Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1691-1700 )

1691 - Adiyy Ibnu Amire el-Kindi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Bir ise me'mur tayin ettigimiz kimse, bizden bir igne veya ondan daha kucuk bir seyi gizlemis olsa, bu bir hiyanettir (gulul), kiyamet gunu onu getirecektir. "
Bunun uzerine, Ensar'dan bir zat kalkarak: "Ey Allah'in Resulu! Vazifeyi benden geri al!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Sana ne oldu?" diye sordu: "Senin (az once sunu sunu) soyledigini isittim ya!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Ben onu su anda tekrar ediyorum: "Kimi memur tayin edersek az veya cok ne varsa bize getirsin. Ondan kendisine ne verilirse alir, ne yasaklanirsa onu terkeder."
Muslim, Imaret 30, (1833).

1692 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, insanlarin Allah'a en sevgi1i ve mekan olarak en yakin olani, adil imamdir. Kiyamet gunu, insanlarin Allah'a en menfuru O'ndan mekan olarak en uzak olani da zalim sultandir."
Tirmizi, Ahkam 4, (1329).

EMIR OLMANIN KOTULUGUGU

1693 - Mikdam Ibnu Ma'dikerib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) omuzuma vurdu ve:
"Ey Kudeym (Mikdamcik)! Emir, katip, arif olmadan olursen kurtulusa erdin demektir!" dedi."
Ebu Davud, Harac 5, (2933).

1694 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Ey Allah'in Resulu! dedim, beni memur ta'yin etmez misin?"
Bu sozum uzerine, elini omuzuma vurdu ve sonra da: "Ey Ebu Zerr, sen zayifsin, memurluk ise bir emanettir. (Hakkini veremedigin taktirde) kiyamet gunu rusvaylik ve pismanliktir. Ancak kim onu hakederek alir ve onun sebebiyle uzerine dusen vazifeleri eksiksiz eda ederse o haric" buyurdu."
Muslim" Imaret 17, (1826); Ebu Davud, Vesaya 4, (2868); Nesai, Vesaya 10, (6, 255).
Ebu Davud'un diger bir rivayetinde soyle gelmistir: "Ey Ebu Zerr, ben seni zayif goruyorum. Ben kendim icin istedigimi senin icin de isterim. Sakin iki kisi uzerine amir olma, yetim malina da velilik yapma."
Yine Ebu Davud'un bir diger rivayeti (Harac 5, (2934) soyle: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Ariflik haktir, halka ariflik gereklidir, ancak arifler atestedir. "

1695 - Abdurrahman Ibnu Semure (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Ey Abdurrahman! Emirlik isteme. Eger senin talebin uzerine sana emirlik verilirse, istedigin seyin sorumlulugu sana yuklenir. Eger sen talibi olmadan sana emirlik verilirse, o iste yardim gorursun. Bir is icin yemin eder, sonra da aksini yapmakta hayir gorursen, daha hayirli gordugun ne ise onu yap, ettigin yemin icin de kefarette bulun."
Buhari, Ahkam 5, 6, Eyman 1; Muslim, Imaret 19, (1652); Ebu Davud, Harac 2, (2929); Tirmizi, Nuzur 5, (1529); Nesai, Adabu'l-Kudat 5, (8, 225).

1696 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yanimda amcamin evlatlarindan iki kisi daha oldugu halde Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzuruna girdim. Yanimdakilerden biri:
"Ey Allah'in Resulu! Allah'in sana tevdi ettign islerden bazilari uzerine bizi emir tayin et" dedi. Digeri de ayni talepde bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onlara cevabi su oldu:
"Biz, -Allah'a kasem olsun- bu ise, onu taleb eden veya ona hirs gosteren hic kimseyi tayin etmeyiz!"
Buhari, Ahkam 7,12, Icare 8, Istitabe 2; Muslim, Imaret 7, (1733); Ebu Davud, Harac 2, (2930); Nesai, Adabu'1-Kudat 4, (8, 224).

IMAM VE EMIRE ITAATIN VACIB OLUSU

1697 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Dinleyin ve itaat edin! Hatta, ustunuze, basi kuru uzum danesi gibi siyah Habesli bir kole bile tayin edilmis olsa, aranizdaKitabullah'i tatbik ettikce. . . (itaatten ayrilmayin)."
Buhari, Ahkam 4, Ezan 54, 56.

1698 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim bana itaat etmisse mutlaka Allah'a itaat etmistir. Kim de banas isyan etmis ise, mutlaka Allah'a isyan etmistir. Kim emire itaat ederse mutlaka bana itaat etmis olur. Kim de emire isyan ederse mutlaka bana isyan etmis olur.
Buhari, Ahkam 1, Cihad 109; Muslim, Imaret 33, (1853); Nesai, Bey'at 27, (7,154).

1699 - Hz. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Musluman kisiye, hosuna giden veya gitmeyen her hususta itaat etmesi gerekir. Ancak, masiyet (Allah'a isyan) emredilmisse o haric, eger masiyet emredilmisse, dinlemek de yok, itaat de yok."
Buhari, Ahkam 4, Cihad 108; Muslim, Imaret 38, (1839); Tirmizi, Cihad 29, (1708); Ebu Davud, Cihad 86, (2626); Nesai, Bey'at 34, (7,160).

1700 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Size emirlerinizin en hayirlilari kimlerdir, en serirleri kimlerdir haber vereyim mi? Onlarin en hayirlilari sizlerin sevgisine mazhar olanlar, sizleri sevenlerdir; lehlerinde hayirla dua edersiniz, onlar da size hayir dua ederler. Umeranizin serirleri de sizin bugzettiklerinizdir, onlar da size bugzederler, siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler"

Tirmzi, Fiten 77, (2265).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1691-1700 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.