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek
soyle buyurdu: "Zina eden kadinla zina eden erkekten her birine yuzer
deynek vurun. Eger Allah'a ve ahiret gunune inaniyorsaniz bunlara, Allah'in
dinini tatbik hususunda, aciyacaginiz tutmasin. Mu'minlerden bir zumre de bunlarin
azabina (bu cezalarina) sahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur suresinde recm
ayeti nazil oldu. Onceki (celdeyi emreden) vahiy bekar (zani) icindi. Sonra
recm ayeti tilavetten kaldirildi, ancak hukmu baki kaldi."
Ebu Davud, Hudud 23,
(4413).
Bu rivayetin "...yuzer
deynek vurun"ibaresine kadar olan kisim Ebu Davud'a aittir, mutebakisini
Rezin ilave etmistir.
1563 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh): "Ey
Allah'in Resulu, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dort sahid
getirmek icin bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam):
"-Evet
bekleyeceksin!" dedi."
Muslim, Lian 14, (1498);
Muvatta,Hudud 7, (2,823); Ebu Davud, Diyat 12, (4532, 4533).
Muslim ve Ebu Davud'un bir
diger rivayetinde: "Bir adam, karisinin yaninda bir yabanci yakalasa onu
oldurebilir mi ne dersiniz?" diye sorar. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam): "Hayir!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle
sereflendiren Allah'a yemin ederim, firsati yakalarsam ondan once kilincimi
isletirim" der. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Efendinizin ne
soyledigine bakin!" buyurur.
1564 - Ebu Hureyre ve Zeyd
Ibnu Halid (radiyallahu anhuma) sunu anlattilar: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye
sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Cariye zina yaparsa
ona celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin, yine zina yaparsa
yine celde uygulayin ve sonra onu (kildan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa
satin gitsin."
Buhari, Buyu 66,110,17;
Muslim, Hudud 30, (1703);Muvatta, Hudud 14, (826); Tirmizi, Hudud 13,
(1440);Ebu Davud, Hudud 33, (4469, 4470, 4471).
Bir rivayette:
"(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayiplamasin" denmistir.
1565 - Ebu Abdirrahman
es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.Ali (radiyallahu anh) hutbede
soyle buyurdu: "Ey insanlar, kolelerinize -ister muhsan olsunlar, ister
olmasinlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'in bir cariyesi zina yapmisti, ona celde tatbik etmemi emretti.
(Dovmek uzere) yanina geldim. Yeni nifas olmustu. Doversem oldururum diye
korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana:" Iyi yapmissin, iyilesinceye
kadar ona dokunma" dedi."
Muslim, Hudud 34, (1075);
Tirmizi, Hudud 13, (1441); Ebu Davud, Hudud 34, (4473).
1566 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hur
kimseye terettup eden haddin bolunebilen cesidinin yarisini koleye hukmetti.
Sozgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve surbu'l-hamr
(icki) haddi boyledir. (Bunlar bolunebilen haddlerdir, koleye hep yarisi tatbik
edilir).
Rezin ilavesidir.
1567 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) hazretlerinden rivayete gore: Cariyelerinden birine hadd
tatbik etmis, bu maksadla ayaklarina ve bacaklarina vurmaya baslamisti. Bunu
goren Salim (rahimehullah) kendisine:
"- (Sen niye boyle
yapiyorsun?) Cenab-i Hakk'in"Bunlara Allah'in dinini tatbik hususunda
aciyacaginiz tutmasin..:" (Nur 2) sozu nerede kaldi?" der. Abdullah
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de:
"- Beni ona sefkatli
davraniyor mu buldun? Her halde Cenab-i Hakk onu oldurmemi emretmedi"
cevabini verir.
Rezin ilavesidir.
1568 - Vail Ibnu Hucr Ibni
Rebia (radiyallahu anh) anlatiyor; "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
sagliginda, namaz kilmak maksadiyla bir kadin evinden cikmisti. Yolda ona bir
erkek rastladi. Kadina cullanip ihtiyacini giderdi. Kadin bagirdi, adam ise
sivisti gitti.
(Cigligi uzerine) kadina
bir erkek ugramisti. Ona basindan geceni anlatip, bir adam bana boyle boyle
yapti dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladi, basindan geceni onlara da
anlatip: "Bir adam bana boyle yapti!" dedi. Hep beraber yuruyup,
kadinin kendisine tecavuz ettigi kimseyi yakalayip kadina getirdiler. Kadin:
"- Evet bu odur?"
dedi. Sonra adami Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina goturduler.
Resulullah adamin recmedilmesini emrettigi sirada, kadina tecavuz etmis olan
kimse kalkip:
"- Ey Allah'in Resulu,
suclu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
kadina:
" Git. Allah
gunahlarini affetti" dedi. Zan altinda kalmis olan kimseye de guzel sozler
soyleyip (gonlunu aldi). Mutecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi.
Sonra Resulullah sunu
soyledi: " Bu adam oyle bir tevbe ile tevbe etti ki, boyle bir tevbeyi
Medine ahalisi yapsaydi kabul edilirdi."
Tirmizi, su ziyadede
bulunmustur: "Vail (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'in kadina mehir takdir edip etmedigini zikretmedi."
Tirmizi, Hudud 22, (1452);
Ebu Davud, Hudud 7, (4379).
1569 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer'e, zina yapmis olan deli bir
kadin getirildi. (Recm edilip edilemeyecegi hususunda) halkla istisare ederek
recmedilmesine hukmetti. Kadina Hz. Ali (radiyallahu anh) ugradi. (Hazirligi
gorunce):
"- Bunun hali
nedir?" diye sordu. Kendisine: "Falanca kabileden deli bir kadindir,
zina yapmistir. Hz. Omer (radiyallahu anh), recmedilmesine hukmetmistir"
dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Kadini geri
goturun!" dedi, sonra Hz. Omer'e ugrayip:
"- Ey mu'minlerin
emiri! Bilirsin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Kalem uc kisiden
kaldirilmistir (artik onlar yaptiklarindan sorum1u degildirler): Buluga
erinceye kadar cocuktan, uyanincaya kadar uyuyandan, sifa buluncaya kadar
bunamistan." Bu bicare kadin falanca kabilenin bunagidir. Ona tecavuz
eden, muhakkak ki akli noksanligi sirasinda tecevuz etmistir" dedi."
Ebu Davud Hudud 16.
(4399.4400. 4401. 4402).
1570 - Habib Ibnu Salim
(rahimehullah) anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Huneyn denen bir adam
karisinin cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man Ibnu Besir
(radiyallahu anh)'e goturuldu.
"- Ben, dedi,
hakkinizda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmuyle hukmedecegim: Eger
zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yuz deynek yiyeceksin, helal etmezse
recmedileceksin.."
Sonra (tahkik etti)
karisinin cariyeyi adama helal ettigini gorunce, emir yuz deynek vurdu."
Tirmizi, Hudud 21, (1451);
Ebu Davud, Hudud 28, (4458, 4459); Nesai, Nikah 70, (6,124); Ibnu Mlace, Hudud
8, (2551).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1561-1570 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.