Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 181-190 )
181 - Muslim'de Ebu Zerr
(radiyallahu anh) hazretlerinden kaydedildigine gore, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurmustur ki: "Bana ummetimin, hayir ve ser, butun amelleri
arzedildi. Iyi amelleri arasinda, rahatsizlik veren bir seyin yoldan atilmasi
da vardi. Kotu amelleri arasinda yere gomulmeden mescide birakilmis tukruk de
vardi."
Muslim, Mesacid 58, (553).
182 - Yine Muslim'de Ebu
Berze (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, bana faydali
olacak birsey ogret, dedim de su tavsiyede bulundu: "Muslumanlarin
yolundan rahatsizlik veren seyleri kaldir"
Muslim, Birr 131, (2618).
IYILIK UZERINE MUTEFERRIK
HADISLER
183 - Safvan Ibnu Suleym
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)
buyurdu ki: "Dul ve kimsesizler icin calisan, Allah yolunda cihad eden
veya gunduzleri oruc tutup geceleri de ibadet eden kimse gibidir"
Buhari, Nafakat 1, Edeb 25,
26; Nesai, Zekat 78, (5, 86, 87); Muslim, Zud 41, (2982); Tirmizi, Birr 44,
(1970).
184 - Amr Ibnu'l-As
(radiyallahu anh) anlatiyor. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:
"Kirk iyilik vardir. En ustunu sagmal keci bagislamaktir. Bu iyiliklerden
birini, sevab umid ederek ve vadedilen mukafati tasdik ederek yapan kimseyi
Allah mutlaka, bu ameli sebebiyle, cennete koyar." Ravilerden biri
(Hassan) diyor ki: "Keci bagisi disindaki amellerisaydik: Verilen selami
almak, hapsirana yerhamukallah demek, yoldan rahatsizlik veren seyi temizlemek
vs. gibi, fakat on bese bile ulasamadik".
Buhari, Hibe 35; Ebu Davud,
Zekat 42, (1683).
185 - Ebu Musa (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Her Muslumanin
sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Kendisine: "Ya bulamayan
olursa?" diye soruldu. "Eliyle, calisir, hem sahsi icin harcar, hem
de tasadduk eder" cevabini verdi. "Ya calisacak gucu yoksa?"
diye soruldu. "Bu durumda, sikismis bir ihtiyac sahibine yardim eder"
dedi. "Buna da gucu yetmezse?" dendi. "Ma'rufu veya hayri
emreder" dedi. "Bunu da yapmazsa?" diye tekrar sorulunca:
"Kendini baskasina kotuluk yapmaktan alikor. Zira bu da bir
sadakadir" buyurdu.
Buhari, Zekat 30, Edeb 33;
Muslim, Zekat 55, (1008).
186 - Yine Buhari ve
Muslim, Ebu Hureyre'den (r. a.) kaydettiklerine gore, Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Gunesin dogdugu her yeni
gunde kisiye, her bir mafsali icin bir sadaka vermesi gerekir. Iki kisi
arasinda adalet yapman bir sadakadir. Kisiye hayvanini yuklerken yardim etmen
bir sadakadir. Guzel soz sadakadir, namaza gitmek uzere attigin her adim
sadakadir. Yoldan rahatsiz edici bir seyi kaldirip atman sadakadir."
Buhari, Cihad 72, 128, Sulh
33; Muslim, Musafirin 84, (720), zekat 56, (1009).
187 - Hakim Ibnu Hizam
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, dedim, cahiliye devrinde
yaptigim hayirlar var: Dua, kole azad etme, sadaka vermek gibi, bana bunlardan
bir sevab gelecek mi?" "Sen dedi, zaten, daha once yaptigin bu
iyiliklerin hayrina Musluman olmussun."
Buhari, Zekat 24, Buyu 100,
Itk 12, Edeb 16; Muslim, Iman 194-196, (123).
Bir diger rivayette der ki:
Dedim ki: "Allah'a kasem olsun, Islam'da yaptiklarimdan hicbirini eksik
birakmadan, cahiliye devrinde hepsini yapmistim."
Diger bir rivayette
Hakim'in cahiliye devrinde yuz kole azad ettigi, yuz deve yuku mal tasadduk
ettigi, Musluman olunca da ayni miktarda hayir yaptigini belirtir.
188 - Hz. Aise (radiyallahu
anha) anlatiyor: "Dedim ki Ey Allah'in Resulu, Ibnu Cud'an cahiliye
devrinde sila-i rahimde bulunur, fakirlere yedirirdi. O bundan fayda gorecek
mi? Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "(Hayir)
iyiliklerin ona bir faydasi olmayacaktir. Cunku o bir gun bile "Ya Rabbi
kiyamet gunu gunahlarimi bagisla" dememistir."
Muslim, Iman 365, (214).
189 - Ebu Zerr (radiyallahu
anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Yapilan hayirdan
(ma'ruf) hicbir seyi kucuk bulup hakir gorme, kardesini guler yuzle karsilaman
bile olsa (bunu ehemmiyetsiz gorup ihmal etme)"
Muslim, Birr 144, (2626).
190 - Huzeyfe (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Her bir ma'ruf sadakadir"
Buhari, Edeb 33; Muslim,
Zekat 52, (1005); Ebu Davud, Edeb 68, (4947); Tirmizi, Birr 45, (1971).
Bu hadisi Tirmizi, Hz.
Cabir (radiyallahu anh)'den su ziyade ile rivayet etti: "Kardesini guler
yuzle karsilaman, kendi kovandan kardesinin kabina su vermen de birer
"ma'ruf"dur".
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 181-190 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.