Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2261-2270 )

2261 - Hz. Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cagala hurma ile olmus hurmanin karistirilip (nebiz yapilmasini) sonra da bunun icilmesini yasakladi. Sarap haram edildigi zaman (Araplarin) iceceklerinin tamamini nerdeyse bu teslkil ediyordu."
Muslim, Esribe 8, (1981); Nesai, Esribe 13, (8, 291, 292).

2262 - Cabir Ibnu Zeyd ve Ikrime (radiyallahu anhuma)'den rivayete gore, her ikisi de olgun hurmadan tek basina (da olsa yapilan nebizi) mekruh addediyorlardi ve bu hukmu Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan aliyorlardi.
Ibnu Abbas "Nebizin, Abdulkays'a yasaklanan muzza olmasindan korkuyorum" derdi. Ben, Katade'ye: "Muzza nedir?" diye sordum da bana "Hantem (sirli seramik) ve muzeffet (ziftlenmis) denen kaplarda kurulmus nebiz" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Esribe 9, (3709).

2263 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin kuru uzumden nebiz kurardik, icerisine de hurma atardik."
Ebu Davud, Esribe 8, (3707).

2264 - Bir diger rivayette soyle demistir: "Ben bir avuc kuru uzum, bir avuc da hurma aliyor, bunlari bir kaba koyuyor, parmaklarimla ovup sonra da (elde edilen sirayi) Resulullah'a iciriyordum."
Ebu Davud, Esribe 8, (3708).

2265 - Suveyd Ibnu Gafle (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer'in Ebu Musa (radiyallahu anhuma)'ya yazdigi mektubu okudum, diyordu ki: "Emma ba'd! Bilesin bana deve katrani gibi siyah, sert bir sarap tasiyan bir kervan Sam'dan geldi. Ben onlara bunun kaynatilarak ne kadarinin buharlastirilacagini sordum. Bana ucte ikisi ucuncaya kadar kaynatacaklarini soylediler, yani pis olan ucte ikisi gidiyor. Soyle ki ucte biri pis kokulu kisim, ucte biri bozuk kisim (geriye kalan ucte bir temiz kisim kaliyor). Sen yanindakilere, emret, bu kalan ucte biri icsinler."
Nesai, Esribe 53, (8, 328-330).

2266 - Yine Nesai'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Abdullah Ibnu Yezid el-Hutami demistir ki: "Hz. Omer (radiyallahu anh) bize sunu yazdi: "Emma ba'd: Sarabinizi ondaki seytanin hissesi gidinceye kadar kaynatin. Zira onda seytanin iki, sizin de bir hisseniz vardir."
Nesai, Esribe 53, (8, 329).

2267 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore, bir adam kendisine siradan sual etti. Ibnu Abbas: "Taze oldukca ic" dedi. Adam: "Ben onu kaynatiyorum, ancak yine de icimde bir suphe var" deyince, Ibnu Abbas: "Yani sen onu kaynatmadan once iciyor muydun?" diye sordu. Adam: "Hayir!" dedi. Ibnu Abbas:
"Ates, haram olan hicbirseyi helal kilmaz!" dedi."
Nesai, Esribe 54, (8, 331).

HARAM VE HELAL OLAN KAPLAR

2268 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), comlekte, kabak ve ziftli kaplarda yapilan nebizi(n icilmesini) yasakladi."
Muslim, Esribe 48, (1997); Muvatta, Esribe 5, (2, 843); Ebu Davud, Esribe 7, (3690, 3691); Tirmizi, Esribe 4, (1868, 1869); Nesai, Esribe 28, 33, 36, (8, 303, 306, 308).

2269 - Muslim'in bir rivayetinde soyle denmistir: "(Resulullah) hantemi yasakladi, bu (topraktan mamul her cesit) kuptur. Dubba'yi yasakladi. Bu su kabagidir. muzeffet'i yasakladi, bu ziftlenmis kaptir. Nakr'i yasakladi, bu kabugu soyulup, ici oyulmus hurma agacidir. Efendimiz, sirayi tuluklarda kurmamizi emretti."
Muslim, Esribe 57, (1997).

2270 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben size kaplari yasaklamis, sadece deri kaplardan (nebiz) icmenizi soylemistim. Artik her kaptan icebilirsiniz, yeter ki, sarhos edici icmeyin."

Muslim, Esribe 64, 65, 66; Ebu Davud, Esribe 7, (3698); Tirmizi, Esribe 6, (1870); Nesai, Esribe 40, 48.



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2261-2270 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.