Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2131-2140 )

2131 - Ebu'l-Husayn el-Heysem Ibnu Sefi anlatiyor: "Ben ve kunyesi Ebu Amir olan Meafirli bir arkadasim Iliya (da denen Kudus)'da namaz kilmak uzere beraberce yola ciktik. Onlara kissa anlatan buyukleri, Ezd kabilesine mensup Ebu Reyhane kunyesini tasiyan bir Sahabi idi.
Ebu'l-Husayn der ki: "Arkadasim benden once mescide vardi. Sonra da ben geldim ve yanina oturdum. Bana: "Ebu Reyhane'nin anlattigina yetistin mi?" dedi. "Hayir!" diye cevap verince: "Ben onun anlattigini dinledim, diyordu ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi yasakladi:
Disleri torpuleyip inceltmek, dovme yapmak, (erkeklerin sac ve sakallarindaki aklari, kadinlarin yuzlerindeki tuyleri) yolmasi, kadinin kadinla, erkegin erkekle ayni ortu altinda arada bir mania olmadan yatmasi, erkegin Acemler gibi elbisesinin alt kismina ipek serit ilave etmesi, yine Acemler gibi omuzlarina alem olarak (dort parmak genisliginden fazla) ipek koymasi, yagmacilik yapmasi; saltanat sahibi olmayanin (Acemlerin ziyyi (susu) durumunda olan) kaplan (derisinin) uzerine oturmasi ve yuzuk takmasi."
Ebu Davud, Libas 11, (4049); Nesai, Zinet 20, (8, 143); Ibnu Mace, Libas 47, (3655).

2132 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi sevmezdi: Sari yani haluk, yaslilikla ortaya cikan aklarin rengini degistirme, izarin (kibirle) yerde surunmesi, altin yuzuk takmak, teberruc (kadinlarin zinetlerini yersiz olarak gostermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den baska bir sey okuyarak rukye yapmak, akdu't-temaim (muska baglamak), suyu (meniyi) mahallinden baska yere atmak, cocugu ifsad etmek. Resulullah, bunlari) haram kilmaksizin mekruh sayardi."
Ebu Davud, 3, (4222); Nesai, Zinet 17, (8,141).

2133 - Hz. AIi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altin yuzuk takmayi, kissi elbise giymeyi, ruku ve secdede Kur'an okumayi, sariya boyanmis elbise giymeyi yasakladi."
Muslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu Davud, Libas 11, (4044, 4045, 4046, 4050), Hatim 4, (4225); Tirmizi, Salat 195, (264); Nesai, 97, (2,188), Zinet 43, 44, 45, 96, 122, (8,165,169, 203, 219).
Tirmizi ve Nesai'nin rivayetlerinde su ziyade var: "...kizil meysereyi ve el-ciayi da yasakladi." Cia, Misir'da arpadan veya bugdaydan yapilan bir saraptir."
Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Ali: "Bunlari size de yasakladi demiyorum" der.

2134 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah bize yedi seyi yasakladi: Altin yuzukler altin ve gumus kaplar, ipekli eyer yaygilari, ipekli kissi kumaslar, istibrak denen kalin ipekli kumaslar, ibrisim kumaslar ve ipek kumaslar."
Buhari, Isti'zan 8, Cenaiz 2, Mezalim 5, Nikah 71, Esribe 28, Marza 4, Libas 28, 36, 45, Edeb 124, Eyman 9; Muslim 3, (2066); Tirmizi, Edeb 45, (2810); Nesai, Zinet 92, (8, 201).

2135 - Imran Ibnu Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erguvanin uzerine oturmam, sariya boyanmis olan elbiseyi, ipekten kenar cekilmis elbiseyi giymem." Ravi Husayn burada rivayeti keserek gomleginin cebine isaret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resulullah'in geri kalan sozlerini tamamladi: "Haberiniz olsun erkegin tibi (surunme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadinlarin tibi renklidir, kokusu yoktur."
Ravilerden biri demistir ki: "Bu yasak kadinin disari cikma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanin yaninda oldugu takdirde istedigi kokuyu surunur."
Ebu Davud, Libas 11, (4048).

2136 - Ebu Eyyrub (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kina yakma, koku surunme, misvak kullanma ve evlenme butun peygamberlerin tabi olageldikleri sunnetlerdendir."
Tirmizi, Nikah 1, (1080).

2137 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir adam gordu, saclari darmadaginikti.
"Bu adam saclarini duzeltip tertibe sokacak bir seyi bulamadi mi?" diye memnuniyetsizlik izhar etti. Derken, o sirada bir diger adam gordu, bunun da ustu basi kirliydi. Bunun hakkinda da: "Su adam elbisesini yikayacak bir sey bulamiyor mu?" diye soylendi."
Ebu Davud, Libas 17, (4062).

2138 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bineklerimizin uzerinde bazi torbalar gordu, torbalarda kirmizi yun hatlari vardi. "Bu kizilligin size galebe caldigini goruyorum" dedi. Resulullah'in bu sozu uzerine yerlerimizden firlayip kalktik, oyle ki develerimizden bir kismi (telasimizdan) urktu. Keseleri aldik, onlardaki kizil yunleri sokup attik."
Ebu Davud, Libas 20, (4070).

2139 - Abbad Ibnu Temim anlatiyor: "Ebu Besir el-Ensari (radiyallahu anh) kendisine bildirmistir ki, Ebu Besir bir seferde Resullullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdi. Efendimiz, o sirada tellalina emrederek su hususu ilan ettirdi: "Hicbir devenin boynunda kiristen mamul bir gerdanlik veya (herhangi) bir gerdanlik kalmasin, mutlaka kesilsin!"
Malik: "Zannederim bu yasak, nazar degmesine (karsi develerin boynuna asilan seyler) icin verilmis olmali demistir."
Buhari, Cihad 139; Muslim, Libas 105, (2115); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 39, (2, 937); Ebu Davud, Cihad 49, (5552).

NAKISLAR, SURETLER VE ORTULER HAKKINDA RESSAMLARIN ZEMMI, RESIM VE ORTULERIN KERAHETI

2140 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Su resimlerin sahipleri var ya! Kiyamet gunu azab olunacaklar. Onlara: "Su yaptiklarinizi diriltin" denir."

Buhari, Libas 89, Tevhid 56, Muslim, Libas 103, (2018); Nesai, Zinet 114:, (8, 215).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2131-2140 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.