Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2421-2430 )
2421 - Bera (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah ve melekleri namazda birinci safa rahmet ederler. Muezzin sesinin
ulastigi yere kadar magfiret gorur. Yas ve kuru her ne, sesini isitirse, onu
tasdik eder. Ona, beraberinde namaz kilanlarin ecrinin bir misli verilir."
Nesai, Ezan 14, (42,13).
2422 - Ibnu Amr Ibni'l-As
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam: "Ey Allah'in Resulu!
Muezzinler (sevapca) bizden ustun oluyorlar. (Onlara yetismemiz icin ne tavsiye
edersiniz?) diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Onlarin
soylediklerini sen de tekrar et. Bitirip sona erince diledigini iste, sana da
(ayni sevap) verilecektir" cevabini verdi. "
Ebu Davud, 36, (524).
2423 - Abdullah Ibnu
Abdirrahman Ibni Ebi Sa'sa'a anlatiyor: "Ebu Said (radiyallahu anh) bana
dedi ki:
"Seni, koyunlari ve
kir hayatini seviyor goruyorum. Koyunlarinla birlikte veya kirda olunca namaz
ezani okursan, ezan sirasinda sesini yukselt. Zira, muezzinin sesini insan, cin
ve sair her ne isitirse en uzagi" bile Kiyamet gunu onun lehinde sehadet
eder."
Ebu Said sozlerini soyle
tamamladi: "Ben bunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan isittim"
Buhari, Ezan 5,
Bed'u'l-Halk 112, (Menakib 25; Nesai, Ezan 14, (2,13); Muvatta, Nida 5, (1,
69).
2424 - Hz. Muaviye
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i:
"Muezzinler Kiyamet gunu, boyun itibariyle insanlarin en uzunu
olacaklardir" derken isittim."
Muslim, Salat 14, (387).
2425 - Asim Ibnu Behdele
der ki: "Zirri'bnu Hubeys ezan okurken yanina bir adam ugradi ve:
"Ey Ebu Meryem, ezan
mi okuyorsun? Ben ezan yuzunden senden nefret ediyorum" dedi. Zirr ona
soyle cevap verdi:
"Fazilet sebebiyle
benden nefret mi ediyorsun? Vallahi seninle konusmuyorum."
Rezin ilavesidir. (Kaynagi
bulunamamistir).
EZANIN BASLANGICI
2426 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Muslumanlar Medine'ye geldikleri vakit
toplaniyorlar ve namaz vakitlerini birbirlerine soruyorlardi. Namaz icin kimse
nida etmiyordu. Bir gun bu hususta konustular. Bazilari:
"Hristiyanlarin cani
gibi bir can edinin" dedi. Bazilari da:
"Yahudilerin boynuzu
gibi bir boynuz edinerek (onu otturun!)" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh):
''Bir adam cikarsaniz da
namazi ilan etse!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey
BiIaI! Kalk! namazi ilan et!" dedi."
Buhari, Ezan 1; Muslim,
Salat 1, (377); Tirmizi, Salat 139, (190); Nesai, Ezan 1, (2, 2-3).
2427 - Ebu Umeyr Ibnu Enes,
Ensar'dan olan bir amcasindan naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) halki namaza nasil toplayacagi meselesine egildi. Kendisine:
"Namaz vakti olunca
bir bayrak dik, onu gorunce halk birbirine haber verir" dendi. Bu,
Aleyhissalatu vesselam'in hosuna gitmedi. Bunun uzerine O'na, boynuz
hatirlatildi. Bu, yahudilerin borazani idi. Onu bu da memnun etmedi ve hatta:
"Bu yahudi
isidir!" dedi. Bunun uzerine buyuk can hatirlatildi. Efendimiz:
"Bu hristiyanlarin
isidir" dedi. Bu (konusmalar)dan snnra Abdullah Ibnu Zeyd el-Ensari,
Resulullah'in uzuntusune uzulerek ayrildi. Bunun uzerine ruyasinda ezan
ogretildi."
Ebu Davud, Salat 27, (498).
2428 - Bir diger rivayette
soyle denmistir: "Ensardan bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Ben
sizin uzuntunuzu gorup ayrildigim vakit (ruyamdan) bir adam gordum. Uzerinde
yesil renkli iki giysi vardi. Kalkip mescidin uzerinde ezan okudu. Sonra bir
miktar oturdu. Tekrar kalkip ayni soylediklerini bir kere daha tekrarladi.
Ancak bu sefer bir de kad kameti's-salat (namaz baslamistir) cumlesini ilave
etti. Eger halkin (bana yalanci diyeceginden korkum) olmasaydi ben "uykuda
degildim, uyaniktim" diyecektim" dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam):
"Allah sana hayir
gostermis. Bilal'e soyle (bu kelimeleri soyleyerek) ezan okusun!" dedi.
Hz. Omer (radiyallahu anh) de atilarak:
"Onun gordugunu aynen
ben de gordum, ancak o, anlatma isinde benden once davraninca, ben utandim
(anlatamadim)" dedi.
"Adam anlattiklari
arasinda sunlari da soyledi: "(Mescidin uzerine cikan adam) kibleye
yoneldi ve dedi ki: "Allahu ekber Allahu akber Allahu ekber Allahu ekber,
eshedu en la ilahe illallah, eshedu en la ilahe illallah. Eshedu enne
Muhammeden Resulullah eshedu enne Muhammeden Resulullah, hayye ala's-salat -iki
defa-, hayye ala'l-felah -iki defa- Allahu ekber Allahu ekber, lailahe
illallah."
Sonra bir miktar
durduruldu. Sonra adam tekrar kalkti, ayni seyleri yeniden soyledi. Ancak bu
sefer Hayye ala'l-felah'tan sonra kad kameti's-salat kad kameti's-salat dedi.
Ravi ilave etti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bunu Bilal'e
ogret!" buyurdu. (Adam emri yerine getirdi) Bilal de onlari soyleyerek
ezan okudu."
Ebu Davud, Salat 28,
(505-507).
2429 - Abdullah Ibnu Zeyd
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), halki
namaz icin toplamak maksadiyla calinmak uzere bir can yapilmasini emrettigi
zaman, ben uyurken yanima bir adam geldi. Elinde bir can vardi. Ben:
"Ey Allah'in kulu, bu
cani bana satar misin?" dedim. Adam:
"Pekala, ama bunu ne
yapacaksin?" dedi. Ben:
"Bununla insanlari
namaza cagiracagim" dedim. Bana:
"Sana bu is icin daha
hayirli bir soz gostereyim mi?" dedi. Ben de ona: "Elbette!"
dedim.
"Oyleyse sunu soyle!"
diyerek bana ogretti:
"Allahu ekber Allahu
ekber Allahu ekber Allahu ekber.
Eshedu enne Muhammeden
Resulullah, eshedu enne Muhammeden Resulullah.
Hayye ala's-salat, Hayye
ala's-salat.
Hayye ala'l-felah, Hayye
ala'l-felah.
Allahu ekber Allahu ekber
Lailahe illallah."
Abdullah Ibnu Zeyd
(radiyallahu anh) devamli dedi ki: "(Ruyamdaki bu zat) benden biraz
uzaklasti sonra tekrar soze baslayip:
"Sonra namazi
kilacagin zaman sunu soylersin" dedi ve ogretti:
"Allahu ekber Allahu
ekber-Eshedu en la ilahe illallah, Eshedu enne Muhammeden Resulullah, Hayye
ala's-salat, Hayye ala'l-felah, Kad kameti's-salat, kad kameti's-salat, Allahu
ekber Allahu ekber Lailahe illallah."
Sabah olunca Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'a gelerek (ruyamda) gorduklerimi haber verdim. Bana:
"Insallah bu hak bir
ruyadir. Kalk ruyada ogrenmis oldugunu Bilal'e ogret. O bunlari soyleyerek ezan
okusun. Zira o, sesce senden daha gur!" buyurdu. Ben de Bilal'le birlikte
kalktim. Ona teker teker arzediyordum. 0 da bunlari yuksek sesle soyleyerek
ezan okumaya basladi.
Bunu evinde olan Omer
Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) isitmisti. Hemen evden cikip ridasini cekerek
geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu!
diyordu, seni hak ile gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, onun gordugunun
aynisini ben de gordum!"
Bunu isiten Resulullah
(aleyhissalatu vesselam):
"Elhamdulillah! Simdi
bu daha saglam oldu!" dedi."
Ebu Davud, Salat 28, (499);
Tirmizi, Salat 139, (189).
Bir diger rivayette soyle
gelmistir: "(Bilal ezani okuyup sira ikamete gelince) Abdullah: "Onu
ben gordum, ben okumak isterim!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
da:
"Oyleyse sen de ikamet
getir!" buyurdu."
Ebu Davud, Salat 30, (512).
Tirmizi'nin bir rivayetinde
soyle gelmistir: "(Abdullah Ibnu Zeyd ezanla ilgili kissayi anlatirken
elfazi ikiser ikiser zikretti, ikameti ise birer kere zikretti."
Tirmizi, Salat 139, (189).
Yine Tirmizi'nin bir
rivayetinde denmistir ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
ezani(nda elfaz) cift cift idi, ezanda da ikamette de."
Tirmizi, Salat 142, (194).
2430 - Hz. Enes
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Insanlar cogalinca, herkesce bilinecek olan
bir seyle namaz vaktinin duyurulmasinin gerektigini aralarinda konustular. (Bu
meyanda bir ates yakilmasi veya bir can calinmasi teklif edildi).
Bunun uzerine Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) Bilal'e emrederek ikiser kere soyleyerek de ikamet
okumasini emretti."
Buhari, Ezan 2, 3, Enbiya
50; Muslim, Salat 3, (378); Ebu Davud, Salat 29, (508); Tirmizi, Salat 141,
(193); Nesai, Ezan 2, (2, 3).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2421-2430 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.