Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2291-2300 )
2291 - Hz. Aise
(radiyallahu anha)'nin anlattigina gore, kendisinden, Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'in siirden birseyler terennum edip etmedigi sorulmustur da su cevabi
vermistir:
"Evet, Ibnu Ravaha'nin
siirini terennum eder ve su misrai okurdu: "Kendisine azik vermedigin
kimseler sana haber getirecek."
Tirmizi, Edeb 70, (2852).
2292 - Cundeb Ibnu AbdiIIah
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile
beraber oldugumuz bir anda kendilerine bir tas isabet etti, kaydi ve parmagi
kanadi. Bunun uzerine:
"(Parmagim ne
sizlarsin?) Sen ancak kanayan bir parmak degil misin? (Bu kazaya da, bosa
degil) Allah yolunda ugradin" buyurdu."
Buhara, Edeb 90, Cihad 9;
Muslim, Cihad 112, (1796).
NAMAZIN FAZILETI
2293 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in
soyle soyledigini isittim:
"Sizden birinizin
kapisinin onunden bir nehir aksa ve bu nehirde hergun bes kere yikansa, acaba
uzerinde hic kir kalir mi, ne dersiniz?"
"Bu hal, dediler, onun
kirlerinden hicbir sey birakmaz!" Aleyhissalatu vesselam:
"Iste bu, bes vakit
namazin misalidir. Allah onlar sayesinde butun hatalari siler"
buyurdu."
Buhari, Mevakit 6; Muslim,
Mesacid 282, (666); Tirmizi, Emsal 5, (2872); Nesai, Salat 7, (1, 231);
Muvatta, Sefer 91, (1,174).
2294 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Iki erkek kardes vardi. Bunlardan biri obur
kardesinden kirk gun kadar once vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)in yaninda bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun uzerine
Efendimiz (aleyhissalatu vesselam):
"Digeri musluman degil
miydi?" diye sordu.
"Evet, muslumandi ve
fena da degildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Oldukten sonra,
namazinin ona ne kazandirdigini biliyor musunuz? Namazin misali, sizden birinin
kapisinin onunde akan ve her gun icine bes kere girip yikandigi suyu bol ve
tatli bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun uzerinde kir biraktigini
goremezsiniz. Oyleyse, siz ona namazinin neler ulastirdigini
bilemezsiniz."
Muvatta, Kasru's-Salat 91,
(1,174).
2295 - Ebu Umame
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile
beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu,
ben bir hadd isledim, bana cezasini ver!" dedi, Resulullah adama cevap
vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalatu vesselam yine sukut buyurdu.
Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kilindi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) namazdan cikinca adam yine pesine dustu, ben de adami takip ettim.
Ona ne cevap verecegini isitmek istiyordum. Efendimiz adama:
"Evinden cikinca
abdest almis, abdestini de guzel yapmis miydin?" buyurdu. O:
"Evet ey Allah'in
Resulu!" dedi. Efendimiz:
"Sonra da bizimle
namaz kildin mi?" diye sordu. Adam:
"Evet ey Allah'in
Resulu!" deyince, Efendimiz:
"Oyleyse Allah Teala
hazretleri haddini -veya gunahini demisti- affetti" buyurdu."
Buhari, Hudud 27, Muslim,
Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebu Davud, Hudud 9, (4381).
2296 - Hz. Enes
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
yaninda idim. Bir adam huzuruna gelerek:
"Ey Allah'in Resulu,
dedi, ben bir hadd (sucu) isledim, cezasini tatbik et!"
Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) adama (birsey) sormadi. Derken namaz vakti girdi. Resulullah'la
birlikte o da namaz kildi. Aleyhissalatu vesselam namazini tamamlayinca, adam yanina
geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu!
dedi, ben hadd (cesidine giren bir suc) isledim. Bana Allah'in Kitabini tatbik
et!"
Efendimiz: "Sen
bizimle birlikte namazini eda etmedin mi?" diye sordu. Adam:
"Evet!" dedi.
Efendimiz: "Oyleyse git. Zira Allah, senin gunahini affetti" veya
-hadd'ini affetti" dedi."
Buhari, Hudud 17; Muslim,
Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudud 24, (1696).
2297 - Asim Ibnu Sufyan
es-Sakafi (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, bunlar Selasil gazvesine
gitmisler. Fakat fiilen gazveye istirak edememislerdi. Bunun uzerine
kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muaviye (radiyallahu anh)'nin
yanina donduler. Hz. Muaviye'nin yaninda Ebu Eyyub el-Ensari ve Ukbe Ibnu Amir
vardi. Asim:
"Ey Ebu Eyyub! dedi.
Bu sene gazveyi kacirdik. Bize, (bunun telafisi icin bir care) haber verildi.
Buna gore, kim dort mescitte namaz kilarsa, gunahlari affedilirmis."
Ebu Eyyub: "Ey
kardesimin oglu! dedi. Ben sana bundan daha kolayini haber vereyim. Ben
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu isittim: "kim emredildigi
sekilde (mukemmel olarak) abdestini alir, emredildigi sekilde namazini kilarsa,
onceden yapmis oldugu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. " Ey Ukbe!
(Resulullah'in tebsiri) boyleydi degil mi?"
Ukbe: "Evet!"
dedi."
Nesai, Taharet 108, (1,
90-91).
2298 - Ukbe Ibnu Amir
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle
soyledigini isittim: "Rabbin, koyun guden bir cobanin, bir dagin zirvesine
cikip namaz icin ezan okuyup sonra da namaz kilmasindan hoslanir ve AIIah Teala
hazretleri soyle der:
"Benim su kuluma
bakin! Ezan okuyor, namaz kiliyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu
affettim ve onu cennetime dahil ettim."
Ebu Davud, Salat 272,
(1203); Nesai, Ezan 26, (2, 20).
2299 - Imam Malik (radiyallahu
anh)'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur:
"Istikamet uzere olun. (Bunun sevabini) siz sayamazsiniz. Sunu bilin ki,
en hayirli ameliniz namazdir. (Zahiri ue batini temizligi koruyarak) abdestli
olmaya ancak mu'min riayet eder."
Muvatta, Taharet 36, (1,
34); Ibnu Mace, Taharet 4, (277).
2300 - Hz. Huzeyfe
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i
herhangi bir sey uzecek olursa namaz kilardi."
Ebu Davud, Salat 312,
(1319); Nesai, Mevakit 46, (1, 289).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2291-2300 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.