Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 221-230 )

221 - Hakim Ibnu Hizam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, bana gelip, birseyler almak isteyenler oluyor. Halbuki istenen sey bende yoktur. Bu durumda bilahere carsidan satin alarak teslim etmek uzere istenen seyi satayim mi?""Hayir dedi, yaninda mevcut olmayan seyi satma."
Nesai, Buyu 60, (7, 289), Ebu Davud, Buyu 70 (3503); Tirmizi, Buyu 19, (1232); Ibnu Mace, Ticarat 20, (2187).

222 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir kimsenin, yiyecek maddesini tam olarak kabzetmis olmadan satmasini yasakladi. Tavus derki: "Ibnu Abbas'a "Bu nasil olur?" diye sordum da bana su cevabi verdi: "Bu dirhemlerin dirhemlerle alinip satilmasidir, yiyecek maddesi ise tehir edilmistir."
Bes kitap'ta da tahric edilmistir.

223 - Suleyman Ibnu Yesar (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Mervan Ibnu'l-Hakem'e: -Sen faiz ticaretini helal kildin dedi. Mervan: -Ne yapmisim? diye sordu. Ebu Hureyre tekrar:
-Sen sened satisini helal addetmissin. Halbuki Resulullah (aleyhissalatu vesselam), tam olarak kabzedilmezden once yiyecek satisini yasakladi, dedi. Ravi der ki: "Bu konusma uzerine Mervan halka hitap ederek sened satisini yasakladi." Suleyman ilave etti: "Ben muhafizlarin bu senedleri, halkin elinden topladiklarini gordum."
Muslim, Buyu 40 (1528).

224 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir sefer sirasinda Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le beraber bulunuyorduk. Ben Hz. Omer'e ait, yuke yeni alistirilan henuz zabti zor bir devenin uzerindeydim. Deve dik baslilik edip cemaatin onune onune giderdi. Babam Omer (radiyallahu anh) devenin bu davranisindan uzulur, onu tekrar geriye atardi. Bana da: "Devene sahib ol, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onune gecmesin" derdi. Sonunda Resulullah (aleyhissalatu vesselam): -Ey Omer, onu bana sat dedi.
-Pekala o senin olsun ey Allah'in Resulu!" dedi. Boylece deveyi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ondan satin almis oldu. Sonra da Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana donerek: "Ey Abdullah, deveyi sana bagisladim, artik o senindir, onu istedigin gibi kullan" dedi.
Buhari, Buyu 47, Hibe 25.

MEYVELERIN VE EKINLERIN SATISINA DAIR

225 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Agaclarin uzerinde o yilin meyveleri (olgunlasmaya) salih oldugu (kizarmak, sararmak suretiyle) zahir olana kadar, meyveleri satmayin. Yas hurmayi kuru hurma karsiliginda da satmayin."
Yine Abdullah Ibnu Omer, Zeyd Ibnu Sabit'in soyle dedigini rivayet etmistir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yas hurmayi kurusu ile degistirmeyi yasakladiktan sonra, ariyyenin (muayyen bir agacin basindaki yas hurmayi) yerdeki yas veya kuru hurma ile tebdiline musaade buyurdu. Bu cesit bir degis tokusa baska alim-satimlarda musaade buyurmadi." Ibnu Omer'e meyvenin salih olarak ortaya cikmasi nedir? diye sorulunca su cevabi verirdi: "Meyvenin afete ugrayarak zarar gorme tehlikesini atlatmasidir."
Buhari, Buyu 82-87, Musakat 17, Selem 4; Muslim, Buyu 51, 59, 79, (1534, 1535, 1539); Ebu Davud, Buyu 20, (3361); Nesai, Buyu 28 (7, 262-263), 40 (7, 270-271), Eyman 45 (7, 33); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215); Muvatta, Buyu 10, (2, 618).

226 - Buhari'nin disindaki muelliflerin kaydettigi bir diger rivayette soyle denir: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) meyvesi olgunlasincaya kadar hurmayi, danesi beyazlasip afetten emin oluncaya kadar basagi satmaktan men etti. Bu muameleden satici da alici da yasaklanmistir.
Muslim, Buyu 50, (1535); Ebu Davud, Buyu 23, (3368); Tirmizi, Buyu 15, (1226-1227); Nesai, Buyu 40, (7, 270, 271); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2214-2215).

227 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) olgunlasmazdan once meyvenin agacin basinda iken satilmasini yasakladi. Kendisine (aleyhissalatu vesselam) meyvenin olgunlasmasi ile ne kastediliyor? diye sorulunca: "Onun kizarmasi ve sararmasidir"diye acikladi ve ilave etti: "Cenab-i Hakk bir afet vererek meyveye mani olacak olsa, kardesinden aldigin parayi nasil helal addedeceksin?"
Buhari, Buyu' 83, Selem 4; Muslim, Musakat 15-17 (1555), Buyu 49, 50 (1534-1554); Muvatta, Buyu 11 (2, 618); Ebu Davud, Buyu 23, (3367); Ibnu Mace, Ticarat 61, (2284).

228 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) alacalanmazdan once meyvenin satilmasini yasakladi. "Meyvenin alacalanmasi nedir?" diye sorulunca: "Kizarmasi, sararmasi ve yenir hale gelmesidir" diye acikladi.
Buhari, Buyu 83, Zekat 58; Muslim, Buyu 53 (1536); Ebu Davud Buyu' 23, (3370-3373); Nesai, Buyu 28, (7, 264).

229 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) siyahlanmazdan once uzumun, sertlesmezden once hububatin satilmasini yasakladi."
Ebu Davud, Buyu 23, (3371); Tirmizi, Buyu 15 (1228); Ibnu Mace, Ticarat 32, (2217).

230 - Harice Ibnu Zeyd (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, babasi, sureyya yildizi dogmadikca meyve satmazdi.

Muvatta, Buyu 13, (2, 619).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 221-230 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.